Kaset koleksiyoncusu

Türkiye Sevdalısı

Dost Üyeler
Katılım
26 Eki 2010
Mesajlar
190
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrının emanet verdiği bedende
"Kasetle gelen kasetle gider" diyen kimdir.

Kasetle gidecek olan kimdir ? Söz konusu kaset şu an kimin elindedir ? Kaset ne zaman piyasaya sürülecektir ? Koleksiyoncu Pensilvanya'daki çiflikte midir ? Koleksiyoncu ne zaman ve neden röntgenciliğe merak salmıştır ?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine ulemayı adres gösterirken, kaset merakının dindeki yerini ulemaya neden sormamıştır ?

Onca İlahiyat Fakültesinden mezun olan yüzlerce ulemadan bir Allahın kulunun bu konuda niçin sesi çıkmamıştır ? Yoksa birilerinin yatak odalarını gözetleyip, kayda almak ve bunu yayınlamanın dinen bir sakıncası yok mudur ?

Amaca ulaşmak için her yol mubah mıdır ?

Bazen şeytanla da işbirliği yapabilir miyiz ?
 

Türkiye Sevdalısı

Dost Üyeler
Katılım
26 Eki 2010
Mesajlar
190
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrının emanet verdiği bedende
Cevap: Kaset koleksiyoncusu

Tartışma platformundaki bütün tartışma konularını gözden geçirdim. Bir de benim yazdığım konuya tekrar baktım. Genel koordinatörümüz aynı soruyu diğer konulara da yöneltmiş mi ? diye. Oturup tekrar düşündüm. Demek ki "Benim göremediğim bu çok önemli farkı Genel Koordinatörümüz yakalamış" dedim. Bu farkı sadece Genel Koordinatörümüz farketmiş olsa o kadar üzülmeyeceğim, meğer başkası da farketmiş. Çok duygulandım. "Bu farkı kendisine sorsam mı acaba" diye bir an için düşündüm. Genel Koordinatöre böyle bir soru sorulamayacağını düşünerek vazgeçtim. "Genel Koordinatörümüz tartışmaya değer bulmuyorsa zaten siliverir" dedim.

Otağdaki tartışma platformundaki konulara şöyle bir baktığımı az önce söylemiştim. Meğer Otağın son kez güncelleştirildiği tarih olan 31.10.2010 tarihinden itibaren yazılan 12 konuya hiç değinen olmadığı gibi soru soran da olmamış. Tartışma konusuna yorum yapan da, katılım sağlayan da, katkı sağlayan da zaten belirli üyelerimiz.

Soru sorulurken "Kaç kişi tartışma konusu yazmış, kaç kişi okumuş, kaç kişi tartışmaya dahil olmuş, kaç kişi beğenmiş" asıl bunlara bakılması gerektiği unutuluvermiş. Amacımızın konuşan insanın ağzını kapatmamak olduğu gözden kaçmış. Herkesin kendine ait bir tespiti olabileceği ve bunu özgürce ifade edebileceği önemsenmemiş. Ancak burada yorum yazısı yazan herkese dilimin döndüğünce, elimden geldiğince cevap vermeye çalışyorsam o kişinin benim için büyük değeri olduğu unutulmamalıdır.

Tartışma platformu adı altındaki yazımın konusu, yazdığım yazının içinde açıkça belirtilmiştir. Daha nasıl söyleyeyim ? Ayrıca bu tartışma platformunda yazılan herşey tartışılacak diye bir şey de yok. Değer bulursun konuya yorum yazarak katılırsın, değer bulmaz kapatırsın.

Amacım tartışma konusu belirlemekten öte sadece bir konuya dikkat çekmeydi. Bırakın dikkat çekmeyi, kendime has düşüncelerimi ifade etmek istedim. Yazımın özü İlahiyatçı-dindar ilişkisidir.

Kendime ve benim gibi düşünenlere "İlahiyatçıların görevi ahlaksızlık karşısında susmak mıdır ?" diye sormuştum.

Bakın bu sayfada 06.05.2011 tarihinde bir konuya bir çağrı yazısı yazmıştım. O yazı Kurucumuz tarafından ait olduğu konudan alınıp başka bir platform adı altına yerleştirilmiş ve ben bundan memnun kalmış hatta bu uygulamayı saygıyla karşılamıştım.

