Kıbrıs’ta Soykırım, Tarihten Gelen Çığlık!..

Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
KIBRIS’TA SOYKIRIM,
‘’ Tarihten Gelen Çığlık!..’’

‘’İnsanlık tarihinin hiçbir döneminde böyle bir vahşet yaşanmadı! Rum’lar kendileri için kutsal saydıkları o gece yüzlerce Kıbrıs Türk’ünü acımasızca katlettiler..O insanlarımız sanki Noel uğruna adanmış kurbanları idi!..’’
( 21. Aralık. 1963 )

Bu gün bu satırları kaleme alırken insan olarak kalabilmenin ne kadar büyük bir erdem olduğunu daha iyi anladım!..Ama insanlıktan nasibini alamamış ve canavarlaşmış ruhları ile insan oğlunun nasıl ölüm makinesi haline gelebileceğinin kanıtı olan aşağıda ki olayları okuduğumda da insanlığımdan utandım..Kıbrıs Türk’ünü top yekun öldürmek amacı ile 21. Aralık. 1963 tarihinde Rumlar tarafından başlatılan bu katliam, dünya var olduğu sürece onların alnında kara bir leke olarak kalacaktır..
Hayvanlar aleminde güçsüz, hasta ve zayıf olanlar bile hemcinslerince af edilir, hayatları bağışlanırken; Rum çeteleri çoluk, çocuk, yaşlı, genç, hasta, bebek demeden müdafaasız yüzlerce Türk’ü, Hristiyan aleminin o kutsal Noel gecesinde katlettiler..
Şimdi o günlere geri dönelim ve Sn. Talat’ın Milli Eğitim Bakanlığı, Başbakanlığı döneminde başlatılarak okul kitaplarından kaldırılan o acı dolu tarih sayfaları anlatsın o günleri!.. Bizler sadece okuyalım, dinleyelim ama asla unutmayalım!..Hatta bu da yetmez ezberleyelim, ezberletelim ve özellikle gençlerimize anlatalım..
İşte ‘’ Tarihten Gelen Çığlık!.. ‘’ Unutuldu sanılan o insanlık suçu ve Rum’un yıllardır özür bile dilemediği o vahşet dolu günler!..
‘’ 21. Aralık. 1963 günlerden cumartesi, saat 14.30 Baf kapısı polis merkezinde bir ateş kes toplantısı yapıldı..Toplantının amacı Lefkoşa’da devam eden çatışmaların sona erdirilmesi idi!..Ancak bu toplantıdan hiçbir sonuç çıkmadı..Rum’lar, Cornaro Hotel’in çatısından, Lefkoşa Kulübünden, Severis un fabrikasından Türk tarafında, duvarların kuzeybatısına düşen Kumsal’a ateş açtılar ve akşam yapacakları saldırı için hazırlandılar!..
Dr. Küçük, arabasıyla Girne kapısı ve Girne caddesinden geçerek Lefkoşa’nın içerisine girdi.Gazete bürosu ve üzerinde kendi evinin bulunduğu binanın arkasındaki geniş, boş araziye açılan, dar yola döndü.
İlk toprak yığınları buradaydı. Alt üst edilmiş toprağın, temiz, taze kokusu havaya yayılmıştı. Dr. Küçük, etrafa bakarken, yeni kazılmakta olan bir mezar için taşlara çarpan kazma seslerini işitiyordu!..
Döndü ve dolaşmaya başladı. Av tüfeklerini kollarında ihtimamla tutan, sakalları uzamış adamlar ona selam durdular. Kadınlar kolundan tutarak, kocalarından, oğullarından, akrabalarından, çocuklarından haber almaya çalıştılar..
Dr. Küçük başı ile selam vererek, kalabalığın arasından geçti. Sorulanlar ile ilgili hiçbir haber alamamıştı. Başka yerlerde süren çatışmalarla ilgili çok az bilgisi vardı.Dağıtabileceği yiyecekten de yoksundu..
Yaralılar taşınıyordu..Yaralıları, Girne caddesinde bir evde oluşturulan, derme- çatma hastaneye kadar izledi,
Eczaneler malzemelerini bu hastaneye vermişlerdi, fakat mermi yaralarını gerektiği şekilde tedavi edebilecek tek hastane, Rum kesimindeki Genel Hastane idi..( Noel arifesinde, öğleden sonra, Lefkoşa Genel hastanesinde bulunan 21 Türk hasta ortadan kaybolmuştu..Kıbrıs’lı olmayan bir hemşirenin anlattığına göre bir grup silahlı Rum’un hasta koğuşlarına gelmiş ve çoğu ameliyatlı olan Türk hastaları bağırta, bağırta bilinmeyen bir yere götürmüşlerdi.. Bu hastalardan bir daha haber alınamadı!..)
Yaralılar için kan bulunmuyordu ve gönüllülerden kan sağlamak için malzemede yoktu. Ciddi yaralılar eski ve yıpranmış evin dökülmekte olan tavanının altında ve mermerlerin üstünde ölüyorlardı!..
Sonuç umutsuz gözükse de, Dr. Küçük ve Örek, savaşın sona erdirilmesi için gayret gösterirken, bu son direnişe bir başkası nezaret ediyordu.
Bu kişi, Kıbrıs Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf Denktaş idi.
Noel savaşı sırasında küçük kırmızı arabası ile barikatları dolaşıyordu.Üzerinde çizgili avcı ceketi, başında beyzbol şapkası, sağlam yapılı görünüşü ile Mücahitlerin arasına karışarak onları cesaretlendiriyor ve onlara Rum’ların barikatları geçmelerine asla izin vermemelerini söylüyordu.
Mücahitler onu gördüklerinde sesleniyor ve el sallıyorlardı. Kendileri ile konuştuğunda gülümsüyor ve sonra mevzilerine dönüyorlardı. Onlar için Denktaş, savaşan Türk’ün sembolüydü, Kanlı Noel sırasında Türk direnişinin belkemiğiydi..
Lefkoşa ile Mirtu ( Çamlıbel ) yol ayrımında bulunan Ayvasil ( küçük Türkeli ) karma köyünde 120 Türk vardı.. O akşam vakti bir saatte Lefkoşa yönünden gelen arabalar ve kamyonlardan eli silahlı Rum’lar boşaldı.. Bir süre köşede ki kahvede aralarında görüştüler ve daha sonra Türk kesimine yöneldiler..
Silahlar patladı, tüfek dipçikleri ile kilitli kapılar kırıldı..Türkler sokaklarda sürüklendi..
