Kaderimizi Rum’un İnsafına Terk Edemeyiz

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy


Kaderimizi Rum’un İnsafına Terk Edemeyiz





Kıbrıs sorunu 46 yıldır çözüm beklemektedir. Ancak ne gariptir ki çözüm için masaya oturan Rum tarafı, önümüze akla hayale gelmeyen şartlar koymaktan bir türlü vazgeçmiyor.

Bir kere Kıbrıs sorununun var olması, Kıbrıs Türk halkının suçu olmadığı gibi, sorunu çıkaran taraf da değildir.

Bunun en kolay ve anlaşılır yanı, Rum tarafının 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti mevzuatına dönmek istememesinden kaynaklanmış olmasıdır.

Bu gün Rum tarafına, "olanlar olmuş, geliniz eskiden yaşananları unutalım ve 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti dönemini tekrar birlikte yaşayalım” desek, emin olunuz ki Rum tarafı “asla” sözcüğünü kullanmaktan tereddüt etmeyecektir.

Bunun nedeni, uluslar arası hukukun, Kıbrıs Rum tarafını “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tanımaya devam etmiş olmasıdır. O zaman, Rum tarafının, alicengiz oyunu ile ABD ve İngiltere tarafından kendilerine hediye edilen böyle bir ünvandan niye feragat etsinler ki?

Görüldüğü gibi dıştan Karagöz - Hacivat rolüne soyunanlar, arada karıştırmaya devam ettikleri sürece, Kıbrıs sorununun bir çözüme varmasını beklemek, saflık değil de nedir?

Yalnız şunu hemen vurgulamakta yarar görüyoruz. Sorunu çözmek adına harcanan 46 yıl içinde birçok görüşmeler yapılmasına rağmen, bir sonuca varmak mümkün olmamıştır. Ohalde yapılan bunca görüşmelerden sonra bazı konularda anlaşma sağlansa bile, bütünlüklü bir anlaşmaya varılmadığı için, hiçbir konuda anlaşma sağlandığını kabul etmemiz mümkün mü?

Önce 1977, 1979 Doruk anlaşmaları, arkasından Gali Fikirler Dizisi, sonra da işkembei kübradan imal edilen Annan Planı iki taraf tarafından kabul edilmediğine göre, hiçbir konuda anlaşma sağlandığını kabul etmemiz mümkün değildir.

Son günlerde Sn. M.A. Talat, görüşmelerden bahsederken 29+’dan bahsetmesi ve biz nasıl olsa 29+’yı kabul etmiştik, toprak ayarlaması da bu anlaşılan miktar üzerinden yapılacaktır, demesini ASLA kabul etmiyoruz.

Sn. Talat, bir taraftan tüm konularda anlaşma sağlanmazsa, hiçbir konuda anlaşma sağlandığını kabul edemeyiz diyor, diğer yandan, biz nasıl olsa 29+’yı kabul etmiştik demekten de sakınca görmemektedir. Peki, Nuh’un zamanında halkımızın iradesine danışılmadan ve sırf görüşmeci tarafından 29+ kabul edildi diye, tüm halkımızı bu oranın bağladığını kabul etmemiz mümkün mü?

Peki eğer mantık böyle ise, o zaman Sn. Talat’ın varacağı bir anlaşmayı halkın referandumuna sunmanın ne gereği var ki? Nasıl olsa 29+ da halkın iradesine sunulmamıştı.

Görüldüğü gibi, olaya nereden bakarsanız bakınız, görüşmecinin mutlak surette halkın onayını almadan bir analaşmaya varıldığını söylemesi doğru değildir.

Bir başka husus ise, Rum tarafının zaman tahdidini ve hakemlik görevini kabul etmemesidir.
Rum mantığına göre, “biz nasıl olsa tüm dünya tarafından “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tanınıyoruz, AB bile, kendi mevzuatını ayaklar altına alarak bizi üyeliğe kabul ettiğine göre, sonsuza kadar görüşmeleri devam ettirmemizin bizce bir sakınca yaratmaz. Ohalde 46 yıldır devam eden görüşmeler varsın 46 yıl ve arkasından bir 46 yıl daha devam etsin. Nasıl olsa Kıbrıs Türk halkı diz çökecek ve bizim egemenliğimiz altında yaşamayı kabul edecektir. Önemli olan, Dünya kojöktürünü yakalamak ve işi bir puntosuna getirip tüm Kıbrıs’a sahip çıkmaktır.

Kıbrıs Türk halkı bu gün bütün bu duyguları yaşamakta ve gelinen noktada bayağı huzursuzluk içindedir. Ancak vurgulamak istediğimiz husus, hiçbir kişi veya makamın Kıbrıs Türk halkının huzursuz olmasına neden olacak koşulları yaratma hakkı yoktur. Ya adam gibi halkın temsilcisi gibi davranılır, ya da benden buraya kadar deyip Kıbrıs Türk halkının iradesine başvurmak şart olur.

Rum’un zamana oynayarak bizi daha fazla uyalamasına fırsat verme niyetimiz yoktur.
Devletimizi tanıtmak için halk olarak seferber olup Rum’un tüm Kıbrıs’ı yutma hevesini kursağında bırakmak için mücadele etmesini biliriz.

Bilmem anlatabildim mi?
 
Son düzenleme:

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Kaderimizi Rum’un İnsafına Terk Edemeyiz

Evet kesinlikle biz anladık, talatın, ctp nin, ekp nin rte nin de rum ve ingilizle birlikte anlaması gerekiyor.

Anlatmak gene bize düşecek, bunu keyifle yapacağız.
 
Üst