Çok dikkatli Genel Koordinatörümüz de yazdığım konuyu tartışmaya değer bulmazsa, yazdığım konuyu, başka bir platform adı altına da sokmasına gerek kalmadan siler geçer.
 
Son düzenleme:

KÜLTEGİN

Genel Koordinatör
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,731
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Tanrı Dağlarında
Cevap: Kaset koleksiyoncusu

Madem öyle illaki cevap vermem gerekiyor öyleyse buyrun size cevap vereceğim :)



Tartışma konusu açmışsınız bir takım perdelemeler yaparak fethullah güleni kastetmeye çalışıyorsunuz.Bunu direk isim vererek yapabilirsiniz.Herhangi bir çekinceniz mi var ?
Soru cevap şeklinde tartışma olur mu?
Yoksa herkes fikrini mi söylemelidir ?



1) Soruyorsunuz, demişsiniz ki;

"Kasetle gelen kasetle gider" diyen kimdir.

Cevap veriyorum.

A) Bugs Bunny
B) İsmet İnönü
C) Bülent Arınç
D) Che Guevera
E) Cübbeli Ahmet Hoca

Yorum yok. Biraz us...


2) Soruyorsunuz, demişsiniz ki;

"Koleksiyoncu ne zaman ve neden röntgenciliğe merak salmıştır ?"

Bunun cevabını ben mi vereceğim? Kim bilebilir bunun cevabını.Fethullah gülenin izlediği porno kasetlerinin seceresini mi tutuyoruz.Soruyu kime soruyorsunuz? Biraz mantık.Giriş gelişme sonuç gerekiyor. Sorulan soru abestle iştigal sizde sırf laf olsun diye konu açacaksanız bence hiç açmayın.

3) Soruyorsunuz, demişsiniz ki;

"kaset merakının dindeki yerini ulemaya neden sormamıştır ?"

Fethullah gülenin bir dahili numarası var mı sizde ? Arayıp sorayım.Hocam porno izlemek günah mı sevap mı diye bir fikrini almak istiyorum...
Neyi neden sorduğunuzun farkında bile değilsiniz.


Bunun dışında şahsıma yaptığınız diğer yorumlarınız benim için hiç bir anlam ve değer ifade etmiyor.Amaçsız sırf cevap vermek adına yazmış olduğunuz bir takım karalamalar.Saldırmak istiyorsanız dilediğinizi yazın. Amacınız yorumlarınızla gerçek anlamda bir tartışma çıkartmak ise merak etmeyin bu konuda herkesten çok başarılı olacağımı iddia edebilirim... Ve dediğim gibi tekrar ediyorum. Tartışma konunuzdan hiç birşey anlamadım.Neyi tartışmamız gerektiğinin bir anlamını göremedim. Ve size sordum neyi tartışmamız gerekiyor babında bir açıklama istedim.Bunu yazmış olsaydınız açıklayıcı bir şekilde ve bizde bunun üzerine düşünür söz söylerdik...
 

Türkiye Sevdalısı

Dost Üyeler
Katılım
26 Eki 2010
Mesajlar
190
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrının emanet verdiği bedende
Cevap: Kaset koleksiyoncusu

Kusura bakmazsan ben senin yaptığın gibi yazıya gülücük kondurarak cevap vermeyeceğim. Cevabi ilk yazımın kalbine o kadar çok gülücük yerleştirdim ki ilaveten şekilli bir gülücük yapma ihtiyacı hiç hissetmedim. Yazıya şekilli gülücük koymak cevap verme sıkıntısı içinde olan kişilere mahsus çocuksu bir davranıştır.

Sen soru sordun. Ben de cevap verdim. Tartışma konusunda herkesten çok başarılı bir Genel Koordinatör olduğundan bir yorumcu olarak senden bir cevap istedim. Eğer sorduğum sorulara cevap veremeyeceksen anlayışla karşılarım. Ama polemik yapmaya kalkacaksan bak ben o işte yokum.


Genel Koordinatörlüğü bir küstahlık aracı olarak kullanarak bu otağda emek veren bir çok yazar ve yorumcuya yaptığın bir sürü eleştirilerin doğurduğu olumsuz sonuçlarından kendini biraz olsun geliştirmiş olabileceğini düşünmüştüm. Ama ne yazık ki yanılmışım.