70 yaşlarında bir Türk, evinin ön kapısının parçalanışını duyarak uyandı. Yatak odasından sendeleyerek çıktığında, evinin içinde silahlı adamlar gördü.
‘’ Çocukların var mı? ‘’ diye sordular. Şaşkınlık içinde ‘’ Evet ‘’ dedi.
‘’ Onları dışarı gönder !..’’ emrini verdiler.
19 ve 17 yaşındaki iki oğlu ve 10 yaşındaki torunu acele giyinerek silahlı adamlarla beraber dışarıya çıktılar.
Evin duvarı önünde sıraya dizilmişlerdi. Silahlı adamlar hiçbir söz söylemeden, serinkanlı bir şekilde makineli tüfeklerini ateşleyerek onları ölüme gönderdiler.
Bir başka evde, elleri dizlerinin arkasına bağlanmış olan bir erkek çocuk yere atılmıştı. Ev yağma edilirken onu tekmeliyor ve hakaret ediyorlardı. Sonra başının arkasına bir tabanca dayadılar ve onu vurdular.
Türkeli ( Ayvasil ) köyünde o gece toplam 12 Türk katledildi. Diğerleri ise Rum’lar tarafından toplanmışlar ve yol boyunca tekmelenip yumruklanarak birkaç mil uzaklıkta ki Şillura köyünde ki Türklerin yanına gönderilmişlerdi..Gece kıyafetleri içinde çıplak ayaklarıyla soğuk havada ve gecenin zifiri karanlığında sendeleyerek yürüyen Türk’lerin arkasından Rum’lar ateş ediyorlardı..
Bu bölgenin hemen dışarısında çiftliklerde yaşayan dokuz Türk daha öldürülmüştü!..
Ayvasil ve Şillura köyleri boşaltılmıştı!..Kuzeyde ki Fota ( Dağyolu ) ve Pınarbaşına doğru emniyetli bölgelere gitmeye çalışan Türk’lerin, geride evleri, eşyaları ve Rum komşuları kalmıştı!..O komşular ki şimdi emniyetli bölgelere çekilen Türk’lerin evlerini yağmalıyorlardı!..Kutsal bir gün, sabahı karşılarken Türkler, Rum’un bu acımasız korkunç zulmünden kurtulmaya çalışıyorlardı!..
Aynı saatlerde Lefkoşa surlarının kuzeyindeki Türk köyü Ortaköy’ün yanında, Girne yol ayrımında bulunan Kumsal bölgesine de 150 civarında silahlı Rum gelmişti…
O akşam, yaşlı bir Türk ev sahibi olan Hasan Yusuf Güdüm isimli şahıs, yanında karısı Feride, komşusu Ayşe Mora kızı Işın ve diğer kızı Növber ile Kumsal’daki kiracılarından Türk Alayının baş doktoru olan Binbaşı Nihat İlhan’ın evini ziyaret ediyorlardı. Binbaşı o kritik günler dolayısı ile alarm halinde olan Alayda görevinin başında idi..Karısı Mürüvvet, yedi yaşında, dört yaşında ve altı aylık olan üç çocukları ve misafirleri ile birlikte evde dokuz kişiydiler.. Bu dokuz kişi yemek odasında akşam yemeklerini yerken, Bu sırada Severis un fabrikasının bulunduğu yerden ve gece karanlığından da istifade ile elleri silahlı Rum çeteleri kurumuş olan Kanlı dere nehir yatağının karşısına Kumsal bölgesine geçiyordu!..
Çok geçmeden bu çetelerin açmış olduğu ateş sonucunda silahlardan çıkan mermiler Dr. Nihat İlhan’ın oturduğu evin duvarlarına kuvvetli bir yağmur gibi vurmaya başladığında, yemek masası etrafındaki sohbet aniden kesildi!..
Herkes aceleyle ayağa kalktı, kadınlar çocuklarını ellerinden tutarak çektiler ve Hasan Güdüm, hepsini evin arka tarafına götürdü..
Dört kadın, dört çocuk ve bir adam hepsi evin banyosuna girdiler ve kapıyı kilitlediler..
Ev sahibinin karısı aniden kararını değiştirdi ve banyodan dışarı çıkarak, tuvalete girdi ve kapıyı kilitledi.
Binbaşının karısı ve çocukları ile küvetin içerisine girdi. Altı aylık bebeğini kucağına almış kapıya doğru bakarken, diğer iki çocuğu bacaklarına sıkı, sıkı sarılmıştı..
Korku içindeki üç kadın ve Hasan Güdüm kapının yanındaki köşelere sığındılar. Ayşe Mora bebeği Işın’ı korumak için bağrına basmıştı..
Evin giriş kapısı kırılarak açıldı..Gözlerinde vahşi bakışları ile insanlığından çıkmış olan caniler, ellerindeki makineli tüfeklerle evin içerisini taradılar..
Daha sonra ayak sesleri Binbaşının eşi ve üç çocuğunun bulunduğu kapısı kilitli banyo kapısının önüne geldi ve canilerden birisi kapı kolunu zorlarken; diğeri Rumca ‘’Enosisi’’nasıl istersiniz diye bağırıyordu!..
Sonra, ateşlenen mermiler, banyo küvetinin içindeki Bayan İlhan ve çocuklarına isabet etti..
Binbaşının çocuklarından birisi inledi ve kısa bir darbe atışı ile Şehit edildi..Saldırganlar sonra yerdeki diğerlerini gördüler ve silahlarında ki tüm mermileri de onların üzerine boşaltarak hepsini orada Şehit ettiler..
Evin sahibi, komşusu ve kızları da ağır yaralanmışlardı..Bir mermi de Işın bebeğin ayağına isabet etmişti..
Tuvaletin kilitli kapısı, bu silahlı adamların dikkatini çekti..Kapı tüfek dipçikleri ile kırılarak ev sahibinin karısı dışarı çıkarıldı. Feride hanım’ın kafasına bir tabanca dayadılar. Bir kez ateşlendi ve oracıkta Şehit edildi..
Katiller çığlıklar atarak ve eğlenerek evin içerisini tahrip ettiler..Banyodan dışarı yayılan kan üzerinde kayarak dolap ve raflardaki eşyaları silahları ile tarayarak paramparça ettiler!..
Bebek Işın Mora sağ kalmıştı yaralı ayağı birkaç operasyonla kurtarılmıştı..Şu an da evli ve bir oğlu var.. Lefkoşa’da Shakespeare Caddesi üzerinde Can adlı bir süpermarketi çalıştırıyor.. Hafif aksak yürümesi, hiçbir şeyi idrak edemeyecek kadar küçükken yaşadığı mezalimi hatırlatıyor ona…’’
