Necip Hablemitoğlu

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
hablemitoglu_bayrak.jpg



DR. NECİP HABLEMİTOĞLU

(28 Kasım 1954 - 18 Aralık 2002 )

1954 yılında Ankara’da doğan HABLEMİTOĞLU, Ankara Atatürk Lisesi’ni bitirdikten sonra, üniversite eğitimine Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda devam ederek, 1977 yılında mezun oldu. 1977 ve 1978 yıllarında Türkiye dışında yaşayan Türklerin sorunlarını irdeleyen “ Dilde Fikirde İşde Birlik “ adlı aylık bir dergi yayınladı. Uzun yıllar çeşitli kuruluşlarda basın müşaviri olarak çalıştı, 1980 sonrasında Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde Araştırma Görevlisi olarak görev yapan HABLEMİTOĞLU, yüksek lisans ve doktora çalışmalarını da burada tamamladı.

Türkiye dışındaki Türk topluluklarının yakın tarihi ile ilgili olarak çalışmalar yapan HABLEMİTOĞLU, Orta Avrupa ve Balkanlar’da Türk eserleri, Türk azınlıkları ve şehitliklerimiz konusunda alan araştırmaları yürüttü. Bu çalışmaları çeşitli günlük gazete ve dergilerde yazı dizisi olarak yayınlandı. 1995-1996 yılları arasında Birleşmiş Milletler Örgütü Kalkınma Programı (UNDP )’nın TİKA (Türk İşbirliği ve Kalkınma Dairesi ) ile yürüttüğü bir projesinde görev alarak Moldovya’da Gagauz Türkleri’nin Latin Alfabesine geçişi ile ilgili olarak danışmanlık hizmeti verdi. Buradaki çalışmaları sırasında, Cumhuriyet döneminin başında bölgede Atatürk tarafından görevlendirilen öğretmenlerin bulunduğunu belirleyerek, bir sözlü tarih çalışması yaptı. Bu kapsamda dönemin öğretmenlerinin bugün yaşayan öğrencilerinin anılarını derledi ve bunların bir kısmını Kemal’in Öğretmenleri olarak yayınladı.

Çalışma alanına ilişkin çok sayıda kitap ve makalesi bulunan HABLEMİTOĞLU, üniversitedeki dersinden döndükten sonra evininin önünde suikaste uğradığı 18 Aralık 2002 tarihine kadar Ankara Üniversitesi’nde Doktor Öğretim Görevlisi olarak yirmi yıl boyunca Atatürk İlkeleri ve Devrim Tarihi derslerini yürüttü.

İlk kitabı daha 19 yaşındayken yazdığı ve 1974 yılında yayınlanan; Sovyet Rusya’daki komünist rejimin halka yönelik baskılarnı, sürgünleri ve etnik soykırımı ele alan “ Sovyet Rusya’da Ölüm Kampları “dır.

Bu kitabı 2004 yılında “Sovyet Rusya’da Devlet Terörü” adı altında yeniden yayınlanmıştır. Ayrıca yine 1974 yılında, II. Dünya Savaşı sırasında Sovyet Rusya tarafından Kırım Türkleri’nin kendi topraklarından zorunlu göç ettirilişini, bir anlamda Türklere yönelik en önemli soykırımlardan birini anlatan “Türksüz Kırım: Yüzbinlerin Sürgünü “ kitabı yayınlanmıştır. Diğer kitapları, “Çarlık Rusyası’nda Türk Kongreleri (1905-1917), “Şefika Gaspıralı ve Rusya’da Türk Kadın Hareketi (1893-1920), Alman Vakıfları Bergama Dosyası, Kırım’da Türk Soykırımı, Köstebek, Şeriatçı Terörün ve Batının Kıskacındaki Ülke: Türkiye, Milli Mücadelede Yeşil Ordu Cemiyeti ve Gaspıralı İsmail Bey” isimli çalışmalarıdır.

HABLEMİTOĞLU’nun özellikle Türkiye dışında yaşayan Türk toplulukları ve Kırım Türkleri konusunda yayınlanmış tarihi belgelere dayalı çok sayıda makalesi bulunmaktadır.

