Kıbrıs Sorunu, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin İşgal Edilmesinden Kaynaklanan Bir Sorundur.

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy


Kıbrıs Sorunu, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işgal edilmesinden kaynaklanan bir sorundur;

Bu gün masa başında bir anlaşmaya varılması için başlatılan müzakereler, Kıbrıs’ın işgal edilmesinden kaynaklanan bir soruna çözüm bulmak için değil, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rumlar tarafından işgal edilmesinden kaynaklanan bir soruna çare bulmak için gerçekleşmektedir.
Yıllardır Rum- Yunan ikilisi Kıbrıs’ta var olan sorunu bir işgal sorunu olarak dünyaya tanıtmakla meşgul oldular. Bazı aptal çevreleri de bir güzel aldattılar, ya da bilerek aldandılar. Ancak Kıbrıs Türk halkı ve garantör Türkiye’ye göre Kıbrıs’ta var olan sorunu, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işgal edilmesi, Kıbrıs Türk halkının devletteki ortaklık haklarının gasp edilmesi ve uluslar arası arenada gasp edilen hakların iade edilmesi için mücadele verilmesini öngörmektir..

İşin garip tarafına bakınız ki, bir taraftan Kıbrıs’ta bir sorun olduğu uluslar arası toplum tarafından kabul edilirken, diğer yandan var olan sorunu anlamak için bir gayret sergilenmemektedir. Ve 21.nci Yüz Yılda dünyanın en büyük sahtekârlığına çanak tutulmakta olduğunu görüyoruz.

Peki Kıbrıs’ta bir anlaşmazlık varsa, ve bu anlaşmazlık eski iki ortak arasında ise, bu anlaşmazlığın ne olduğunu tesbit için kâhin olmak mı gerekir. Yoksa erdem sahibi ülkelerin konuya teşhis koyup suçluyu tesbit etmeleri onlar için sıkıntı mı yaratır?

BM Genel Sekreteri mevkiinde oturan zat bile ikide birde pot kırmaya devam ederse, Kıbrıs için murad edilen bir anlaşmanın nasıl yapılacağını sormak hakkımız değil mi?
Hem Kıbrıs’ta bir sorun olduğunu kabul edeceksiniz ancak diğer yandan sahte makam sahibi bir adamı Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak kabul edip huzurunuzda BM Genel Kurulunda konuşma yapmasına izin vereceksiniz. Ancak hatanız ve suçunuz bununla da kalmayıp, “Kıbrıs’ta iki toplumun bir anlaşmaya varmaları için biz BM olarak destek vermeye devam ediyoruz” diyeceksiniz
Peki, adama sormazlar mı, bir taraftan Dimitris Hristofyas’ı devlet başkanı sıfatıyla BM Genel Kurlunda konuşurken dinleyeceksiniz, ancak diğer yandan ayni adamın Rum toplumu lideri olduğunu ve Sn. Talat’la başlattığı görüşmeleri desteklediğinizi açıklayacaksınız. Böyle kepazelik ve böyle maskaralık olur mu?

Kıbrıs’ta iki Cumhurbaşkanı arasında başlatılan görüşmeler, ne Kıbrıs’ın Türkiye tarafından işgal edildiği için başlamıştır ve ne de Rum tarafının Kıbrıs’ın tamamını temsil ettiğini Kıbrıs Türk tarafı olarak kabul ettiğimiz için başlamıştır. Görüşmelerin başlama nedeni, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rum ortak tarafından gasp edilmesi ve bu anomaliyi ortadan kaldırmak için müzakerelerin başlamasını kabul etmemizdir. Yoksa Dimitris Hristofgyas’ın dediği gibi yeni bir ortaklık için görüşmeler başlatılmamıştır. Çünkü öyle olduğunu kabul etsek bile, Kıbrıs Cumhuriyeti dedikleri devletin aslında var olmadığının da en güzel kanıtıdır.