( Yukarıda anlatmış olduğum tarihi gerçekler HARRY SCOTT GIBBONS’un 1997 yılında basılan ‘’ The Genocide Files ‘’ ( Kıbrıs’ta Soykırım ) adlı eserinden alınmıştır..)
Şimdi bu satırlardan haykırarak tüm insanlık alemine soruyor ve yanıtını istiyorum!..Siz İnsan hakları havarisi kesilerek Türk Milletini Ermeni Soykırımı ile suçlayanlar!..Siz kanlı tarihlerini unutarak, asil Türk Milletine bu kabul edilemez iftirayı çıkardıkları yasalarla onaylayan, suç diye dayatan emperyalist devletler ve onların Türkiye’deki işbirlikçi kimi bilim adamı, sanatçı ve yandaş yazarları..Özür kampanyası başlatan Ermeni diasporasının paralı kalemşörler!..Siz ‘’Kıbrıslılık ‘’ oyununun ardına saklanarak, K.K.T.C’de Rum’larla yeniden bir arada yaşamanın tuzağını kuran ve ‘’ Birleşik Kıbrıs ‘’ senaryosunu yazanlar!..Siz Rum’la iç, içe yaşayabiliriz yazıları ile halkımızın beynini bulandıranlar!..Türkiye’ye ve Türk Askerine kabul edilemez suçlamalar ile saldıran kimi sendika yöneticileri, dernek temsilcileri, cepleri ve mideleri euro’lar ile şişirilmiş bilinen vakıfların plakalarını taşıyan platform üyeleri!..
Ve siz beyler!.. Kıbrıs Türk Halkının adada ki var oluşunun tüm nedenlerini müzakere masasında pazarlık konusu yapmaktan çekinmeyenler!.Hristofyas’ın kankaları ve yol arkadaşları!..Yukarıda tarihi belgelerle kanıtlı bu insanlık ayıbı ile ilgili olarak söyleyeceklerinizi duyalım?..Bu tarihi kitabı yazan ve o günlerde London Daily Express gazetesinin Ortadoğu temsilcisi olan bu cesur gazete muhabiri Mr. Gibbons gibi bu vahşete en azından, ‘’ Bu Kıbrıs Türk’üne yapılmış bir soykırımdır’’demek cesaretiniz var mı?..Sakın ola ki bunlar tarihin derinliklerinde kaldı!.. Biz bunları ve tarihimizi unuttuk!..Şimdi yarınların dostluğuna, Rum’larla bir arada olmaya bakıyoruz demeye kalkmayınız!.Bunun düşünülmesi bile bir hezeyandır!..O zaman sizleri ne Şehitlerimiz, ne milletimiz, ne kitaplardan sildiğiniz tarihimiz ve ne de kendi vicdanınız affeder!…
Sevgili Kıbrıs Türk Gençleri,
Şimdi sen yukarıda anlatılan tarihi gerçekleri okuyamıyor ve öğrenemiyorsun!..Çünkü bu zulmü ve atalarına uygulanan bu soykırımı bilmemelisin!..Sen Güney Kıbrıs’ta yaşayan Rum’lara özenmeli!.. Onların tarihini ‘’Kıbrıslılık’’ kimliği ile öğrenerek geleceğini birleştireceğin Genç Rum’larla kaynaşmalısın!.. Milli değerlerini unut ki!.. Vatan ve Bayrak ne demektir? Bu değerleri hiç hatırlamayasın!..Ceddinin bu değerler uğruna Şehit olduğu sana bir şey ifade etmesin!..İşte geleceğinizin konuşulduğu bu kritik dönemde sizlere kabul ettirilmeye çalışılan çözümün hedefi bu!.. Ama sizler tüm bu oyunları bozacak kadar yürekli ve Yüce Türk Milletine ve Ceddine bağlı gençlersiniz..Dilinizin, Dininizin, Milletinizin ve Bayrağınızın ne ifade ettiğini ve gerektiğinde vatan toprakları uğruna seve.seve ölüme gitmenin yüce bir görev olduğunu bilenlerdensiniz..Asla bu teslimiyetçi oyuna gelmeyeceksiniz..
‘’ Tarihten Gelen Çığlık Sesleri ‘’ duyuluyor yine!..45 yıldır hep aynı tarihte!..Ama bu sefer daha güçlü feryat ediyor, 70’lik Hasan dayı, gelin kız Melek, o yiğitler yiğidi Mehmet, 7 günlükken katledilen Selen Bebek!.. Onlara Toprak Ana bile ağıt yakmış ağlıyor..Kurtlar, kuşlar susmuş bu insanlık ayıbını anlamaya çalışıyor!..
Ya biz ne yaptık?..Unutmadık mı?.. Anlatabildik mi? O yaşanan insanlık ayıbını diri, diri toprağa gömülen insanlarımızın feryatlarını!..Kelimelerin anlamı yok!... Ne yazsam, ne anlatsam yaşatamam o günleri, getiremem o kefensiz bedenleri geri!..
Şimdi vicdanımızın sesine kulak verelim..Eğer tarihimizde yaşanan bu olaylar bir milletin yok edilmesi soyunun kurutulması,’’ Soykırım ‘’ değilse söyleyin ey insanlar!.. Biz buna ne ad verelim?..
Türklüğümüz onurdur tarihimiz gurur..İnsanlık tarihi bizi mert ve yiğit tanır ne ardımızda, ne de alnımızda vardır böyle bir leke.. İnsanlık onuru bir erdemse bu fazlasıyla vardır Türk Milletinde..Kimse bize dayatmasın soykırım denen suçu..Bunun bedeli ağırdır kimse taşıyamaz bu bedelin sonucunu!..
Özür dilenecekse bu özür önce bizim için haktır..Soykırım denecekse eğer, bu söz Anadolu’da yüz binlerce Türk’ü öldüren, isyan bayrağını açmış Ermenilere yakışandır..Ve bir özürde, Kıbrıs Türk Halkını top yekun yok etmeyi planlamış ve bu planı uygulayarak binlerce masum insanımızı vahşice katletmiş olan Rum’lardan tarafından söylenmesi gereken bir borçtur..
Bize tarih sayfalarını karıştırtmayın, karıştırdıkça sabıkalarınız çoğalır!...’’ O Çığlıklar Rodos’tan, Girit’ten, Batı Trakya’dan gelmeye başlar’’öncekulaklarınızda sonra da varsa eğer vicdanlarınızda yankılanır!...
İnsanlık suçunu işleyenleri bu suçları ile baş başa bırakarak!..Tüm Şehitlerimizi rahmet ve minnet duyguları ile anıyorum..
Yazımı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleri ile bitiriyorum..
‘’ Geçmişi ne kadar çok unutursak geleceği korumak o kadar zor olur..’’