Yok seçenekli sorular, yok perdelenmiş şahıslar, yok telefon numaraları geç bunları geç. Önce yazdıklarımı tekrar tekrar oku, ondan sonra ne yazacaksan yaz. Ona gelmem. Buna gelmem çok kaçamakça cevaplar.


Doğru dürüst bir cevap yazki benim de okuduğuma değsin.

Aksi takdirde sorduğum soruların cevabını ben tek tek yazacağım.


 
Son düzenleme:

KÜLTEGİN

Genel Koordinatör
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,731
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Tanrı Dağlarında
Cevap: Kaset koleksiyoncusu

Hiç bir anlam ifade etmeyen sorularına gülmekten başka hiç birşeyin niteleyemeyeceğini anlatabilmem için, üzgünüm senin için "bilim"-henüz- bu kadar gelişme sürecini tamamlamadı.
Sorduğun sorulara cevap vermek zorunda değilim.Sen önce açtığın tartışma konusunu anlaşılır ve ifade edilebilir bir hale getir.Ondan sonra tartışalım.Gerek varsa tabiki.Ben her tartışma konusuna cevap vermek zorunda değilim.Senin konuna yazdım çünkü! Sen bile neyi ifade etmek istediğinin farkında değilsin. "Adam" gibi açık açık yaz.Fethullahı tartışmak istiyorum de anlayalım.Öyle "okyanus ötesi" çok bilen yazarların kullandığı ağız ile istihbarat şeflerine taş çıkartaracak şekilde kendince yaptığın analizlerin burada anlamsızca yer kaplaması, ve okunması için kendini tırmalamanın alemi yok.

Ben gayet ön yargısız art niyetsiz neyi tartışacağımızı sordum.Bunu sorarken hiç bir şekilde farklı bir amaç gütmedim.Ama sen kendi "çap"ında beni iğnelemeye çalışıyorsun. Benden yaşça büyüksün, beni kendine karşı saygısızca davranmam için lütfen zorlama, bunu yaparım hiç çekinmem, ama kişiye bir "yakışan" vardır birde "yakıştırılan".
Ben kendime yakışanı yapacağım.Sende kendine benim tarafımdan "yakıştırılanı" yap.

Benim "genel koordinatör" olmam sanal bir olay.Neden buna bu kadar takıyorsun anlamıyorum.Gerçek olmayan hayal ürünü bir rütbeye karşı, bu kadar ezikçe saldırmanın ve bunun altında kalarak aşağıdan bana taş atmanın sana ne getirisi olacaktır?

Ben şu an bu görevi bırakıyorum.Ve Naci ağabeyden tüm şahsiyetimle rica ediyorum bu görevi senin üstlenmeni isteyeceğim ve eminim ki çok daha başarılı olacaksın.Senin amacın "hem üzüm yiyip hemde bağcıyı dövmek ise" işte burada dur derim.


İçindeki ezikliği dışarı vurman için tüm küstahlığınla saldırıyorsun.Ben burada kimseyi eleştirmiyorum.Bu otağda emek veren tüm yazarlar baş tacımızdır.Lakin milli davayı bir kenara atan ve şahsi menfaatlerini ön plana çıkartıp, kendi çıkarları için emir-ricada bulunan her kim olursa olsun buranın kapısı o şahısların yüzüne kapalıdır.Bu gibi durumlarla karşılaştığım taktirde de sonuna kadar eleştiririm.Yazı yazmak yada yorum yapmak demek "ayrıcalık tanınması gereken kişiler kontenjanına girmelidir" anlamına gelmez.

Biz buradan para kazanmıyoruz hiç bir çıkarımız yok.Ama meşhur olmak için, biraz daha fazla isim duyurmak için bu otağı kullanmaya çalışan kişilere ise tokat gibi cevaplar vereceğim.Seninde böyle bir durumun var ise sende bundan nasibini alacaksın.


Anlayabilmen için tekrar ediyorum...


