Konuşmadan Önce Düşünmenin Erdemi !

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
KONUŞMADAN ÖNCE DÜŞÜNMENİN ERDEMİ !

Arkasında duramayacağımız sözleri söylemeden önce, şöyle bir düşünmeliyiz. Ben bu tehdidi yaparken, bu tehdidi nereye kadar götürebilirim. Yoksa bu tehdit ancak sözde mi kalır.

İşte söz söylemeden önce düşünmenin erdemi budur. Atacağın adımın büyüklüğünü, etkilerini ve sonuçlarını düşünmeden hareket etmemeyi sağlar bu düşünme yetisi. Fertlerin olduğu kadar devlet adamlarının da bunu bilmesi gerekir.

Ya da bir kişiyi veya olayı küçümserken o kişinin veya olayın küçümsediği hareketlerinin o olayın sebeplerini araştırıyor muyuz acaba?

İşte Rumlar ne konuşmadan önce düşünmenin erdeminin farkında, ne de Türkiye’nin içi boş dediği tehditlerinin aslında her an için demoklasin kılıcı gibi tepelerinde sallandığının farkında.

Türk milleti çok sabırlıdır. Hemen tahriklere kapılmayacak kadar aklıselimdir. Atacağı adımların sonuçlarını düşünmeden bu attığı adımın karşı tarafa ve kendisine getirisi olup olmadığına bakmadan hareket etmez. “Yurtta sulh cihanda sulh” diyen Atasının sözüne sonuna dek sadık kalan bir millettir.

Bu durumda ne Markulli’nin dediği gibi içi boş bir aslandır. Ne de Disi Başkanı Anastasiadis’in dediği gibi, kuru sıkı tehdit savurmaktadır. Yaparım dediği halde yapmıyorsa bunun mutlaka geçerli bir sebebi vardır. Türkiye ne terörist bir devlettir. Ne de korsan bir devlettir. Türkiye Uluslar arası tüm yasalara bağlı, kendi yasasını da sonuna dek koruyan ve koruyacak olan dünya da bunu da defalarca kanıtlamış bir ülkedir.

Birkaç kendini bilmezin kışkırtmalarına bakarak ne komşularının ne de kendi huzurunu bozacak harketelerden kaçınmasının sebebini anlayamayan Rum tarafı ise hala kışkırtmalarına devam ederek Türkiye’yi tahrik etmeye çabalamaktadırlar fakat bu boşuna bir çabadır.

Evet, Türkiye belki de tehdit etmeden önce Yasal yolları deneseydi Rumların eline bu kozu vermeseydi daha iyi olurdu. Fakat sonuç itibariyle o tehditler de boşuna yapılmamıştır. Bu hakkımız da elimizde saklı tutulmaktadır. Her an için gerçekleştirebileceğimiz tehditlerdir bunlar. Yeter ki Rum tarafı attığı adımların sonuçlarını iyice ölçüp tartabilsin. Asıl içi boş aslanlar kendileridir. ABD ve AB’yi arkalarına alarak Türkiye’yi tehdit etmek, Türkiye ile alay etmek kolaydır. Kendi başınıza kaldığınız zamanlarda yediğiniz tokatların izleri hala yanaklarınızda duruyor. Demek ki Türkiye içi boş aslan değilmiş. Yeri geldi mi bir kükremesiyle 7 düveli dize getiren bir aslandır o!

Bu sondaj çalışmalarında da büyük bir sabırla bekleyen, avını kollayan bir aslana benzemektedir.

ABD’ye rağmen, nasıl ki 20 Temmuz 1974’te Türkiye Adaya çıkartma yapıp, Mutlu Barış Harekatıyla adaya barışı getirdiyse, bugün de yine ABD’ye rağmen Akdeniz’de yeniden barışı tesis edecektir. Bu barışı tesis edecek olanda Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetidir.

Daha önce ki bir yazımda Akdeniz’de her hangi bir savaş çıkarmanın ne Rumların, ne Yunanistan’ın, ne de Türkiye’nin işine gelmeyeceğini söylemiştim. Evet, buna imkan yoktur. Siyasetin bu kadar kanlı bir hal aldığı şu günlerde ABD ve AB de Akdeniz’de böyle bir çatışmayı göze alamaz. Henüz Arabistan'da ki ve Kuzey Afrika'da ki sular durulmadan BOP’sinin odak noktası olan Kıbrıs’ta ve Akdeniz’de suları bulandırmak istemezler. Bu durum bir müddet daha güncelliğini koruyacaktır. Sonunda bu duruma da yasal bir çözüm bulunacaktır. Temennimiz bu yasal çözümün KKTC ve Türkiye’nin de çıkarına olmasıdır. Aksi takdirde o içi boş sanılan aslan öyle bir dolar ki, karşısındakiler kaçacak yer bulamazlar. Alın bir tehditte benden Sayın Markulli Hanım!


Ayla Berkin
19.9.2011

 
Üst