Kıbrıs'ta Gözden Kaçanlar!...

Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
KIBRIS’TA GÖZDEN KAÇANLAR!..

24 Nisan 2004 Tarihinde Rum’lar da Annan Planına evet demiş olsalardı!..Bugün iki bölgeli, iki toplumlu federasyona dayalı ‘’Birleşik Kıbrıs Cumhuriyetinin’’ 4’üncü kuruluş yıldönümünü kutluyor olacaktık!..
Maraş ve Güzelyurt’ta Türklere ait olan topraklardan 682 kilometre karelik büyük bir parça Rum’lara verilmiş!..Rumlar Kuzeyde ki taşınmazlarına dönmüş!..40 bin Türk Askerinin 34 bini Ekim 2006’ya kadar adayı terk etmiş!..Ve anlaşmanın ilgili maddesi gereğince ada’nın askersizleştirme süreci devam ediyor olacağından!..Türk Askerinin ada da ki varlığının devam edip etmeyeceğinin 3 yılda bir gerçekleştirilecek olan toplantısının 2’ncisi önümüzde ki yıl yapılacaktı!..Tabii ki o tarihe kadar Türk Askerinin ada da kalıp kalmayacağı kararı verilmemişse!..
Rum’ların ENOSİS Yolunu tıkayan Annan Planına Hayır demeleri sayesinde yukarı da sıraladığım hususlar gerçekleşmemiştir!..Yoksa sonuç ‘’ Elveda Kıbrıs ‘’ Olacaktı!..
Bu Tuzak planın içeriğinde olan ve yukarıda belirtmiş olduğum hususlar Kıbrıs Türk Halkının Kıbrıs Adasındaki en önemli yaşam halkalarının bir daha birbirine eklenmemek üzere kopartılarak ortadan kaldırılması sonucunu doğuracaktı. Planın ihtiva ettiği diğer maddeler sonucunda Kıbrıs Türk Halkı bir eyalete sıkıştırılarak 1983 yılından beri özgürce yaşadığı devleti ortadan kalkmış daha da önemlisi kuzeye dönen Rum’lar nedeniyle, nereye ve nasıl iskan edilecekleri meçhul göçebe bir hayat ile karşı karşıya kalmış olacaklardı!..
4 yıl önce bu tehlikeyi bilmeden, sezmeden onaylamak zorunda bırakılan!.. Kıbrıs Türk Halkını bu felaketten Rum’ların ‘’Hayır ‘’demeleri kurtarmıştır!..
2008 Yılında çözümün anahtarı olarak görülen, malum çevrelerce desteklenerek parlatılan Rum Akel ve Türk CTP dostluklarını öne çıkararak her iki siyasi partinin genel başkanlıklarından bugün Rum Kesiminin Liderliğine seçilen Hristofyas ile K.K.T.C’nin Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Sn.Talat’ın her ne pahasına olursa olsun Kıbrıs sorununa çözüm üreteceklerini söylemek asla doğru bir tespit olamaz!..Onun için kimi gazeteci ve köşe yazarlarının geçmişte yaşananları ve bu yaşanan tarihi gerçekleri bilmeden, öğrenmeden sığ düşüncelere dayanarak ve Rum’un cici çocuk oyunlarına gelerek ‘’ Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün aşılması için bu son fırsattır!..’’ propagandası sadece Rum’lara yaramaktadır!..
Kıbrıs Türk Halkı, çeşitli oyun ve tuzak planlarla yeniden aldatılmayı asla hak etmemektedir..Ve böyle bir oyuna gelmeye de hiç niyeti yoktur.. Şurası unutulmamalıdır ki bu kahraman halk bu toprakların bedelini kanı ve canı ile ödemiştir. Şimdi çözüm adına ödenen bu bedeli göz ardı etmeyi düşünmek bile Tarihimize ve Şehitlerimize yapılacak en büyük haksızlık olacaktır..
Birleşik Kıbrıs hedefini benimseyen her iki taraf siyasileri de aslında bunun alt yapısı hazırlıklarını yaparken eski yol arkadaşlıkları ve siyasi tercihlerinde ki yoldaşlıklarına da güvenmekte ya da öyle bir görüntü sergilemektedirler!..
Ancak şu anda çözümün temel şartı Kıbrıs Türk Halkını temsil eden siyasilerin ne istediği değil!..Rum yönetiminin ne istediğine odaklanmıştır!..
Kıbrıs Türk Halkı, kuralları yıllardır hiç değişmeyen ve Rum’un belirlediği bir oyunu oynamak zorundadır!..Bu öylesine değişmez bir oyundur ki tüm kamuoyunda çözümün kuralları Rum’ların ne istediğine göre konulmaktadır!..Türk’ler ne istiyor?..Beklentileri nelerdir?..Bu sorular neredeyse hiç sorulmamaktadır!..
Böyle bir kamuoyunun oluşumunda bizim suçumuz.bizim katkımız yok mudur?..Tabii ki vardır!..Geçtiğimiz yıllarda Kıbrıs politikamız da verilen tavizler, Türkiye’nin AB sürecinde Kıbrıs Milli Davamıza getirmiş olduğu açılımlar!.. Uygulamış olduğu Rumlardan bir adım önde olma politikası!.. Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluşunun temelini teşkil eden 1960 Anlaşmasında mevcut olup da kullanılmayan pek çok bağlayıcı maddenin uluslar arası arena da sağlayacağı avantajların göz ardı edilmesi bugün gelinen bu durumun kaynağını teşkil etmiştir..Bu görüntünün ortadan kaldırılması için K.K.T.’de büyük bir dayanışmaya ve güç birliğine ihtiyaç vardır..Bunun sağlanmasında da birinci görev şu anda yönetimi paylaşan siyasilerdedir!.. Kıbrıs Türk Halkına her şeyin doğrusunu açıkça söylemekten geçmektedir!..
Kıbrıs Sorununun çözümü için Rum tarafının olaya bakışı ve çözüm şartları şunlardır:
1)Türk Askeri adayı terk etmelidir!..
2)Türkiyeli yerleşikler adadan geri dönmelidir!..
3)Maraş Rum’lara iade edilmelidir
4)Rum’lar kuzeyde ki evlerine ve taşınmaz mallarına geri dönmelidir!..
5)Ve en önemlisi Kıbrıs’lı Türk’lerin Rum vatandaşlarından, Maronitlerden, Latinlerden ve Araplardan farklı bir talepleri olamaz!..
İşte Rum’un hiçbir zaman değişmeyen ve değişmeyecek olan bu taleplerine; K.K.T.C’deki Hükümet ve Müzakereleri kendisinin yürüteceği kararını veren Sn.Talat var mı dır?..Yok mu dur?..
Rum’un öne sürdüğü bu taleplerine rağmen K.K.T.C yönetimi müzakere masasından kalkmayacağının ısrarında olacaklar ise!..Rum’un öne sürdüğü bu şartlarına karşılık olarak aşağıda ki maddeleri öne sürerek müzakere masasında taraflar arasında eşitliği sağlamak zorundadırlar!..Nedir bunlar?..