Atilla ÇİLİNGİR.
 

KÜLTEGİN

Genel Koordinatör
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,731
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Tanrı Dağlarında
Cevap: Kıbrıs’ta Soykırım, Tarihten Gelen Çığlık!..

Günümüzde, "sanırım" Türk olmanın birincil şartı "soykırım" olsa gerek...
Sorarlar;
-Sen Türk'müsün.
-Evet Türk'üm.
-O halde soykırım,hakaret,kimlik sorgusu,işkence,haksızlık,terör,kendi vatanında azınlık durumu gibi "politik" aşağılayıcı küçük durumlara düştün mü?
-Evet bunların hepsini yaşadım.
-Aferin sana sen iyi bir Türk'sün...

Denildiğinde (denileceğinde), yaşadığımızda kendi kendimize karar vereceğiz...Dünyaya kaç kere hakim olduğunu yalnızca Tanrı'nın bildiği bir medeniyetten ve kahraman bir soydan gelen ırkın bu günkü evlatları bitaraf halde... Ne yapmak gerekir?

Önce Türk'lüğümüze sahip çıkmak ve ardından tarihimize...

Yendiklerinizle dost olamazsınız. Cengiz Han


Kıbrıs'ın Türk'lüğü önce süngüden sonrada süngüden geçer...

TTK
 

Bige-tuğ Tulken

Halkla İlişkiler
Katılım
10 Haz 2008
Mesajlar
890
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Her yer benim vatanım..
Cevap: Kıbrıs’ta Soykırım, Tarihten Gelen Çığlık!..

Türk`ün adı kaldı aydın ilan ettiklerimiz sayesinde.. Bize bir yalan söylüyorlar.. Yapmadığımızı bildiğimiz şeyi yaptınız diyorlar ve ardından hiç ispatlamada bile bulunmaksızın biz kendi rızamızla inanıyoruz yalanlığını bildiğimiz şeye.. Hani Türk zekiydi.. Çok üzgünüm ama kendi kanımızdan kişiler soysuzların soyu için özürde bulunuyorken bu ayrıcalığımızı, yani zekamızı tekrar düşünüyorum elimde olmayarak.. Tertemiz bir zeka bir işe yaramıyor. Bizler de ancak konuşuyoruz, çünkü elimizi ayağımızı bağlıyorlar, bizleri temsil etsin diye devlet başına getirdiklerimiz.. Zeki isek buna yalnız biz inanmayalım. Dünyayı kendimize güldürmeyelim. Bu beyinleri kirletelim gerekse, ama Türk denildiği zaman o yerde tüm canlar titresin.

Umutsuzluğa düşmek istemiyorum elbet, yoksa niye yaşayayım.. Ama diliyorum ve öyle diliyorum ki şu milletim gerçekten akıllansın..
 

Mücahit

Dost Üyeler
Katılım
25 Şub 2008
Mesajlar
45
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Konum
Kıbrıs / Lefkoşa
Web sitesi
www.kibris1974.com
Cevap: Kıbrıs’ta Soykırım, Tarihten Gelen Çığlık!..