Ben yazdığım yorumda, son derece art niyetsiz herhangi bir polemik oluşturacağını düşünmeyerek ve bunu amaç edinmeyerek yazdım.
Tamamiyle iyi niyet çerçevesinde yazdım.
Ancak sen bunu bir saldırma stratejisi haline getirip bana içindekileri kusuyorsun.Bunu görmezden gelmem imkansız.
Buda demek oluyor ki evveliyattan gelen bir karın ağrın varmış bu konu sayesinde ortaya çıkmış oldu.

İkide birde "genel koodinatör" diyip tamamen sanal olan bir rütbeyi karşına alıp ona savaş açman çok anlamsızca ve bu rütbenin şuanda siteden çıkış yaptığım andan itibaren bunun hiç bir değerinin olmadığını anlamanı istiyorum.İşte şuan bunu yapacağım.

Benim bu otağda tek bir üstünlüğüm vardır oda Türk olmamdır.Bu benim tüm insalara karşı, ve tüm sıfatlarıyla Türk'lüğün vermiş olduğu bir üstünlüktür.Bende bunu şan ve şerefle taşıyorum.Layık olmaya çalışıyorum.

Vesselam.
 

Türkiye Sevdalısı

Dost Üyeler
Katılım
26 Eki 2010
Mesajlar
190
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrının emanet verdiği bedende
Cevap: Kaset koleksiyoncusu

Sevgili KÜLTEĞİN Kardeşim,

Amacım burada Genel Koordinatörlüğünü tartışmak değil. Benim anlatmak istediğim Genel Koordinatör görevini üstlenen birinin konuya müdehale ederken iki kez düşünmesi gerektiğidir.

Burada hepimiz bir bütünün ayrılmaz parçasıyız.

Bunu asla unutma.

Yazına detaylı cevabı daha sonra yazacağım
 
Son düzenleme:

Türkiye Sevdalısı

Dost Üyeler
Katılım
26 Eki 2010
Mesajlar
190
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrının emanet verdiği bedende
Cevap: Kaset koleksiyoncusu

Herşeyden önce “Tartışma Platformu” altında açılan konular incelendiğinde büyük bir bölümünün tartışma konusu olmaktan öte bir bilgilendirmenin yapıldığı veya bir görüşün ifade edildiği görülecektir. Bu platformun tartışma alanı olup olmadığı tartışmaya katılan kişilerin sayısının üçü beşi çok nadir olarak geçmesinden de anlaşılmaktadır. Kişiler kendilerine ait düşüncelerini yazıya dökmekte, uygun yer olarak da Tartışma Platformunun duvarına asmayı tercih etmişlerdir.

Burada senin “burada neyi tartışacağız” sorusuna karşılık bak ben ne demişim

***Bu tartışma platformunda yazılan herşey tartışılacak diye bir şey de yok. Değer bulursun konuya yorum yazarak katılırsın, değer bulmaz kapatırsın.

***Amacım tartışma konusu belirlemekten öte sadece bir konuya dikkat çekmeydi. Bırakın dikkat çekmeyi, kendime has düşüncelerimi ifade etmek istedim. Yazımın özü İlahiyatçı-dindar ilişkisidir.

***Kendime ve benim gibi düşünenlere "İlahiyatçıların görevi ahlaksızlık karşısında susmak mıdır ?" diye sormuştum.

Bundan daha net açıklama nasıl olabilir ?

Ben bunları söylerken yok seçenekli sorular, yok perdelenmiş şahıslar, yok telefon numaraları yazmak polemik değil de nedir.

Ben bir konu açacak olursam veya yorum yazacak olursam önce sana onay için gördermem mi gerekiyor ? Nasıl yazacağımı, ne şekilde yazacağımı sana mı sormam gerekiyor ? Kusura bakma ben düşüncelerimi kimseye onaylatmam. İsteyen istediği kadarını, istediği şekilde algılar ve bunun sonucunda da cevap verir yada vermez. Başkalarının algılama sorunu asla benim sorunum olamaz.

Gelelim son yazına

Sen istediğin kadar gülebilirsin sorduğum sorulara. Sorduğum soruların senin için bir anlamı olur yada olmaz beni ilgilendirmez. Ben sorularımı tartışma platformunun duvarına asıyorum. Şunu net olarak bilmelisin ki sen güldükçe ben de sana üzüleceğim.