Anne ve baba tarafından Kırım Türkü olan Dr. Necip HABLEMİTOĞLU, Kırım Türkleri’nin Türkçü lideri İsmail Gaspıralı ile kızı Şefika Gaspıralı’ya ait tarihi belgelerden oluşan bir arşive de sahipti. Ayrıca Türkiye’de ve yurt dışında faaliyet gösteren bölücü ve radikal dinsel terör örgütleri ve Alman Vakıfları ile Avrupa Birliği uyum yasaları içinde yer alan vakıflar yasası, Türkiye’nin Ermeni meselesi, vicdani red, Türkiye’de sivil toplum olgusu gibi sosyo-politik konularda çeşitli araştırmaları bulunan HABLEMİTOĞLU, suikaste uğradığı 18 Aralık 2002 tarihine kadar bitmeyen bir enerji ile çalışma alanına ilişkin Türkiye’de ve yabancı ülkelerde sempozyum, panel gibi bilimsel etkinliklere katılarak, sayısız konferanslar verdi, çeşitli ulusal ve uluslararası televizyon, radyo programlarına katıldı. Kendisi gibi öğretim üyesi olan Prof. Dr. Şengül HABLEMİTOĞLU ile evli, Kanije ve Uyvar adında iki kız çocuk babası idi.


NECİP HABLEMİTOĞLU H.Nihal ATSIZ Taraftarı DİYE MHP'DEN İHRAÇ EDİLDİ.

Hablemitoğlu'nun fetullahçılar hakkında yazdığı ORGANİZE SUÇLAR VE FETULLAHÇILAR isimli makalesinde bir paragrafta, kendi okulunda ÖTÜKEN dergisi sattırdığı için MHP'den ihraç edildiğini söylemektedir.

Türkeş Ötüken dergisini 73 yılında okunmasını yasakladığını ve Atsızında 75 yılında uçmağa vardığını düşünürsek Necip Hablemitoğlu 73-75 yılları arasında MHP'den ihraç edilmiş demektir.

İlgili yazı;

''Üstelik, ima ettikleri gibi hayatımın hiçbir döneminde solcu olmadım. Komünist emperyalistlere mücadele kapsamında yayınlarım var. Samimi bir müslüman olmakla her zaman gurur duydum.

CKMP döneminde, Türk millliyetçilerini iğfal amacıyla ortaya atılan Türk-İslâm sentezi gibi temelsiz, yapay, saçma ideolojiye karşı çıktığım, okulumda Ötüken dergisini sattırdığım için Atsızcı suçlamasıyla bu partiden ihraç edildim.

1970’den bu yana, Türkçülüğün siyasal partisi olmayacağına dair inancımı muhafaza ediyorum.

Türkçü ümmetçi olmaz ama samimi dindar olabilir. Sözlerim ve eleştirilerim, bugüne kadar dindar ve biraz da milliyetçi görünerek Türk milliyetçilerini iğfal etme alışkanlığını sürdüren ümmetçi, şeriatçi şarlatanlara, üçkâğıtçılara, ahlâksızlara, şaklabanlara.

Sevgili fethullahçılar, nurcular ve diğerleri, beni ve benim gibi milyonlarca Türk aydınını siz yargılayamazsınız.

Allah hakkınızda en hayırlısını versin!..


Fethullahçı bataklığını en fazla geliştiren ise, başta M.H.P olmuştur. Türk-İslâm sentezi adı altında uydurulan yapay ideoloji, Türk sağındaki Türklük bilincini yoketme pahasına siyasal ümmetçiliği ön plana çıkarmıştır.

Müridin şeyhi dururken siyasal bir lidere saygı duyamayacağını, bağlanamayacağını kestiremeyen kısır politikacılar, fethullahçı ve benzeri yapılanmalara gaflet içinde yataklık etmişlerdir.

Bunun sonucunda, ortaya çıkan manzara: Türklük düşmani hizbullahçı militanlarla, dar-ül harpçilerin, kaplancıların, Nizam-ı Alem Ocakları ya da Ülkü Ocakları mensuplarının aynı sloganları atmaları; benzer söylemleri paylaşmalarıdır.

Bir başka örnek vermek gerekirse, Türklük bilincinin tarihi ocağı olan Türk Ocakları, hocaefendilerinin(!) yayınlarının dağıtımını yapmak, kendisini “yılın adamı” seçmek, Türk Dünyasını cemaate dahil etmek gibi sapkın bir misyon üstlenmiştir. Kısaca, Washington’un erleri, kendilerine modern alp-erenler, Horasan erleri yakıştırmasında bulunarak Türk sağını iğfale devam etmektedirler... ''



Ruhun Şad,Mekanın Tanrı Dağları Olsun..

 

osman batur

Dost Üyeler
Katılım
24 Şub 2008
Mesajlar
213
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Almanya
Böyle güzel bir insani kim öldürmek isterki
Ruhu sad,mekani cennet olsun
 
Üst