Kıbrıs Türkleri; yalanları, verilen vaatleri bir kenara bırakıp gerçekleri görün ve kendinize gelin. BM Fransa'nın vetosuyla ambargoların kaldırılması olayını rafa kaldırdı bile. AB ise seçimler ve AB anayasasını hazırlama bahanesiyle rafa kaldırdı. Sözde AB hukukuna aykırıymış, AB müktesebatına uydurmak zorunda oldukları yalanının arkasına saklanıyor. Rum kesimini, tüm uluslararası hukuk kurallarını ayaklar altına alarak AB'ye kabul ederken AB müktesebatını düşünmediler de, Türk çıkarları söz konusu olunca mı hukuk akıllarına geliyor? 1961'de, 1974'de yaşadığınız katliamları hatırlayın, çocuklarınıza anlatın. Girit'te katledilen Türkleri unutmayın. Yunanistan'da azınlık konumuna düşen Türklerin içinde bulunduğu içler acısı durumu gözünüzün önüne getirin ve Kıbrıs davasını Talat'ın, Erdoğan'ın elinden alarak gerçek sahibine, Sayın Rauf Denktaş'a teslim edin.
 

Mürüde Sevicer

New member
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
176
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Lefkoşa
Cevap: Kıbrıs’ta Soykırım, Tarihten Gelen Çığlık!..

Öncelikle 21 Aralık 1963 tarihi tarih sayfalarından silinmesine rağmen (Kalbimizden asla silemezler) hatırlayan ve anan herkese sabır minnet duyarım. O tarihte işlenen SOYKIRIMDA babalarını kaybeden Arkadaşlarımız ve Annelerinin 45 yıldır yaşadıklarını ben şahsen hergün izlerim. Canım kadar sevdiğim arkadaşım Gülden Güner (Kumsal Katliamında Şehit düşen Aziz Hüsnü Güner) Baba kelimesini hiç kullanamıyor neden mi 1 yaşında babasını kaybetti. Ben şimdi Hristofyas Dostuma sorarım Gülden'e Babasını verebilir mi? Bir daha böyle bir gece yaşanmıyacağını garanti edebilirmi?(Kimse onun Garantisine inanmaz)Babasını yok eden bir halkın Başkanı olarak hiç mi yüzü kızarmıyor ve gelip Gülden ve Gülden gibi arkadaşlarımızla dost olacak diye oyun oynuyor. Bıraksın bu oyunları en azından sağ olan Babalarımızı ve kardeşlerimizi de soğuk kış gününde Soykırıma teslim etmiyelim. Bizi yok etmek için hergün yoruluyor. Yazıktır emeklerine bir daha bu dünyaya gelmiyecek. Bizi rahat bıraksın inanın hergün kendisine dua edeceğiz. Tüm Şehitlerimizi Rahmetle anıyor size sonsuz saygılar sunarım.
 

GökTürk

Kurucu
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,015
Tepkime puanı
2
Puanları
38
Yaş
59
Konum
C¤ KIBRIS
Web sitesi
www.kibris1974.com
Cevap: Kıbrıs’ta Soykırım, Tarihten Gelen Çığlık!..

1974 Kıbrıs ve Dünya Türk Basını
Bu konuyu, 1974 'te dünya kamuoyunun Kıbrıs'ı nasıl görürken, şimdi nasıl gördüğünü mukayese etmeniz için açtım. 30 yıl içindeki inanılmaz değişim yalnızca diplomasi ve siyasetin ürünüdür.


23.07.1974
BAD,UPI Ajansı muhabiri, Görgü Tanığı

"Rum askerleri etrafa ateş saçıyordu. Bir eve girdim Rumlar bir Türk kadınına tecavüz ediyorlardı. Gözlerimi kapadım, kaçtım."

30.07.1974
Almanya'nın Sesi Radyosu

"İnsanlık aklı, Yunanlıların Kıbrıs'ta yaptığı bu cellatlığı asla kabul edemez Türk evlerine giren Yunan-Rum Milli Muhafızları, kadın ve çocuklar üzerine mermi yağdırıyor, büyükleri boğazlıyor ve yakaladıkları Türk kadınlarının hepsinin ırzına geçiyorlardı..."

24.07.1974
ABD, UPİ Ajansı Kıbrıs Muhabiri, Görgü Tanığı

"Yunanlılar, Limasol'da bir çok kadın ve çocuğu öldürdü. Yol üstünde 20 çocuk cesedi gördüm. Yunanlı askerler evlerine girip kadın öldürmek için akbabalar gibi beklemektedirler".

24.07.1974
France Soir Gazetesi Muhabiri, Görgü Tanığı

"Son derece utandırıcı olayları kendi gözlerimle gördüm. Rumlar Türk camilerini yaktılar ve Mağusa civarındaki köylerde bulunan Türk evlerini ateşe verdiler. Silahı ve savunması olmayan Türk köyleri Rum çapulcular tarafından yaratılmış vahşet havası içinde yaşamaktadırlar... Ellerinde bazukaları olan Rumlar, Türk köylerinde büyük kargaşıklıklara sebep olmaktadırlar. Rumlar'ın bu hareketleri insanlık namına utanç vericidir."

30.07.1974
Washington Post Gazetesi Muhabiri, Görgü Tanığı

"Larnaka yakınındaki Alaminos Köyü'nde 25 ile 55 yaşlan arasında 14 Türk öldürülmüş ve cesetleri buldozerlerle bir çukura doldurulmuştur. Limasol yakınında küçük bir Türk köyüne Rumlar'ın yaptığı bir baskın sonucu 200 kişiden 36'sı öldürülmüştür. Rumlar, Türk Kuvvetleri gelinceye kadar tüm Türklerin öldürülmesi için emir aldıklarını söylemektedirler."

