Mankurt

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
İktidara bak, köşe yazarlarını al. Hatta al birini, vur ötekine de diyebiliriz. Hasan Cemal’i al, Taha Akyol’a vur. Fehmi Koru’yu al, Mümtazer Türköne’ye vur.

Birbirlerinden zerrece farkları yok. Hemen her dönem farklı cephelerde bulunmuşlar. Bugün bulundukları yer iktidarın eğrilerini düzeltme korosu.

Örneğin Fehmi Koru, Abdullah Gül’ün adım adım peşinde idi ABD’de. Bush’un Abdullah Gül’e: “ İyi görünüyorsun, adeta bir cumhurbaşkanı gibi görünüyorsun” dediğini duydu mu dersiniz? Onur kırıcı bu hitabı kabullenen bir Cumhurbaşkanı, ABD’nin emriyle hareket etmeyiz dese ne olur, demese ne olur?

Bu aralar Mümtazer Türköne’nin yıldızı epey bir yükselmiş durumda. Milletvekili eşi var, AKP li. O halde ne yapılmalı? Yeni sahibinin kapısının önü iyi korunmalı. Kendisi de onu yapıyor zaten. İktidar ile ilgili yazıları kaleme alan kişilere “Çomar” diyebilen bu zata benzer bir kelam ederek, hayvanlara hakaret etmek istemiyorum doğrusu

AKP Milletvekili Özlem Hanımın beyi Mümtazer Türköne, onun durduğu çizginin iyi bir özeti. Okan Bayülgen’i döveceğini ilan ederek, iyi bir şovmen olduğunu da ispatlamıştır. “Hatırla Sevgili” dizisinde ki Yaşar’ın kendisi olduğunu söylüyor. Türköne’nin hangi kayınpederi bakan diye merak etmede dur şimdi. Yaşar’ın da ayni kendisi gibi “fikirle” dünyayı değiştirmeye çalıştığını söylüyor. İyi de Mümtazer TürkönE2nin bir fikri var mı? Varsa ne?

Başka köşe yazarlarının onu “Dönek” ilan etmesi ve “raconuna uygun” davranmaya davet etmesine, hazretin verdiği cevap bayağı bir ilginç. Kendisin bir davayı kucaklamasının mümkün olmadığını görerek, menfaatle kucaklaştığı gerçeğini söylemek gerekir. “Geri dönen kimsenin vurulmadığının” canlı bir tanığı olarak, “AKP iktidarını yereni medyadan atın” mantığı ortada dururken, ona buna şuursuzca saldırmasının altında acaba hangi ruhi bir bozukluk yatıyor, diye düşünmek gerekir.

Hedeflediği kitle hakkında yazarken, başını okşayan el:“Aferin oğlum, tut” mu diyor dersiniz? “Çomar” edebiyatından sonra, hakkında başka ne düşünülebilir ki?

Ahmet Hakan’ı eyyamcı ilan etiği satırlarına, yazılan cevap: “Eyyamcılık" yapsaydım... Bugün ben de Mümtazer Hoca gibi, "Özlem'i milletvekili yapacağım" türünden pervasız cümleler kurabilirdim.”

Bu cevaptan sonra hem eyyamcılık hem döneklik, Türköne’ye yapıştı mı diye düşünürken, muhatabını “Dönekler kulübü"ne adam devşirmeye kalktığını söylüyor. Cevap gecikmiyor ve “Geleceğini pazarlayan adam “olmakla suçlanıyor. Geleceğini cidden iyi pazarlamış durumda.

Bin bir emekle yükselttiği çıtanın inmemesi için, iktidar ve cemaat yağdanlık görevini başarı ile sürdürüyor. Kendisine “yağdanlık kadrosu” açılmazsa çok ayıp ederler doğrusu.

Siyasetin kaygan zeminine aldanıp, AKP iktidarı hep sürecek gibi kapısının önünde her daim yatmasını belki anlayabilirim. Neticede bu kendi tercihidir. Fakat Türk milletinin geleceğini direk ilgilendiren konuda, Barzani’ye taş çıkartan bir üslûp ile Diyarbakır’ı Amed ilan etmesinin tarih önündeki hesabını mutlaka verecektir. PKK lıyı aratmayacak bir üslup ile kaleme aldığı yazıyı kim ısmarladı ona diye soruyor bir başkası.

Silah dönemi bitti sırada siyasi çözüm var demeye getiriyor. Nasıl diyoruz?

“Anadilde dilekçe verme, ana dilde ifade verme hakkı, bölge halkının referandum yapıp bir kentin adını değiştirmesi gibi. Bunların yapılmasında bir sakınca yok. Diyarbakır'ın adı Amed olabilir” diyor.

Diyarbakır Amed olursa, bölge halkı kendini ülkenin tamamın ait hissederlermiş. Bunu söyleyen siyaset bilimci, sosyolog, milletvekili eşi, zaman gazetesi yazarı…her kim olursa olsun, Türkiye’nin bütünlüğüne düşmandır ve ihanet içindedir.

İngilizlerin kurdurduğu Kürt Teali Cemiyeti ve Teali İslam Cemiyeti üyesi Said-i Kürdi için:

“Türkiye karşılaştığı devrevî krizlerde sağlıklı çözümler üretebildiyse, toplumu ve ülkeyi çözülmeden bir arada tutabildiyse başta Said Nursî olmak üzere, toplum önderlerinin üstlendiği hayatî rollere çok şey borçlu.” Diyebilecek kadar kendini kaybetmiş ve yakın tarihini bilmiyor.

Üyesi bulunduğu cemiyetin başkanının: “Üç paralık Mustafa kemal kuvvetleri” dediği bir dönemi görmezden gelmesine bakarak, bulunduğu her noktada zaten fasonmuş, aslı başkaymış dedirtiyor.

“'Bu topraklarda “saf kan” bir ırk ararsanız, ancak Türk çoban köpeği olan Kangal'ı bulabilirsiniz'” Demesine bakarak, bu topraklara kangal kadar bile bağlı olamayan hazrete mankurt ifadesi çok uyuyor değil mi?
 
Üst