Şimdi aklı başında insanlar olarak kendi kendimize şunu soralım. Uluslar arası toplum bir taraftan Kıbrıs’ta bir sorun olduğunu kabul ederken, diğer yandan ayni uluslar arası toplum tam 11 yıl Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işgaline ses çıkarmamış hatta aldığı kararlarla bu işgali meşrulaştırma yoluna gitmişti. Bu gün eğer hala bu sorun devam ediyorsa, bu Kıbrıs Türk halkının suçu değil, Kıbrıs Rum tarafının ve yanlı politikalarıyla Kıbrıs Türk halkına tecrit politikası uygulayan uluslar arası toplumundur.
Tüm dünyaya şunu hatırlatıyoruz. Bu gün Kıbrıs’ta bir sorun olduğunu kabul ediyorsanız ve eğer bu sorunu Kıbrıs’ta iki toplum çözecekse, o zaman Kıbrıs Cumhuriyeti’nin var olduğu safsatasından bir an önce vazgeçmeniz şarttır. Çünkü Kıbrıs’ta mevcut sorun, uluslar arası anlaşmalarla kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rum tarafınca işgal edilmesinden kaynaklanan bir sorundur.
Bu adaletsizliğe prim vermeye devam ettiğiniz sürece, Kıbrıs Türk halkı olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar yaşatmaya kararlıyız.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Mürüde Sevicer

New member
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
176
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Lefkoşa
Bize ne kadar engel olurlarsa olsunlar and içtik K.K.T.C. i sonsuza kadar yaşatmaya. Satmak isteyenlere tek söz kalır."VAZGEÇSİNLER VE SONSUZA KADAR K.K.T.C. SAHİP ÇIKSINLAR" yoksa vatansız kalacaklar. ( Kan döküp can vererek bize altın tepside sundular.) Ne olur geçmişi unutup nankörlük yapmasınlar.Teşekkürler.
 
Son düzenleme:

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
Saygıdeğer kardeşim Mürüde,

Duygu ve düşüncelerime ortak olmanız, ayni yolun yolcusu olduğumuzun habercisidir. Bu anlamlı yorumunuz için size ne kadar teşekkür etsem azdır.
Bizim davamız, 80,000 şehit pahasına vatan yaptığımız bu topraklara tekrar sahip çıkmak ve bağımsız egemen bir halk olarak anavatan Türkiye ile birlikte sonsuza kadar var olmaktır. TMT andımızdaki ifade bunun en güzel örneğidir.
Ramazan Bayramımızı aile bireylerinizle birlikte sağlık, mutluluk ve esenlik içinde kutlamanız için dua ediyor, sevgi ve saygılar gönderiyorum.
Salih Mehmet Ersoy
Gazeteci-yazar
27.09.2008
 

Mürüde Sevicer

New member
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
176
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Lefkoşa
Salih Bey çok teşekkür ederim. İnşallah Vatanımızı var güçleri ile satmaya çalışanlar sizin yazılarınızı okurlar diye dua ederim.Ben de sizin Bayramınızı kutlar sağlık, mutluluk dolu günler dilerim.
 

kerem71

Guest
Katılım
25 May 2008
Mesajlar
1,739
Tepkime puanı
0
Puanları
0
bu vatanı satmak istiyenler karsısında mehmetcigi buldular ve bu hep böyle olacaktır vatan için can alacak can verecek evlatlarımız oldugu sürece bu vatan daima ayakta kalacaktır cümleten bayramınızı kutlarım
 

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
Sevgili Kerem,

Tek dileğim yaşının genç olmasıdır. Neden derseniz, çünkü bu vatanı kurtaracak geleceğimiz olan siz gençlersiniz. Bizler çok zor şartlar içinde karınca kararınca mücadele ettik ve çok şükür ki atalarımızdan bize emanet kalan bu cennet vatanın yarısını kahraman Mehmetçiğin yardımı ile kurtarabildik. Ancak kendi inancım odur ki, mücadelemiz hala bitmemiştir. Çünkü bize emanet edilen bu cennet vatanın yarısı hala Rum- Yunan çizmeleri altında inlemekte ve kurtarılmayı beklemektedir.
İşte sizin ve sizin gibi gençlerin görevi, yarısı işgal altında bulunan vatanımızı kurtarmaktır, bunu da yapacağınızdan eminim.
İşte bu duygularla Mübarek Ramazan Bayramınızı kutlar, sağlık, mutluluk ve esenlikler dilerim.
Salih Mehmet Ersoy
Gazeteci-yazar
28.09.2008
 
Üst