İşte AKP'nin Sırrı

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
İŞTE AKP'NİN SIRRI

Evet, Türkiye seçimini yaptı! Yola devam dedi! Türkiye ve Türk milleti adına hayırlı olsun demekten başka bir şey elimizden gelmemesine rağmen, yine de fazla suya sabuna dokunmadan bu seçim hakkında bir şeyler yazmak istedim. Neydi bu seçimden de başarıyla çıkan AKP’nin sırrı?

Türkiye’de istikrardan, kalkınmadan, büyümeden bahsediliyor… Demokrasinin oturduğundan bahsediliyor… Halkların özgürlüğünden ve bu özgürlüğün bölgelere ne şekil yansıdığından bahsediliyor.

İstikrar meselesinden başlayalım. AKP’nin yüzde 50’lere varan oy artışının sırrı demokrasi, istikrar ve kalkınma üzerine yaptığı politikadır. Kabul etsek de etmesek de AKP Türkiye’nin alışılagelmiş partilerinden çok farklı bir çizgide yol almaktadır. Uluslararası ve ulusal değişimleri çok çabuk kavrayıp benimseyen bir parti olmuştur. Buna karşın ne CHP, ne de MHP bu değişimleri tam olarak kavrayamamış ve istikrarlı bir şekilde büyüyen AKP önünde verimsiz kalmışlardır.

İstikrarına bir örnek vermek gerekirse, AKP ilk iktidara geldiğinden Kürt sorunu vardır ben bu sorunu demokratik yoldan çözmeye söz veriyorum dedi ve hemen ardından bir dizi Kürt açılımı başlattı. Bu açılıma kızanlar oldu, beğenenler oldu. Sonunda bu açılımlar istenileni verdi ve AKP Kürt sorununa gerçekten de AB ve ABD’nin istekleri doğrultusunda, fakat Türkiye siyasi coğrafyasının dışında bir çözüm getirdi. Güneydoğuda özerkliğin temelleri atıldı. Buna da bu açılımlar sayesinde Türk halkı olumlu bakar oldu. Son seçime gidildiğinde ise vatandaşına artık “Kürt sorunu kalmamıştır”, “bölgesel sorunlar vardır”. Onu da yerel yönetimler ve devletimiz birlikte çözecektir müjdesini verdi. İşte bu ele aldığı bir konuyu nasıl istikrarlı bir şekilde hallettiğinin ve bunu nasıl ince bir politikayla vatandaşın da onayından geçirdiğinin göstergesidir. Diğer konularda da bu şekilde akılcı, Türkiye’nin çıkarlarını gözetiyormuş gibi görünen, fakat ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesinin Eş Başkanlığına yakışır şekilde, Dinler Arası Diyalog gibi, Devlet kuruluşlularının özelleştirilmesi gibi konularda sırf ABD çıkarları doğrultusunda istikrarlı bir duruş sergilemiştir. Buna rağmen, Türkiye’nin de bu durumdan faydalanmasını da sağlamıştır. Gerçekte ise, ABD adına büyük başarılara imza atmıştır.

Kalkınma konusunu da bu yönden inceleyebiliriz. Evet, Türkiye hızlı bir kalkınmanın sarhoşluğunu yaşıyor. Büyük kentlerimizde, bu kalkınma hemen hemen tüm kesimlerce algılanmaktadır. Fakat parsayı toplayanlar başkalarıdır, onların kalkınmalarıyla övünerek Türkiye büyüdü, kalkındı diyerek kendisini kandıranlar başkalarıdır. Yine de vatandaş devletin elini daha çok hissetmektedir üzerinde. En azından vatandaş yaşanan münferit olumsuzluklara rağmen sağlık sektörünün bu günkü geldiği konumdan memnundur!