30.07.1974
Almanya'nın Sesi

"İnsan aklı Rum katliamını anlayamaz. Mağusa Bölgesinin etrafındaki köylerde Rum Milli Muhafız askerleri akıl almaz şekilde vahşilik örnekleri gösterisi yaptılar. Türk köylerine girerek, merhametsizce kadın ve çocukları kurşun yağmuruna tuttular. Bir Türk'ün boğazını kestiler."

22.07.1974
London Times

"Binlerce Türk rehine olarak tutulmaktadır. Türk kadınlarının ırzına geçildi ve Türk çocukları yollarda öldürüldü. Leymosun'da Türk tarafı yakıldı Olaylar Kıbrıs Rumları tarafından teyid edildi."

30.09.1974
Jhon Akass, The Sun Gazetesi Muhabiri, Görgü Tanığı

"Muratağa Köyü'nün Türk sakinleri 16 Ağustos'ta katledilmişlerdir. Ekserisi ihtiyar, kadın ve çocuklardan oluşmuştur. Bunlar Türk taarruzunun ikinci gününde komşu köylerdeki üniformasız Rumlar tarafından öldürülmüşlerdir.Cesetlerin sadece l metre gibi az bir derinlikte kalabildiği bu ölüm çukurları kendilerine kazdırılırken öldürülmüşlerdir. Bu asla bir harp olamaz. Bu olsa olsa bir alçaklık olabilir."

25.07.1974
Hans Janitscher, Sabah Gazetesi, Dünya'daki Sosyal Demokrat Partilerin bir merkezi kuruluşu olan Sosyalist Enternasyonal Örgütü Genel Sekreteri, Görgü Tanığı

"Yunan tarafları Nikos Sampson'un emrindeki muhafız gücü son hafta içinde iki bini aşkın Makarios taraftarı Kıbrıslı Rum'u darbe sırasındaki çarpışmalarda ve darbeden sonra idam ederek öldürdü."

Ekim 1974
Lars Harkanson, BM Barış Gücü Kıbrıs Temsilcisi

Rumların yaptığı Atlılar Köyü Katliamı:"Ömrüm boyunca böyle bir facia, böyle bir barbarlıkla karşılaşmadım. Hayatımda böyle şey görmedim. Çok memnunum ki, olayın soruşturması görevi bize verildi. Zira, bütün dünya bu vahşeti Barış Gücü'nün ağzından öğrenmiş olacaktır."

23.07.1974
Varşova Radyosu

"Yunan subayları yönetimindeki Lefke ve Bafda Türk halkına yapılan kanlı saldırı ve vahşeti bütün dünya lanetlemektedir."

01.08.1974
The Newyork Times muhabiri, Görgü Tanığı

"Serdarlı ve Gönendere köyündeki Türk evleri yakılıp, yıkıldı, yağma edildi, hayvanlar Rumlar tarafından çalındı."

01.08.1974
David Lancashinge, AP Ajansı Muhabiri, Görgü Tanığı

"Muratağa köyü dışında 20'den fazla Kıbrıslı Türk erkek, kadın ve çocuğun bulunduğu toplu bir mezar açılmıştır. Bu, Kıbrıs'taki harbin bitiminden bu yana tesbit edilen sivillere karşı yapılmış en büyük mezalimlerden biridir."

29.01.1974
ABD,CBS Televizyonu Muhabiri, Görgü Tanığı

"Lefkoşa'da bir çöplükte 88 Kıbrıslı Türk'ün cesedi bulundu. Bu Türklerin tümü Rum ve Yunanlılarca kurşunla delik deşik edilerek öldürülmüş ve öldürülmeden önce tellere bağlanmış. Cesetlerden kiminin başı gövdeden koparılmış."

01.08.1974
Bugh Dixion, Kıbrıs'daki Birleşik Krallık Vatandaşları Derneği Başkanı, Görgü Tanığı, Evening Standart Gazetesi

"Kıbrıs savaşında Türk'e bir bardak su veren seksen yaşındaki bir İngiliz kadını Garturede Loigh, Rum Ulusal muhafızı kasıtlı olarak hunharca öldürüldü."

03.09.1974
İngiliz Sun Gazetesi Muhabiri, Görgü Tanığı

"Muratağa faciasını gördüm. Bu çeşit vahşiyane hareketlerin yorumlaması çok değişik oluyor. Ancak, Muratağa'da vahşice bir cinayetin işlendiğinden başka ne söylenebilir? Rumlar ile Yunanlıların yaptıkları bir alçaklıktır."

26.07.1974
Die Welth Gazetesi Muhabiri, Görgü Tanığı

"Limasol'da Rum Muhafız Gücü askerleri bir köpek sürüsü gibi Türk köylerine baskınlar düzenleyerek, katliam yapmışlardır. Bu olaylar insanlık dışıdır.

26.07.1974
Bild Gazetesi Muhabiri, Görgü Tanığı

"Rumlar Türk köylerine kana susamış caniler gibi baskınlar yaparak sivil halkı feci şekilde öldürdüler."

19.08.1974
Die Zelt Gazetesi Muhabiri, Görgü Tanığı

"Rum ve Yunanlılar Baf ve Mağusa'da darbe aleyhtarı Rumlara ve Türklere karşı katliama girişmişlerdir."

11.02.1974
Bernard Nicolas, AFP Ajansı Muhabiri, Görgü Tanığı

"Atlılar köyünde bir çukura doldurulmuş, Rumlarca katledilen Türklere ait cesetler çıkarılmıştır."

11.02.1974
Cunnar Hilson Expressen Gazetesi Muhabiri, Görgü Tanığı

"Muratağa, Yunan askerleri ile Kıbrıslı Rumların geçen Ağustos'ta 83 Türk erkek, kadın ve çocuğu öldürdükleri katliam köyünde bugün sadece 15 kişi yaşıyor. Muratağa'da kalan 15 kişi için artık hayat yok. Onların yaraları öyle kolay kapanacak gibi değil."