“Okyanus Ötesi çok bilen yazarların kullandığı ağız ile istihbarat şeflerine taş çıkartacak şekilde kendince yaptığın anlamsız analizlerin burada yer kaplaması ve okunması için kendini tırmalamanın alemi yok” demişsin. Benim düşüncelerimi çürütecek daha ileri bir bilgiye ve belgeye mi sahipsin. Sadece bir örnek olarak, Kıbrıs için ilk olarak dillendirdiğim bir söz daha sonra bazı yazarlarımız tarafından kaleme alınıyorsa onlarda mı yanılıyor yoksa ? Farklı bir şey biliyorsan sen söyle. Ayrıca her konuda seninle aynı fikirde mi olmam gerekiyor ? Düşüncelerim içinde onay mı almam gerekiyor senden ? İnandırıcı olması için bugün söylenenin hemen yarın oluşması mı gerekiyor ?

Benim kimseyi iğnelediğim de yok. Sorunun gelişine bakarım. Soru tertemiz mi gelmiş, yoksa içinde bir şeyler mi gizli diye. Sorunun kardeşlerini ararım. Destekçilerini ararım. Başka yerde kardeşleri var mı diye. Kişinin mesajlarını incelerim. Konuya bakış açısını anlamaya çalışırım. Sonucta vardığım karar sonucu doğruları asla çekinmeden yazarım.

“Saygısızca davranmam için beni zorlama, bunu yaparım hiç çekinmem demişsin.” Ben de derim ki kendini sıkıntıya sokma, göster kendini ne kadar ileri gideceksin bir görelim. Aşağıdan taş atma derken kendini nerede görüyorsun. Durduğun yer neresi çok merak ettim.

Meşhur olmak gibi bir derdim de hiç olmadı. Bu otağda “Türkiye Sevdalısı” dışında bir kimliğim yok ki meşhur olmak isteyeyim. Ayrıca bundan benim de bir kazancım yok. Otağ Yönetiminden tek bir isteğim olmadığı gibi niyetim dahi olmamıştır.

Ben seni tanımam, sen beni tanımazsın. Karın ağrısı çeken ben değilim ki. Kimin karın ağrısı çektiği ortada. Farkında mısın bilmem ama yazılarında, yorumlarında, cevaplarında çok kırıcı sözler sarfediyorsun. Benim yazdığım cevaplarda kırıcı tek bir söz var mı ? Senin yazıların tepki yaratıyorsa nedeninin ne olabileceğini düşün. Yanlışına destek arama. Kişilerin sana olan tavrında suçluyu başka yerde arama. Biraz özeleştiri yap.

GENEL

Ben burada sizlerin de yaptığı gibi elimden geldiğince dilimin döndüğünce katkı sağlamaya, zaman harcamaya çalıştım (belli bir vakte kadarda - 12 Eylül 2011) çalışacağım. Otağla tanıştığım süre içinde Otağda yer alan her yazar, her yorumcu ve her yönetici hayatıma çok şey kattı. Okuduklarımla ve elde ettiğim bilgilerle hedeflerimi büyüttüm. Bu anlamda her türlü emeğe, her türlü düşünceye saygı duydum, kutsal saydım. Nezaket kuralları sınırını geçmedikçe her türlü eleştiriyi de olgunlukla karşıladım. Nezaket sınırını aşan hiç bir kimseyi de tekrar içeri almadım. Bir taraftan töreden bahsedip diğer taraftan hiç bir kimseye saygısızca saldırmadığım gibi kişisel kaprisler içinde de olmadım. Damarlarımda asil Türk kanı dolaştığı için ve de fırtınalar yaratan bir ırkın ahvadı olduğum için hiç bir zaman eziklikte duymadım. Tanrı ile arama hiç bir kimseyi sokmadım. Her zaman en büyük düşmanı kendimde gördüm ve kendimle savaşıp içimdeki güçle büyüdüm. Ruhumu saf ve lekesiz teslim etmek için asla kul hakkı yemedim. Ulu tanrının bana verdiği akıl ve güç ile Milletimizi biraz olsun aydınlatabilmek için verilen çabanın çoşku ve heyecanını yaşadım.

Bana bu çoşkuyu heyecanı yaşatan Otağ Yönetimine çok teşekkür ediyorum.
 
Son düzenleme:
Üst