Kim Kimdir?

hazaryalı

-Otağ Hanı-
Katılım
26 May 2008
Mesajlar
131
Tepkime puanı
0
Puanları
0
“…Rusya’dan Türkiye’ye 1740 yılında göç eden ve yaklaşık 220 yıl boyunca bu topraklarda yasayan Manyas Kazakları; hiçbir asimilasyon görmediklerini ifade ederek nasıl geldilerse, 1962 yılında da öyle ayrıldılar…”

“…Türkiye’deki vatandaşlık vazifelerine son derece bağlılar ve devlete, bayrağa, toprağa sonsuz saygıları var….”

“…Rusya’dan gelirken getirdikleri bayramlarında kayıklarla göle açılıyor ve baharı kutluyorlar. Göle açılan her kayıkta Türk Bayrağı muhakkak bulunuyor…”

“…Bana hep sorulan soru var “Siz neden gitmediniz?” diye. Bu benim için bir onur savaşıydı ve ben Atatürk hayranı bir insanım. Atatürk’ün memleketinden ayrılmak benim için zül olurdu. Ben Atatürk hayranıyım ve Türkiye’yi seviyorum. Sanırım bugün müracaat etsek Amerika bizi yine alır ama ben bunu uygulamaya koymayı hiç düşünmedim…”

“…Aleksi ve Marya, yaşlı bir karı kocaydı. Tek cocuklarını, geleneklerini çiğneme pahasına okutmuşlardı ve Almanya’da mühendis olarak çalışıyordu. Göç hadisesini duyar duymaz Kocagöl’e gelerek göçe engel olmak istemiş ve sesini yükselterek hem de oldukça sert:
“Siz benim annem babam olamazsınız. Nasıl olur? Burası bizim 250 yıllık anayurdumuz, atalarımız burada gömülü. Bu topraklar için Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşında şehitler vermişiz. Nimetlerinden istifade etmiş, büyümüşüz. Nasıl olurda bu cennet vatani bırakıp kızıl cehenneme gidebilirsiniz. Anam babam oluşunuzdan utanıyorum...”

Yukarıdaki satırlar “Servet Somuncuoğlu”nun “Don Kazakları” adlı kitabından alıntıdır.

Bu satırları neden aktardığıma gelince; hem Türk olmayan hem de başka bir din mensubu olup sadece vatandaşlık bağı ile bağlı olan insanların Atatürk ve Türkiye hakkındaki düşüncelerini, Türk olduğunu söyleyenlerin düşünce ve davranışları ile karşılaştırmaktır.
 
Üst