24.07.1974
Aligis (Rum), Almanya'nın Sesi Radyosu, Görgü Tanığı

"Limasol'dayım bir okula sığınmış 14 Türk vardı. Rum Ulusal Muhafızları okulu kuşattılar ve Türkler teslim olunca hepsini teker teker kurşunlayıp öldürdüler."

24.07.1974
Kurt Lariken, Die Welt Gazetesi Muhabiri, Görgü Tanığı

"Rum ulusal birlikleri Türk köy ve kasabalarda kadın, çoluk, çocuk bütün sivil halkı gaddarca öldürüyorlardı."

20.08.1974
UPI

"Her saat yeni hendekler ve sayısız cesetler bulunmaktadır. Bu işe dayanmak zordur".
 

Mürüde Sevicer

New member
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
176
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Lefkoşa
Cevap: Kıbrıs’ta Soykırım, Tarihten Gelen Çığlık!..

Tüm bu yazılanları yaşayanların beyninden AB ve Hristofyas silsin biz de bir Türk evladı olarak onların dostluklarına inanalım. Bize on katını yaşatmak için canla başla uğraşıyorlar fakat boşa emek harcarlar onlar silse bile biz silemeyiz. BUYURSUNLAR SİLSİNLER!
 

Kartal

New member
Katılım
12 Kas 2008
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0
Puanları
0
'' SOYKIRIM '' Bu insanlık suçunu işleyenler ifşa edildi..

KIBRIS'TA SOYKIRIM '' Tarihten Gelen Çığlık ''
Bu yazıyı okuyan ve kendisini insan olabilmenin nitelikleri ile tanımlayan herkesin, Türk insanına yakın tarihimizde ve RUM'LARIN Kıbrıs'ta uyguladıkları toplu katliamların bir soykırıma yönelik olduğunu anlamalıdır..Sözde Ermeni soykırımı yalanı ile Yüce Türk Ulusunu suçlama gafletinde bulunanların, bunu yasalaştıranların; Anadolu da isyan bayrağını çekerekgenç,yaşlı,çoluk çocuk demeden YÜZBİNLERCE MASUM TÜRK YURTTAŞINI katletmesini, Kıbrıs'ta binlerce masum Türk'ün Rum'lar tarafından vahşice öldürülmesini görmezden gelerek bu insanlık suçunu Türk Milletine yakıştırmak istemesini tek bir kelime ile ifade etmek gerekirse. Bu iftira bir ALÇAKLIKTAN başka bir şey değildir..Bu yalana alet olarak bugünlerde özür kampanyası başlatan ve kimlikleri malum kişiler de bu ALÇAKLIĞA ortak olan sefillerdir..TÜRK'ün tarihinde yaşanmış böyle bir insanlık ayıbı da yoktur..Saygılarımla..
 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: Kıbrıs’ta Soykırım, Tarihten Gelen Çığlık!..

Haydi Palikaryalar,
Bir özür kampanyası da siz başlatın. Ama bilin ki döktüğünüz bu asil Türk Kanlarının, yaptığınız mezalim ve vahşetin bedeli özürle değil kanla
ödettirilecektir.
Tanrı Türk Ulusunu korusun ve Yüceltsin. Amin.
 

Levent Akıncı

Onursal Üye
Katılım
12 Eyl 2008
Mesajlar
49
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Kıbrıs’ta Soykırım, Tarihten Gelen Çığlık!..

KOMUTANIM
Tarih boyunca çığlıktan başka bir şey atmadık ki. Bu gün bu çığlıklar dalga dalga gök kubbenin altında yankılanıyor. Bunu duymamak mümkün mü? Ama kulakları başkaları tarafından çıkar için kapatılanlar bu çığlıkları duymaz. Bize düşen bu yaramaz çocukları kulaklarından çekip duymalarını sağlamak. Saygı ile söylüyorum siz ve yazdıklarınıza yorumları ile destek veren, okuyan, Kıbrıs 1974 paneli üyeleri bu kulak çekme işini anladıkları lisanla icra ediyorsunuz. Ne mutlu ki meydan boş değil, sanıyorlar ki kapalı kapılar arkasında çevrilen dolaplardan haberimiz yok. Yanılıyorlar, yanıldıklarını anlayacaklar. Yine de anlamazlarsa, hepimiz anlatacak güce sahibiz bu güç damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur. Saygılarımla.
 

Volkan

-Otağ Hanı-
Katılım
20 Haz 2008
Mesajlar
969
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Altaylar
Cevap: Kıbrıs’ta Soykırım, Tarihten Gelen Çığlık!..

komutanım :ne unutacagız nede unutturacagız bu yazılarınızı sanalda elimizden geldigince yayacagızki bunları bilmeyen nesilimiz artık bilsin .saygılarımla.
 

DOĞUKAN

New member
Katılım
18 Eki 2008
Mesajlar
2,057
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
K.K.T.C.
Cevap: Kıbrıs’ta Soykırım, Tarihten Gelen Çığlık!..

14489.jpg
[FONT=Garamond, Times, Serif]İnsanlık tarihinin hiçbir döneminde böyle bir vahşet yaşanmadı! Rum’lar kendileri için kutsal saydıkları o gece yüzlerce Kıbrıs Türk’ünü acımasızca katlettiler..O insanlarımız sanki Noel uğruna adanmış kurbanları idi!..’’ [FONT=Garamond, Times, Serif]( 21 Aralık 1963 )
[FONT=Garamond, Times, Serif]
[FONT=Garamond, Times, Serif][FONT=Garamond, Times, Serif]“Geçmişi ne kadar çok unutursak geleceği korumak o kadar zor olur..’’
[FONT=Garamond, Times, Serif][FONT=Garamond, Times, Serif]
[FONT=Garamond, Times, Serif][FONT=Garamond, Times, Serif]Rahmetle anıyoruz.


