Kıbrıs Konusunda Bir Şeyler Kaynatılıyor

İsmet Kotak

Onursal Üye
Katılım
13 Nis 2009
Mesajlar
318
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kıbrıs Konusunda Bir Şeyler Kaynatılıyor

Belli ki “Kıbrıs konusunda başımıza çorap örülmektedir”.Ancak Ankara’dan yükselen sesler sadece “KKTC Cumhurbaşkanı M.A.Talatın desteklenmesine yoğunlaşılması” noktasında kalmaktadır.Verilen ödünlere,ortaya konan çözüm formüllerine baktığımızda Ankara ile Lefkoşa arasında fark olduğunu görüyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı,Başbakan ve Dışişleri Bakanının söylemlerini yineleyen TBMM Başkanı Toptan da Ankara-Lefkoşa farkını örtemedi. Bu nokta sırıtmaktadır. Buna rağmen destek istenmesi,UBP’nin bir temsilci atamasına karşı çıkmasına rtağmen, Talat’ın arkasında durulmasının koşul olarak ortaya konması hayret edilecek bir politikadır.Bunun adı çelişkiler yumağıdır. Çünkü ya Ankara Talat’la gizli saklı anlaşma içindedir; ya da Ankara Talat’ın yüzen gezen mayın örneği politikasının gereçelerine inanmaktadır.

Ancak zararın ucu bize dokanmaktadır. Annan Plânı döneminde de böyle olmuştu. Dünyanın her yanında gizli saklı görüşmeler, buluşmalar yapıldı. KKTC’den de yığınla insan Avrupa kentlerine taşınıp ağırlandı.Tartışmalara sokuldu ve o ucube ortaya kondu. Zamanın KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, ABD’de ameliyattan yeni kalkttığı anda da 2 bin sayfalık “Ödünler yumağı” kendisine uzatıldı ve imzalaması istendi.Verilen süre de 48 saat idi. Zamanın sahtekârı BM Temsilcisi Alvaro de Soto, arkasındaki güçlere dayanarak atıp tutuyordu.Türk Halkına zorla “evet” dayatması yapıldı ve sonunda hüsrana uğradık.Rum oyununu oynadı,alacağı ödünleri alıp, cebine attı ve de şimdi de AB yetkililerini arkasına alarak yenilerini istemektedir.. Bizim cephede kaldığımız yerden ödünler yumağı sürdürülmektedir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Köksal Toptan,KKTC ziyaretinde “Kıbrıs'ta kalıcı, adil ve yaşayabilir bir barışın tesisi için olmazsa olmaz şartları herkesin ve bütün dünyanın” bildiğini işaret etti.Acaba Sayın Toptan bize de söylese ya bu olmazsa olmazlarını! Talat’a göre olmazsa olmaz farklıdır. Ankara’daki yetkililer basın ve halk önünde konuşurken, Talat’tan farklı koşullar saymaktadırlar. Ama kapalı kapılar ardında “İki kurucu devlet” lâfını Annan Plânına bulayarak sunuyorlar. Dışta “İki bağımsız devletten oluşacak yeni Cumhuriyet” diyor içte nerede ise Ruma yama olmanın formülleri üretiliyor. Rumlar da “Yeni Cumhuriyete asla” diyorlar.Ama görüşmeler de ödünler üzerine sürüyor...Sayın Toptan acaba hangisini savunuyor?

Öte yandan Avrupa Komisyonu, Kıbrıs'ta müzakere sürecini büyüteç altına almış! Başkan Jose Manuel Barroso'nun başkanlığını yaptığı, Kıbrıs'taki doğrudan müzakereleri takip eden, Kıbrıs Grubu(Steering Group) ikinci görüşmesini yaparken Komisyon için"en iyi senaryo" da belirlendi.Yani bize atılacak kazık masada...

İşte AB Haber’in saptadıkları: “Avrupa Komisyonunun, daimi sapmaların kabul edilmesi ve varılacak bir anlaşmanın AB'nin birincil hukuku olması konusunda sürekli olarak Kıbrıslı Türklerden ve Türkiye'den talepler aldığı kaydedildi.”

“Toplantıda KKTC'deki milletvekilliği seçimlerine de değinen Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Genel Müdürü Michael Leigh ,Başbakan Erdoğan'ın müzakerelerin süreceğine ilişkin teyitlerini ortaya koydu.Leigh ayrıca,Mehmet Ali Talat'ın görevinin 2010'da sona ereceğini, muhtemel bir çözümün kendisiyle (Talat ile) direkt ilişkili olduğunu ifade etti. En iyi senaryonun yıl sonuna kadar bir anlaşma sağlanması ve bir sonraki yılın başında ise referandum yapılması olduğunu söyleyen Leigh, garanti anlaşmalarının geleceği ve askerlerin çekilmesine ilişkin Türkiye ile müzakerelerin hor görülmemesi gerektiğini ifade etti. Leigh, al-ver sürecinin sonbaharda başlayacağını da ileri sürdü.”

Başka bir Rum oyunu Talat ve Hristofyas arasında tezgâhlandı. Toprak ödünü isteyen Rumlar şimdi bunu petrrol ve turizm amaçlı olarak “Yoğun şekilde kıyılardan” talep ederek kafa karıştırmaktadırlar. Karpaz dine, halka bulanarak kıyı şeriti yakalamak anlamını taşımaktadır.İşte o hesap:

“Kıbrıs adasının kıyı şeridi 782. 5 kilometre uzunluğunda. KKTC, ince uzun Karpaz burnu sayesinde kıyıların yüzde 50. 61'ini ve 396 kilometrelik şeridi elinde tutuyor. Rumlar 307. 6 kilometre ile kıyıların yüzde 39. 31'ünü, İngiltere ise, üsleri çevresindeki 78. 9 kilometre ile yüzde 10. 08'ini kontrol ediyor.

Karpaz verilirse, kıyıların çoğunluğu dolayısıyla Doğu Akdeniz Rumlara geçecek. KKTC'nin Karpaz bölgesinde halen 500'e yakın Rum yaşıyor. Rum Kesimi, güneye göç etmelerini engellemek için buradaki Rumları maaşa bağladı. Amaç, Dipkarpaz'a 15 bin Rum'un getirilmesi.KKTC topraklarına 100 bin Rumun yerleştirilmesi...”

Rumlar daha büyük oyun oynadılar. Büyük bölümünün tapusu bile Vakıfa kayıltı olan Karpaz’ı, AB’ye 'milli park'olarak kaydettirdiler. Nitekim CTP iktidarı boyunca buraya inşaatı yasakladı ama Rumlarla perde gerisindeki anlaşmayı sakladı, açıklamadı.

&&&

Geldiğimiz noktada UBP iktidarının tutumu önemlidir.UBP Kıbrıs konusunda ne kadar hazırlıklıdır? Cumhurbaşkanı M.A.Talat,ayağını yere bastı ve UBP’nin görüşmelere bir temsilci atamasını engelledi. UBP sineye çekti mi? O zaman da CTP milletvekilinin başkanlığında yapılan görüşmeleri hazmedecek mi? Bunlar önemlidir.

Elde ettiğimiz bilgiler bizi şaşırtmıyor.Türkiye AB’ye üye yapılmayacağını artık anlaması gerekirken Kıbrıs üzerinden ödünler vererek güya yerini garanti edeceğini sanıyor...Kıbrıs Türkünün sırtından “Büyük oyun” oynanmaktadır. Ama ben bu halkın Annan Plânında olduğu gibi boyunu cellâtlara uzatmayacağına inanıyorum...
 
Üst