Mucize Gemi ve Al - Ver Süreci

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
MUCİZE GEMİ VE AL - VER SÜRECİ

Dün Gazimagosa Limanında dinlenen Piri Reis Gemisini görmeye gittim. Arabada bir yandan gidiyorduk bir yandan da Piri reis gemisini arıyordu gözlerimiz. O kahraman gemiyi. Akdeniz de araştırmalar yapan, bizi de Petrol zengini yapacak olan gemiyi arıyordu gözlerim. Fakat bir türlü görememiştim. Önce bir askeri gemi takıldı gözüme fakat o değildi. Derken bir yük gemisi onunda Piri reise benzer bir tarafı yoktu. Tam kızımla gitti her halde deyip dönmeye karar verdiğimizde, Koca Piri Reis iki normal boyutlarda yük gemisinin arasında gözümüze çarptı. Daha doğrusu kızım gördü, heyecanla;

“Vay canına gördüm anne gördüm İşte Piri Reis diye” bağırdı.


Ben biraz daha arandım nihayet bende gördüm o minik ama adı büyük Koca Piri Reis’i.


Tahminlerimden daha küçük bir gemiydi. İstanbul boğazında avlanmaya çıkan balıkçı teknelerinin bazıları ondan daha büyüktü belki. Gözlerime inanamadım. Bu küçücük gemi mi yapıyordu o aramaları. Bırakın teknik donanımın üstünlüğünü, o azgın dalgalara nasıl dayanıyordu. O kadar yolu nasıl gelmişti. İşte o zaman bu gemiye neden Koca Piri Reis adı verildiğini anladım. Nasıl ki Piri Reisin haritalarının sırrı bu gün dahi çözülememiş, adeta bir mucize gibi tüm bilim adamlarının kafasını zorluyorsa, bizim bu Sismik Araştırma Gemimiz de bir mucizeyi gerçekleştirmekteydi Akdeniz’in ortalarında. Küçücük ebadıyla, büyük işlere imza atmaktaydı. Atmaya da devam edecekti anlaşılan. O minik gemiye bakarken şöyle düşündüm görünüşe aldanmayacakmışız! Şunu da söylemek istiyorum “Ummadık taş baş yararmış” inşallah bizim Küçücük ama Kocaman görevleri üstlenen, Koca Piri Reisimizde bazı başları yarar!


Gelelim şu meşhur Al-Ver sürecine. Ekim sonuna dek Al-Ver yapılacakmış ve yakınlaşma sağlanacakmış. Bu bana küçükken oyuna başlamadan önce, takımımızı seçmek için adımlarımızla sayarak yaptığımız yakınlaşma sonunda takımıza alacağımız elemanları seçmemizi hatırlattı. Kim en son adımı atarsa takımının elemanlarını seçme hakkını elde ederdi. Bunu yaparken de aldım verdim diye atardık adımlarımızı. Orada bile almaya önce başlayan güçlü bir takım oluşturuyordu. Peki, şimdi Rumlarla Türkler arasında nasıl bir Al-Ver yapılacak işte onu merak ediyorum. Biz elimizde olanın neyini vereceğiz de Rum’da buna karşın bize ne verecek. Bizim elimizde olan vatanımız, ilçemiz, köyümüz, bağımız bahçemiz. Biz bunları savaştık kan döktük kazandık. Onu da bir yana bırakın savaşarak kazanmak demek belki hak etmek demek değildir kimilerine göre. Fakat Rumlar tarafından yıllar önce yerinden yurdundan edilen binlerce Türk’ün güneyde bıraktıkları malları karşılığı olan bu yerlerden hangisi bu Al-Ver içinde yer alacak. Rumlar onları yerlerinden sürgün ederken, yurt dışına gitmeye zorlarken haklı mıydılar ki şimdi gelinen Al-Ver sürecinde bizden ne alacaklar, karşılığında ne verecekler. Kaldı ki adamlar tüm ada bizim diyor, Petrolünde onların olduğunu söylemeleri gibi. Peki, ne alıp, ne vereceğiz?


Bir türlü bu Al-Ver kelimesine ısınamadım, alışamadım. Birde şu geliyor aklıma tam bu sürece girilmişken Rumlar bu Sondaj çalışmalarına niye ağırlık verdiler acaba. Asıl Al-Ver konusu bu olmasın. Bizi petrolle, doğalgazla kandırıp, adanın tümüne mi sahip olmak istiyorlar.


Aksi takdirde bu al ver salt toprak alışverişi olsa nasıl olacak? Biz onlara istediği yerleri vereceğiz, onlarda bize güneyden istediğimiz yerleri mi verecekler. O zaman iç içe bir yaşama yeniden dönülmeyecek mi, anlaşmanın zeminin de bu var mı? Ne anladık biz iki kurucu devlet arasında yapılacak bir anlaşmadan. Zaten böyle bir şeye, yani Güneyden yer vermeye Rumlar kesinlikle katılmazlar, değil yer vermek bunun bedelini bile ödemeye yanaşmazlar bundan böyle.


Aslında bana öyle geliyor ki bu Al-Ver tavizin isim değiştirmiş hali. “Kardeşim bizim buradan bir karış yer yok size verebileceğimiz. Oradan da bir talebimiz yok. Siz kendi sınırlarınıza sahip olun, bizde kendi sınırlarımıza”. Diyemiyoruz. Bunu diyemedikçe de Rum istemeye, almaya devam edecektir. Bu alış verişe şimdi birde petrol eklenmiştir ki belki de bu Kıbrıs’ta yaşayan Türklerin tam çözülme noktası olacaktır. Hep soruyorum yine soracağım! Türkiye bu Al-Ver’in neresinde durmaktadır.



Ayla Berkin
08.10.2011
 
Üst