KKTC NE ZAMAN ÇÖKER.! 21.10.2008
24 Nisan referandumunda olduğu gibi; yine SOROS ve AB Kıbrıs Türklerini mahkûm edebilmek için İşbirliklileri devreye konarak milyonlarca dolar harcamaya başlanmıştır.
Ortada görülmeyen NİYAZİ KIZILYÜREK ortaya çıkarılarak akıl hocalığına başlatıldı. KIZILYÜREK 1975 yılından beridir çok sevdiği Rumlarla, Rum tarafında yaşamaktadır. Böylesi bir kişinin Türklerin menfaatine çalışmasını beklemek elbette abesle iştigal olur.
Aklınca MİLLİYETCİLİĞİ ortadan kaldıracak ve Kıbrıslı Türkleri BİRLEŞİK KIBRIS safsatası içerisine sürükleyip OSMOSİS yoluyla ortadan kaldıracaklar. Bu işi başarmak için psikolojik, sosyolojik ve felsefi çok büyük bir çalışma içerisine girmişlerdir. Bu gibi kişilere kimler yardım ediyor. Bu hususu da incelemekte yarar vardır.
KKTC’NİN Cumhurbaşkanı TALAT ne demişti bu CEBERRUT DEVLETİ yıkacağım. Bunu uygulamaya koyan TALAT’A söyleyecek bir sözüm yok. CEBRRUT DEVLET diye bahsettiği KKTC’yi yıkmak için elindeki tüm imkânları kullanmaktadır. KIZILYÜREK (Rum dostu) da bu argümanın felsefi, sosyolojik ve psikolojik yönden hazırladıkları elamanlarıdır. Bunun için BRT Televizyonu ve radyoları bu RUM DOSTUNUN emrine verilmiştir. Kıbrıs Türk Halkını bu RUM DOSTUNUN, yalanlarından ve aldatmalarından kurtarmak tüm Türk GAZETECİLERİNİN görevidir.
AB denilen HİRİSTİYAN birliğinin KKTC’deki başka bir görevlisi daha vardır. ALİ EREL. Bu zatın ağzından AB’nin Kıbrıs Türklerine verdiği sözleri tutmadığını, AB’nin aleyhine bir tek söz bulamazsın. Şimdi bu ve bunun gibi AB’nin ve SAROS’UN görevlileri devrede.
MİLYONLARCA DOLAR SOROS ve AB tarafından Kıbrıs Türklerine neden harcanıyor. Kıbrıs Türklerini çok sevdikleri için mi harcanıyor? ELBETTE HAYIR.
ERDİL NAMİ sana da bir çift sözüm olacak: Kimsenin maşası olma TALAT söyleyemediği düşüncelerini sana söyletiyor. Ama okkanın altında sen kalıyorsun. Sana tavsiyem, seni gönülden seven BABANLA gizliden konuş. O sana yol gösterir.
KIBRIS TÜRK HALKI İŞBİRLİKCİLERE İNANDIĞIN GÜN “KKTC ÇÖKER”
SÖZLERİMİ AŞAĞIDAKİ KISSADAN HİSSE BİR ÖYKÜYLE NOKTALAMAK İSTERİM.
Osmanlı'nın muhteşem zamanlarıdır. Kanunî Sultan Süleyman devletin akıbetini düşünür; günün birinde Osman oğulları da inişe geçer, çökmeye yüz tutar mı diye. Bu gibi soruları çoğu zaman süt kardeşi meşhur âlim Yahya Efendi'ye sorduğundan bunu da sormaya niyet eder.
Güzel bir hatla yazdığı mektubu Yahya Efendi'ye gönderir. Mektupta "Sen ilahi sırlara vakıfsın. Bizi de aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker?
Osman oğullarının akıbeti nasıl olur? Bir gün izmihlale uğrar mı?
Mektubu okuyan Yahya Efendi'nin cevabı çok kısa ve şaşırtıcıdır;
"NEME LAZIM BE SULTANIM!"
Top kapı Sarayı'nda bu cevabı hayretle okuyan Sultan Süleyman buna herhangi bir mana veremez. "Acaba bu cevapta bizim bilmediğimiz bir mana mı vardır?" diye düşünür. Nihayet kalkar Yahya Efendi'nin Beşiktaş'taki dergâhına gelir ve der ki:
– Ne olur mektubuma cevap ver. Bizi geçiştirme, sorumu ciddiye al.
Yahya Efendi şöyle bir bakar:
– Sultanım sizin sorunuzu ciddiye almamak kabil mi? Ben sorunuz üzerinde iyice düşündüm ve kanaatimi size açıkça arz ettim.
– İyi ama ben bu cevaptan bir şey anlamadım. Sadece "NEME LAZIM BE SULTANIM" demişsiniz. Sanki beni böyle işlere karıştırma der gibi.
Yahya Efendi bu cevaptan sonra, şu müthiş açıklamasını yapar:
– Sultanım! Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık şayi olsa, işitenlerde 'neme lazım' deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil çobanlar yese, bilenler de bunu söylemeyip sussa, fakirlerin, yoksulların, muhtaçların, kimsesizlerin feryadı göklere çıksa da bunu da taşlardan başka kimse işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayişe itaat hissi gider, halka hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hale gelir...
Bunları dinlerken ağlayan koca sultan, söyleneni başını sallayarak tasdik eder. Sonra da Allah'a kendisini ikaz eden bir âlim olduğu için şükreder. Bu türlü ikazlardan geri kalmaması için tembih ettikten sonra oradan ayrılır.
TANJU MÜEZZİNOĞLU
Yeni VOLKAN GAZETESİ