 

Kartal

New member
Katılım
12 Kas 2008
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Kıbrıs’ta RUM'LAR SOYKIRIM SUÇU İŞLEMİŞLERDİR...

Dünya Devletlerinin sözde ermeni soykırımı nedeni ile Türkiye'ye karşı almış oldukları siyasi kararları ile hukuki temelden yoksun dayatmaları yapanlar!..Anadolu da isyan bayrağını açarak yüzbinlerce Türk yurttaşını hunharca katleden Ermenileri gözardı ettiği gibi Kıbrıs'ta neredeyse burada yaşayan Kıbrıs Türk'lerinin tamamını yok etmek üzere yapılan katliamları da görmezden gelmeye devam etmektedir!..Bu gün Kıbrıs'ta Rum'lar ile iç, içe yaşarız diye görüşmeler yapanlar bu teslimiyete devam ederlerse ve tarihte yaşan bu İnsanlık suçu tekrarlanacak olursa bu gün BİRLEŞİK KIBRIS görüşmeleri yapan siyasiler bunun hesabını verebilecekmidir?Herkes aklını başına toplamalı ve bu tehlikelerle dolu yoldan geri dönülmelidir..Rum'ların yapmış olduğu bu katliamların hesabı mutlaka sorulmalı ve vakit geçirmeden İnsan hakları mahkemesine davalar açılmalı bu konu da yönetim öncü olmalıdır..Tabi K.K.T.C'de iktidarda olanlar da bu insanlık ayıbını suç olarak kabul ediyorlarsa!!!!!!!!!......
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Cevap: Kıbrıs’ta Soykırım, Tarihten Gelen Çığlık!..

EOKA'cıdan Kıbrıs'ta katliam itirafı

Rum ve Yunanların Kıbrıs Türklerine 30 yıl önce uyguladığı soykırım örneklerinden biri olan Taşkent (Tohni) katliamıyla ilgili itiraflarda bulundu ve ''Ne yaptıysak devletin yasal güçleriyle beraber yaptık'' dedi.

Eski EOKA'cı Andreas Dimitriu isimli Rum, Rum ve Yunanların Kıbrıs Türklerine 30 yıl önce uyguladığı soykırım örneklerinden biri olan Taşkent (Tohni) katliamıyla ilgili itiraflarda bulundu ve ''Ne yaptıysak devletin yasal güçleriyle beraber yaptık'' dedi.

Andreas Dimitriu, Güney Kıbrıs'ta yayımlanan Alithia gazetesine yaptığı açıklamada, ''köydeki Türk erkeklerini topladıklarını, ancak esir değişiminde kullanılacaklarını sandığını'' savundu.

''Topladıkları erkeklerin öldürüleceklerini bilmediğini'' iddia eden Dimitriu, ''söz konusu Türk erkeklerin Hirokitia'dan gelen askerler tarafından götürüldüğünü, aynı askerlerin intikam için bazı genç kadınlara da tecavüz ettiklerini'' anlattı. Dimitriu, ''Ne yaptıysak devletin yasal güçleriyle beraber yaptık'' diye konuştu.

67 yaşındaki Dimitriu, ''o zamanlar EOKA-B üyesi olduğunu, ancak hiç çatışmaya katılmadığını'' belirterek, ''bir emre uyarak Taşkent köyünde yaşayan, savaşabilecek Kıbrıslı Türk erkeklerin bir kahvehanede toplanmasına yardımcı olduğunu'' anlattı.

Dimitriu, ''Rum polisi ve birkaç gönüllü olarak Taşkent'e Kıbrıslı Türkleri toplamaya gittiklerini, ertesi gün ise Türk mahallesine gittiğinde Hirokitia'dan gelen bazı askerlerin, intikam almak amacıyla bazı genç Kıbrıslı Türk kadınlara tecavüz ettiklerini öğrendiğini'' söyledi. Dimitriu, ''bunun üzerine Kıbrıslı Türklerin korktukları için kendiliğinden okulda, Kıbrıslı Türk kadınların ise Türk mahallesindeki birkaç evde toplandıklarını'' kaydetti.

LİMASOL YERİNE ÖLÜME GÖTÜRÜLDÜLER

''Okuldaki Kıbrıslı Türklerin Limasol'a götürülmek üzere askerler
tarafından otobüslere bindirildiğini akşam eve gelince öğrendiğini''
ifade eden Dimitriu, ''kendisinin de götürülenlere ne olduğunu merak
ettiği için 2-3 gün sonra adı 'Alibey' olan Kıbrıslı bir Türkle Limasol'a gittiklerini, ancak burada kendilerine Taşkent'ten Kıbrıslı Türklerin bulunmadığının söylediğini'' aktardı.

''Birkaç gün sonra Mari (Tatlısu) köyünden bir Kıbrıslı Türkten, otobüsteki Kıbrıslı Türklerin öldürüldüklerini ve sadece bir tanesinin kurtulduğunu öğrendiğini'' belirten Dimitriu, ''O zamanlar böyle şeyler oluyordu. Tüm Kıbrıs'ta olanın dışında biz ne yaptık! Bizim esirlerimizle değiştirilmesi amacıyla savaşabilen herkesin toplanması emri gelmişti. Biz ne yaptıysak devletin yasal güçleriyle birlikte yaptık'' diye konuştu.

Dimitriu, Taşkent köyündeki okulda tutulan Kıbrıslı Türkleri bekleyen Kıbrıslı Rumların, Kıbrıslı Türklerin otobüslerle Limasol'a değil de öldürülmeye götürüleceklerini bilmediğini de iddia etti. Evlerinden 14 Ağustos 1974'te zorla alınan ve topluca öldürülen 89 Kıbrıslı Türk dozerlerle açılan çukurlara gömülmüştü.
1_pix_trans.gif
 
Üst