"Korkak Kaplan" Hristofyas !

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
"KORKAK KAPLAN" HRİSTOFYAS !

2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kanal T televizyonunda 7 Ekim 2011 akşamı canlı yayımlanan bir program katılarak soruları yanıtlamış. Benim televizyonum bu kanalı alamadığı için ben bu haberi gazetelerden okuyabildim ancak. Talat, Kıta Sahanlığından çözüm sürecine, iç politikadan, Wikileaks belgelerine dek birçok soruyu cevaplamış. Hepsine kendi mantığına uygun cevaplar vermiş. Ve ben Cumhurbaşkanı olsaydım böyle olmazdı demeyi de ihmal etmemiş.

Kıta Sahası Sınırlandırma Anlaşması'nın ''biraz karmaşık'' ve yanlış olduğunu ve Rumların petrol ve doğalgaz sondaj girişimlerini durduramayacağını savunmuş. Maalesef bunda haklı çıktı ne yazık ki!

Eski genel başkanı olduğu, ana muhalefetteki Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin (CTP), Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması'na ''hayır'' deme kararını almasını da, CTP'nin, KKTC'de demokratikleşmede önemli rolü olduğunu söyleyerek özetle, ''CTP çantada keklik görülmemeliydi. Evet, bu bir milli davadır ama milli davalarda nasıl davranılacağı milli bir şekilde alınır. Milli davaya milli dava muamelesi lazım. Ben, cumhurbaşkanlığımda öyle yaptım'' diye konuşmuş.

Sayın Talat’ın burada hangi Milli davadan bahsettiğini anlayamadım çünkü onların bir tek milli davaları var o da, Rum Milli davası. Cumhurbaşkanlığı döneminde defalarca bunu ispatlamıştı. Cumhurbaşkanlığı forsunu kullanmayarak! Rum Milletvekilini pasaport kontrolünden geçirmeden bizzat kendi makam arabasıyla aldırarak! Yabancı Resmi ziyaretçileri kabulü sırasında KKTC bayrağını saklayarak ne kadar Rum Milli davasına sadık olduğunu zaten görmüştük. Biz böyle bir Milli Dava istemiyoruz Sayın Talat.

Talat, Wikileaks belgeleri hakkında sorulan sorulara da kendi üslubuyla cevaplar vermiş. Mesela, ABD Büyükelçisinin, Haziran 2009'daki görüşmelerinde, ''Noble şirketinin sondaja başlayacağını söylediğinde, büyük tepki beklerken, yarım ağızla protesto ediyor'' ifadeleri sorulduğunda, ''Ben tüm ağızla konuştum, o yarım ağızla anladı'' karşılığını vermiş. Sayın Talat sizin bu gibi, Türkiye ve KKTC’nin çıkarlarının söz konusu olduğu hangi Milli Davada tüm ağızla konuştuğunuzu gördük acaba. Pardon Resmi bayramlar da Türkiye’den gelen Devlet adamlarının karşısında yaptığınız konuşmaların haricinde milli davayı savunduğunuzu görmedik. Maalesef o konuşmalar da o günlük konuşmalar olduğu için uzay boşluğunda kaybolup gidiyordu.

Talat, yine Wikileaks belgelerinde, cumhurbaşkanlığı döneminde Özel Kalem Müdürü olan, şimdi CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy’un, ''Türkiye Büyükelçisini Amerikalılar'a ispiyonladığından'' bahsedildiğinden, ve bunun, “bilginiz dahilinde mi oldu?'' sorusuna da, ''Bu soruyu bana sormayın, konuşana sormalısınız. Ben bilmiyorum'' diyerek cevap vermiş ve Wikileaks belgelerini ''dedikodu'' olarak nitelemiş. Nasıl bilmezsiniz efendim. Hala yaptığınız bu değil mi? Yandaşlarınızla birlikte sürekli Türkiye’yi BM’ye, AB’ye, ABD’ye şikayet etmiyor musunuz?

En güzel açıklamayı da çözüm konusunda yapmış bana göre, “Hristofyas'ın samimiyetle çözüm istediğine inanıyorum ama cesareti yok. Korkak pehlivan'' demiş. ''Hristofyas içten çözüm istiyor ama uygulayacak cesareti yok. Derviş Bey çözüm istemiyor ama istemek zorunda kalıyor. Çünkü Türkiye istiyor.'' Diyerek aslında üzerinde kafa yorulacak bir konu ortaya atmış.

Evet, Hristofyas’la sıkı fıkı olan kendileri. Hristofyas’ın samimi fikrinin ne olduğunu gayet iyi biliyordur. Anlaşılan Hristofyas’la ikisi bazı milli davaların korunmasını göz ardı ederek anlaşmışlar fakat Hristofyas’ın lideri olduğu toplum ve bu toplumu yöneten dış güçler ve Türkiye bu kadarına izin vermeyeceği için harekete geçememişler.

Sayın Derviş Beye söylediklerine gelince, o konuda yanılıyor işte. Sayın Cumhurbaşkanımız çözüm istemiyor değil, her iki tarafında kırmızıçizgilerine saygı duyulması gerektiğine inanıyor. Fakat Rumlar kendi kırmızıçizgilerini savunup bizimkileri yok sayınca, karşı çıkan dolayısıyla da çözümü istemeyen Türk tarafıymış gibi bir imaj yaratılıyor. Şu da bir gerçek; bu süreç Ancak Türkiye ile beraber yürür. Sayın Talat’da liderliği sırasında da buna uymak zorunda kalmıştı.


Ayla Berkin
09.10.2011

 
Üst