1)Güneyde Yunanistan dan gelenlerin, Pontus Rum’larının ve diğer yerleşiklerin adayı terk etmeleri..
2)Maraş’ın statüsünün yeniden belirlenmesi ve bu bölgede ki Osmanlı vakıflarına ait toprakların ve mülklerin asıl sahibi olan Kıbrıs Türk Halkına iadesi..
3)Güneyde Türklerin bıraktığı mülklerin ve taşınmazların da Türklere iadesi..
4)Türkiye’nin Garantörlük hakkından asla vazgeçilmeyeceği..

Gerçekten de Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözüm isteniyorsa; bu durum sadece Rum’ların ne istediğine göre değil, Kıbrıs Türk Halkının da yasal ve vazgeçilmez tarihsel haklarına da sahip çıkarak sağlanabilir.. Anavatan ve Yavru Vatan birlikteliğinin öncelikli tercihi de bu olmalıdır.. Bunun dışında üretilen senaryolara alet olmak ya da yol arkadaşlığı ve yoldaşlık fantezilerinde çözüm aramak sadece günü kurtarmaktan ibarettir!..
2008 Yılını çözüm yılı ilan edenlerin tercihi bu fanteziler değil ülkesinin ve milletinin vazgeçilmez hakları ve tarihsel değerleri olmalıdır..

Atilla ÇİLİNGİR.
 

yusuf3161

Dost Üyeler
Katılım
10 Haz 2008
Mesajlar
47
Tepkime puanı
0
Puanları
0
teşekkür

sayın çilingir tespitlerinize teşekkür etmekle birlikte ekleme yapmak istiyorum.Bir defa 60 kıbrıs cumhuriyetinin kuruluşunu türkler hiç kutlayabildimi?onu kutlayamadıysa bunu nasıl kutlayacaktı.bu teslim antlaşması olsaydı bile adamlar teslim olmanı değil yok olmanı istiyor.250 milyon euroya fit olan zamanın bazı beyinlerinin doğu blokundan gelen(çalışmak için) bazi insanlardan ne farkı olabilirdi merak ediyorum.biri az pahalı biri az ucuz sistem aynı.
İnsanlarımızın inanç derecesi ne olursa olsun bizi allahın koruduğuna inanıyorum.yoksa halimiz çok vahim olacaktı.
size yazılarınızdan dolayı teşekkür ederim ancak etliye sütlüye daha çok dokunmanız temennisiyle.saygılar...
 
Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Değerli üyemiz Yusuf3161 Rumuzlu Kardeşim

Değerli Yusuf 3161 Rumuzlu Kardeşim,

Öncelikli olarak yazılarımla ilgili yorumlarınıza ve eleştirilerinize teşekkürler..
Yıllarını Kıbrıs Milli Davasına adıyan bir büyüğünüz olarak pek çok yazım özellikle mevcut yönetimlere yönelik pek çok etli ve sütlüye dokunan konuları içermektedir!..Yazılarımın yeni yayınlandığı bu sitede de zaman, zaman eleştiri dozu en üst seviyede yazılarım da yayımlanmıştır..Ancak burada gözden kaçırılmaması gereken en önemli husus yazıların eleştirel dozunun yüksekiğinden ziyade dikkat çekilen hususlara Kahraman Kıbrıs Türk Halkının göstereceği hassasiyet, K.K.T.C'ne olan bağlılıkları ve elde edilmiş olan tüm kazanımların savunulmasıdır..( Bugüne kadar yazdığım kitaplarım özellikle son dönem yönetimlerini kıyasıya eleştiren sayfalar ile doludur..Arzu ederseniz temin edip okuyabilirsiniz..)
Sevgi ve saygılarımı iletiyorum.
Atilla ÇİLİNGİR.
 
Üst