Milli Konsey Bildirisi No.13

Kamil Özkaloğlu

Onursal Üye
Katılım
6 Ara 2008
Mesajlar
359
Tepkime puanı
0
Puanları
0
09 Kasım, 2008

MİLLİ KONSEY BİLDİRİSİ No.13

Milli Konsey’ den UYARI:

ORAMS davası bağımsız devletimizi tehdit ediyor. Herkesi uyarıyoruz…

Lapta’da KKTC yasalarına güvenip arazi satın alan ve üzerine ev inşa eden İngiliz Orams çifti aleyhine Rum Mahkemesinde açılan dava, Sn. Cumhurbaşkanı ile Hükümetin (SORUMSUZ DAVRANIŞI NEDENIYLE olabilir mi?) aymazlığı nedeniyle önce KKTC’nin ekonomik kalkınmasının durmasına neden olmuş ve şimdi de KKTC’nin yok olmasına neden olmak üzeredir.
Bilindiği gibi Rum Mahkemesi, Orams çifti aleyhine yıkım emri ve astronomik tazminat hükmü vermişti. KKTC’ nin ekonomik gelişmesini önleyerek ekonomik eşitlik temelinde barışı önlemeyi amaçlayan bu davaya karşı Hükümetin çok sert tepki göstermesi gerekirken herhangi bir tepkisi olmadı.

Örneğin bir yasa ile KKTC tapularına güvenerek yatırım yapanların zararlarının tazmin edileceği açıklanabilir veya aynı şekilde Rum kesiminde Türk mallarına ev yapanlar aleyhine Türk Mahkemelerinde dava açılarak benzeri bir hüküm alınabilirdi. Böylece tüm dünyaya Kıbrıs’ta iki eşit halk olduğu ve Londra ve Zürih anlaşmaları ile 1960 Anayasasında ifadesini bulan bu eşitliğin yitirilmesine fırsat verilmeyeceği mesajı verilmiş olurdu. Ne ver ki bu önlemler alınmayarak dünyaya KKTC’nin eşit ve güvenilir bir devlet olmadığı mesajı verilmiş ve ekonomik gelişmenin durmasına yardımcı olundu.
Rum Mahkemesinin Oramsların savunması dahi dinlenmeden verdiği adaletsiz karar İngiltere’ye taşınarak Orams ailesinin İngiltere’deki malına el konmak istenmiştir. İlk aşamada İngiliz Mahkemelerinin Rumlar aleyhine karar vermesine karşılık Rumların talebi ve Sn. Talat’ın tavizci bir tutum sergileyerek itiraz etmemesi üzerine dava Lüksenburg’ta görev yapan Avrupa Birliği Mahkemesine ( ABAD’a) taşınmıştır.

Lüksemburg’da 16 Eylülde davayı dinlemeye başlayan Avrupa Toplumları Mahkemesinin başkanının Yunanlı Yargıç Vassilios Skouris olduğu ortaya çıkmış bu mahkemede Kıbrıs Rum Yönetimini temsil eden yargıcın ise Kıbrıs Türklerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde kan kusturan Bayan Myra Xentis Arestis’in kocası Yorgos Arestis olduğu anlaşılmıştır.

Orams davasını açan Apostolides’in avukatı Kandunas bir yıl önce açıklamıştı:” İngiltere Mahkemelerinde hiç kazanma şansımız yok. Ancak bir yolunu bulup bu davanın Avrupa Toplumları Mahkemesine havalesini sağlayacağız. Orada davayı kazanacağımızdan eminiz?” demişti. Bu açıklamadan bir süre sonra İngiltere İstinaf Mahkemesinde Apostolides in avukatı davanın Avrupa Toplumları Mahkemesine (ABAD)a havalesini talep etti. Sn. Talat ve CTPli danışmanları davayı savunan Cherie Booth Blair‘e talebe itiraz etmemesi talimatını verdiler. Böylece kazanılmış bir dava aleyhte karar vereceği önceden belli olan bir Mahkemeye devredilmiş oldu. Davanın devredilmesi üzerine Rumlar bu olayı “major victory” (büyük zafer) olarak kutlamışlar, yabancı hukukçular ise KKTC’nin davayı kaybetme yönüne gittiğini görerek müvekkillerine KKTC den uzak durmaları tavsiyesini yapmaya başlamışlardı. Bu nedenle o tarihten sonra KKTC ye yapılan yatırımlar durmuş ve hâlâ içinden çıkamadığımız büyük bir ekonomik kriz başlamıştı.

