Kerkük ve Akibetimiz... (3)

Seyyan Uzunoğlu

Onursal Üye
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
194
Tepkime puanı
0
Puanları
0
KERKÜK VE AKİBETİMİZ... (3)

Evet. Burada ise, Türk değil, Emperyal ve Rum-Yunan kurgusu ‘Kıbrıslı’ oyununa gelmiş, kendi özünü inkar ve özgürlüğünden, güvenliğinden, hatta dininden feragat etmek pahasına, para veya başka nedenler karşılığı Rum ve Emperyallerin ispiyonculuğuna, simsarlığına soyunmuş ve sürekli onların borazanlarını öttüren bazı soysuz nankörler türemiş aramızdan. Ancak geçmişi unutarak, Rumlarla dost, kardeş gibi bir arada yaşayabileceklerine de inandırılmış bu zavallılar... Halbuki birleşmek istediklerinin ‘din adamı’ Başpiskopos Hrisostomos bile, Tanrı’nın evi saydıkları “Apostolos Andreas Manastırı’nı Evkaf tamir edeceğine yıkılsın daha iyi” diyerek, dini istismar pahasına, Türke olan nefretini saklayamıyor. Osmanlı kendilerini mezalimden kurtarana dek Rum, ancak Papazlarının telkin ve baskılarıyla sonradan Yunan, Elen olduklarına inandırılmış bu nankörler, her fırsatta Yunan bayrakları ve sopalarla sınırlarımıza dayanarak “En iyi Türk ölü olandır” ve, “Kıbrıs Elendir. Türkler dışarı” diye yaygara ve taşkınlık yapmakta. Ancak bizim yalakalar da tam aksine, fırsat kollar gibi sık sık, mesnetsiz ve uyduruk bahanelerle, bizi soykırımdan kurtarmış, güvenliğimizi sağlayan... Her ihtiyacımızı karşılayan ve üstelik bize her yıl, karşılık beklemeden 700-800 milyon dolar para yardımı yapmakta olan... Yollarımızı, okullarımızı, köylerimizi onaran... Üniversitelerimize, hastahanelerimize vb katkılarda bulunan... Kısacası bizim refahımız için elinden gelen her şeyi fazlasıyla yapan Anavatanımız Türkiye Büyükelçiliğinin kapısına dayanarak, Rum’un ağzıyla Türkiye’ye ve Türk Askeri’ne hakaretler yağdırmakta. Dünyaya güya bizim Türkiye’yi istemediğimizin, Türk Askeri’nin adadan çıkmasını ve Rumlarla birleşmek istediğimizin mesajını vererek, düşmanlarımızın ekmeğine bal sürmekte...

Türkiye’den gelen paralardan almakta oldukları yüksek maaşları ceplerine indirmekten utanmazken, “Türkiye. Ne seni, ne memurunu, ne de paranı istiyoruz” ve “Ayşe artık geri git” diye yaygara koparmakta ve adadaki barışın tek teminatı, tek güvencemiz Türk Askeri’nin de adadan gitmesini istemekte üstelik. Bitmedi. Bu yüzsüzler, el değiştirmesi, satılması veya hibe edilmesi yasalara aykırı olan, ancak İngiliz’in kalleşliği ile, sırf adadaki Türkleri topraksızlaştırmak, bezdirmek ve adayı terk etmelerini sağlamak maksadıyla sahte evraklarla Rumların ve Kilisenin üzerine geçirdiği Evkaf Mallarımızın bile Rum’a geri verilmesi için yaygara kopartıyor ve dilekçeler yazarak kendi devletini AP’ne şikayet de ediyor utanmadan...

Daha bitmedi. Türkiye’yi ve KKTC’yi çekemeyen ama yakın geçmişte yedi sülalesine katliam uygulamış Rum’la birleşmek isteyen bu yüzsüzler, sırf ekonomimizi çökerterek halkı hükümetle harşı karşıya getirmek ve bizi Rum’a muhtaç etmek için sağda solda, ellerinde hiyarlar ve turplarla Rum mamüllerini reklam ederek halkımızı Güney’den alış-veriş yapmağa teşfik etmekte... (Ne diyeyim, Güney’den alış veriş yapan kendini bilmezler utansın.) Evet, yaptıkları yüzsüzlükleri burada saymak olanaksız. Ancak bu yapılanların bir teki bile, burada vefasızlıktan, nankörlükten ve hiyanetten çok daha ağır bir sıfat gerektirir de, ne ise...

Evet. Kerkük’te Nüfusları ¼’e indirilmiş Türkmen kardeşlerimize uygulanması planlanan referandumla, akibetlerinin ne olacağı belli maalesef. İşte buna göz göre göre insan haklarının ihlali, asimilasyon denir. Ancak İnsan Hakları mimarları yine ortalarda yok! Allah, birçok ateş ortasında bırakılmış bu bahtsız, öksüz kardeşlerimizin yardımcıları olsun. Çünkü başka da kimseler sesini çıkarmıyor görüldüğü gibi...

Ve, burada da yıllardan beri süregelmiş müzakerelerin, sırf Rum arsızlığı ve kasıtlı oyalamasıyla bir neticeye varılamamış sözde çözüm ve anlaşmalar yüzünden, şimdi bize de, yine yabancıların hazırladığı başka bir ‘tuzak’ referandum dayatması yolda. Ancak Annan Planı Refernadumu’nda “Evet” dememiz için verilmiş, fakat bu güne dek yerine getirilmemiş sözleri unutmadık ve bu tuzağa düşmeyecek, Emperyallerin bu oyununun kötü akibetimiz olmasına asla izin vermeyeceğiz. Ve, her ne pahasına olursa olsun, Devletimize, egemenliğimize, topraklarımıza ve bizim olan her şeye sahip çıkacağız. Ne demişler: ‘Sahipsiz vatanın batması haktır. Sen sahip çıkarsan, bu vatan batmayacaktır.’

Ve, Anavatanına, Türk Askerine gönülden bağlı Kıbrıs Türkü, Vatanına, Devletine sahip çıktığını bir kez daha kanıtlayacaktır!!!


Kaynak: H.Alperen BURAK.
 
Üst