Gelelim demokrasiye! Bu da diğer konularda olduğu gibi Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesine uygun bir demokrasi olmamasına rağmen tıpkı Kürt açılımında olduğu gibi açılımlar vaat edilerek kabul ettirilmiş, ABD güdümünde bir demokrasidir. Öyle olmasına rağmen halkın bunu gerçek demokrasi gibi algılamasının sebebi ise yine Kürt açılımında olduğu gibi, sözde laiklik adına kısıtlanmış bazı hakların, halka iadesi olarak benimsetilmiş olmasıdır. Nasıl ki Kürtlere ana dillerinde eğitim sözü verilmişse, ana dillerini resmi dairelerde bile kullanmalarının kapısı aralanmışsa, vatandaşa demokrasi adına da bir takım sözler verilmiş ve hatta zaman zaman bu sözler uygulanmasa bile denenmesi yapılmıştır. Dini özgürlükler adı altında 80 yıllık karanlığı bitirmeye geldik tarzında sözler söylenmeye başlamıştır. Haliyle nüfusunun yüzde 90’ı Müslüman olan bir ülkede laikliği dinsizlik olarak tanıtan bir hükümetin, yıllardır da bunun çalışmalarını yapan tarikatlara inanan halkın demokrasi anlayışı da Atatürk Türkiye’sinin Cumhuriyetinden farklı olacaktır. Vatandaş hür mü? Hür! Eğer hükümetin çizdiği yoldan dışarı çıkmazsa hür. Çıkan olursa işte Ergenekon! Bu da bize demokrasinin getirdiği bir ayrıcalıktır. Fakat halkımız bunu da benimsemiştir. Çünkü ne olmuştur dokunulmazlara da dokunulmuştur. Bu da demokrasinin bir gereği değil midir?

İşte AKP böyle bir Türkiye’de 3. Zaferinin semeresini toplamaya başlamıştır. Evet, Türkiye büyümüştür. Muhalefet küçüldükçe Türkiye büyümüştür. Türkiye AB’ye kafa tutmaya başlamıştır. AB izin verdiği müddetçe bu kafa tutmalara devam edecektir, çünkü AB ve ABD’nin Türkiye üzerindeki hesapları sona ermemiştir.

Evet, Türkiye’de artık her şey konuşulmaktadır. Eski tabular birer birer yıkılmaktadır. Türkiye konuşan, fakat itiraz edemeyen, özgür ama her an bu özgürlüğünün kısıtlanması korkusunu yaşayan, büyük ama sınırlarının fazla geldiğine inandırılmış bir Türkiye’dir.

AKP karşısında alternatifi olmayan bir Türkiye! Ne olursa olsun seçmen karşısında büyük bir kararlılıkla yapacağım, yaptım diyen bir partiye ve başkanına oy vermiştir. Şöyle bir düşünelim 9 sene önce nelere kızıyorduk. Bu gün neleri kabul etme noktasındayız. Demek ki istikrar böyle bir şeymiş… Kıbrıs içinde aynı durum söz konusudur. Dün, Erdoğan’ın adayı ziyaretinde küfürlerle pankart açanlar, bu gün övgüler düzüyorlar. Demek ki bizde alışmışız ve kabullenmeye başlamışız. Belki de ben yanlış yapıyorum. Ama gerçekleri görmemek de bir yanlış değil mi? İşte, AKP’nin sırrı...


Ayla Berkin
14.06.2011

 

yusuf3161

Dost Üyeler
Katılım
10 Haz 2008
Mesajlar
47
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: İşte AKP'nin Sırrı

Dünyada liberal ekonomi palitikaları başını alıp giderken bizim muhalafetin buna tam ayak uyduramaması en büyük eksikleriydi.Gerçi Kılıçdaroğlu'nun kurmayları konuyu kavramışlar ancak eskiden kaynaklanan kötü izlenim vardı.Bu tam silinemedi.
İkincisi liberal ekonomi politikasını bana göre ancak yarı ligth ulusalcı liberal ekonomi politikası alt üst eder.Yani yabancı sermayeyi kabul edeceksin ancak yerli sermayeye rekabet gücünü arttırıcı teknik ve mali destek sağlayacaksın.Mali destek hiçbir zaman hibe şeklinde olmamalı.
Muhalefet kur politikaları üzerinden devlet yönetilemeyeceğini anlamış olmalı.Yoksa daha çok zaman ve zemin kaybeder.
Akp'nin kürt politikası falan hikaye.Önümüzdeki zamanda onun ceremesi çıkar.ZatenTürkiyede marksist kürtlerin haricinde konuyu körükleyende yok.Bunlarda hızlı kalkınan bir Türkiye içinde erir.Tıpkı diğer partilerin eridiği gibi.
 
Üst