Suhareva, O. A. (1960): İslam V Uzbekistane, Taşkent, Özbekistan İlimler Akademisi Yayınları.
Tabışaliyeva, Anara (1993): Vera V Turkestane (Oçerk İstorii Religii Sredney Azii i Kazahstana), Bişkek, “Az-Mak”.
Trimingham, J. Spencer (1971): The Sufi Orders In Islam, Oxford, Clarendon Press.
Tschudi, R. (1961): “Bektashiya”, Shorter Encyclopedia Of Islam, Ed. By: H.A.R. Gibb and J. H. Kramers, Leiden, E. J. Bril.
Yaman, Ali (2001) Dedelik Kurumu Ekseninde Değişim Sürecinde Alevilik, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi.
Yaman, Ali (2002): “Yesevilik Araştırmalarının Sorunları Üzerine Bir Deneme”, Turkologya, Türkistan, (Kırküyek-Kazan 2002), no: 1, s. 107-118.
Yaman, Ali (2003): “Yesevi Jolının Negizgi Erekşelikteri Jayında”, Turkologya, Türkistan, (Navrız-Sevir 2003), no: 4, s. 99-108.
Yaman, Ali (2004): “Niizvestnıye posledovateli Yasavi v Kırgızstane: “Lahçidi, Allahçidi””, K. A. Ясауи Атындағы Халықаралық Қазақ-Түрік Университетінін Хабаршысы, Түркістан, № 1 (43), (Қантар – Ақпан 2004), Б. 152-158.
[1] Ahmet Yesevi Uluslararası Kazak-Türk Üniversitesi Öğretim Üyesi
[1] Kaynaklarda mezhep veya tarikat şeklinde anılıyor.
[2] Dutar ve dombra, Orta Asya’daki Türkler arasında yaygın olarak kullanılan Anadolu’daki saz/bağlama’ya benzeyen müzikal enstrümanlardır.
[3] Türkistan bugün, Kazakistan’ın güneyinde bulunan Çimkent Oblastı’na bağlı bir yerleşim birimidir.
[4] Gordlevski’nin “İzbrannie Soçineniya (Seçilmiş Eserleri)”nde yer alan Alevilik-Bektaşilik konusunda yazdığı makalelere (Gordlevski, 1960a; 1960b; 1962) ilişkin değerlendirmelerimi içeren bir makaleyi yakında yayınlayamayı düşünüyorum.
[5] Laçilerden aldığımız elyazması kitapların incelenmesi henüz tamamlanmış değil. Örneğin bunlardan biri “Deste-i Gül” adlı bir eser olup içerisinde “Hikmet” benzeri şiirler bulunuyor.
[6] Alevi-Bektaşilerde bulunan önemli eserlerden Vilayetname-i Hacı Bektaş Veli’de, Hacı Bektaş Veli ve Hoca Ahmed Yesevi ile ilgili pek çok menkıbeye yer verilmektedir.
[7] Alevilerde Dedelik kurumu ve Ocak sistemi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. (Yaman, 2001)
[8] Özbek Türklerinde “dutar”, Kazak Türklerinde “dombıra”, Türkiye Türklerinde ise “saz/bağlama” boyutları ve tel sayısı farklı olabilmekle birlikte aynı enstrümanı simgelemektedir.
[9]Bu konuda bir makalem Rusçaya çevrilerek Kazakistan’da yeni yayınlandı. (Yaman, 2004)
[10] Burada Hz. Ali’ye atfedilen Kırgız ve Özbekler arasında çok tanınmış bir ziyaretgah bulunmaktadır.
[11] Burada köy sözcüğüne karşılık “kışlak” sözcüğü kullanılmaktadır.
[12]“Divane” sözcüğünün kullanımı ve değişik anlamları konusunda da birçok veri bulunmaktadır. Burada konuyu dağıtmamak için ayrıntıya girmiyorum.
[13]1930’lu yıllarda Özbekistan’ın Jayılma Köyü’nde de Laçiler yaşamaktaymış. (Mambetaliyev, 1972: 60) Bugünkü durumu ancak orayı ziyaret ettikten sonra söyleyebiliriz.
[14]Kırgız ve Kazaklarda “boy” karşılığı olarak “urug” sözcüğü kullanılmaktadır.
[15] Sovyet döneminde yaşamış bir tarihçi olan Mambetaliyev’in konuyu işçi sınıfı ile ilişkilendiren Sovyet ideolojisine uygun bir açıklama getirdiği görülmektedir.
[16] Laçiler, kendilerinin dışındakilerce “kadınlı erkekli ahlaksız ayinlerinde, la la diyerek çırak söndürdükleri” şeklinde gerçek dışı, kulaktan dolma dedikodularla tanınıyorlar. Bu bağlamda Anadolu Balkanlardaki Yesevi izbasarları Alevi-Bektaşilerle de benzeşiyorlar. Bilindiği üzere Alevi-Bektaşilerle ilgili de “mum söndü iftiraları” uydurulmuştur.
[17]Mambetaliyev, Laci Atalarının hiyerarşik olarak altında ve onların yetiştirdiği müritleri olduğunu, bunların sarkar (kalpa) olarak adlandırıldığını, Ataların altında bu kişilerin grupları yönettiğini ifade ediyor. (Mambetaliyev, 1972: 62) Bu uygulama ilk bakışta Alevilikteki dikme dede uygulamasına benziyor ancak, bu konuyu iyice açıklığa kavuşturmak lazım.
[18] Onların zikirleri Deste-i Gül adlı elyazması kitaplarında sık sık “Hu zikri” olarak ifade ediliyor.
[19] Rusça kaynakların çevirileri yardımcılarım Engin Akgün, Alişir Azim ve Gülnaz Begim tarafından yapılmıştır.