Lüksemburg’ta davanın savunulabilmesi için hiç değilse KKTC’nin davaya taraf olması ve Orams’lara hangi koşullarda tapu verildiğinin ve KKTC’nin haklı statüsünün açıklanması gerekiyordu. Maalesef Sn. Talat ve CTP’li danışmanlar, taraf olma müracaatını da yapmadılar. Böylece Kandunas’ın kehaneti gerçekleşmeye başladı. Yargıç heyetinin ortaya çıkması üzerine Kandunas’ın davayı niçin Avrupa Toplumları Mahkemesine devretmek için çalıştığı ve niçin bu mahkemenin vereceği karardan emin olduğu anlaşıldı.

16 Eylülde davanın ilk duruşması yapıldı ve Sn Cumhurbaşkanı adına yapılan açıklamada davanın çok iyi gittiği ve yapılabilecek en iyi savunmanın yapıldığı söylendi. Maalesef Sn Cumhurbaşkanı bu konuda da bilinçli bir şekilde karartma uygulayarak davanın içerdiği tehlikeler konusunda halkımızı yeterince aydınlatmamıştır.

MİLLİ KONSEY UYARIYOR: Güçlükle elde ettiğimiz dava zabıtlarına göre bu davada KKTC’nin idam kararı verilmek üzeredir. Zira AB Yürütme Organı Komisyon tarafından Mahkemeye sunulmuş olan Lauperta Raporunda; Kuzey Kıbrıs’ın fiilen “ Kıbrıs Cumhuriyeti” kontrolü dışında olmasının Kıbrıs Cumhuriyeti mahkemelerinin Kuzey’deki mülklerle ilgili kararlar alma yetkisinin olmadığı anlamına gelmediği, bu nedenle tüm AB ülkelerindeki mahkemelerin de Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki “yasal” mahkemelerin kararlarını tanımakla ve bunları uygulamakla yükümlü oldukları belirtilmiştir.

Bu durumda AB İcra Organı Komisyonun mahkemeye sunduğu görüş, son derece önemlidir ve Mahkemenin bu görüşü benimsemeyip bizim Avukatlarımızın görüşlerini benimsemesi
olasılığı son derece zayıftır. Eğer Mahkeme Komisyonun bu görüşünü kabul edecek olursa
K.K.T.C’nin varlığının sona erdirilmesinin istenmesine yol açılacağı açıktır. Çünkü KKTC’deki bütün sivil ve ticari konularda Rum Mahkemelerinin karar vermekle yetkili kılınacağı bir zemin yaratılmış olacaktır. Bunun gerçekleşmesi halinde BM gözetimi altında sürdürülmekte olan müzakere sürecinin de bir anlamı kalmayacaktır.

Dünyada bir Devletin ve bir Halkın kaderinin bir mahkemenin kararına bağlı kılındığı bir başka örnek görülmemiştir. Ama bu durum Kıbrıs Türk Halkı ve O’nun Devleti K.K.T.C için reva görülmüş olacaktır.

Bu koşullar altında, yaptıkları hataların sonucu olarak bu meselenin bu hayati noktaya gelmesinden bizzat sorumlu olan Sayın Cumhurbaşkanı ve mevcut CTP-ÖRP iktidarını mevcut görüşme sürecini derhâl durdurmaya ve bu dava geri çekilmediği sürece görüşmelere devam etmemeye çağırıyoruz. Aksi takdirde Devletimizin ve Halkımızın başına geleceklerden tarih önünde sorumlu olacaklardır.

Varlığı ve özgürlüğü için tarihi boyunca büyük fedakârlıklara katlanmış olan Halkımızı da, kendi kaderini bu kadar yakından ilgilendiren bu dava hakkında en yüksek derecede duyarlı davranmaya davet ediyoruz. Avrupa Toplumları Mahkemesinin kararını vereceği Mart 2009 ayını beklemek çok geç olacaktır.

KKKTC YETKİLİLERİNİ, KIBRIS TÜRK HALKINI VE ANKARA’YI UYARIYORUZ. Savaş kazanıldı, masada kaybetme ufuktadır. Rum ve Yunan oyununa gelmemek için GÖRÜŞMELERDEN DERHAL ÇEKİLMEK GEREKMEKTEDİR.

Merkez Yürütme Kurulu adına
Kâmil Özkaloğlu
 
Üst