Osmanli İdaresİndekİ LÜbnan'da (1578-1819) İsyanlarla İlgİlİ Bİr ÇaliŞma

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
OSMANLI İDARESİNDEKİ LÜBNAN'DA (1578-1819) İSYANLARLA İLGİLİ BİR ÇALIŞMA
Lübnan, 1516 yılında Mercidabık Savaşı’ndan sonra Kanuni Sultan Süleyman’ın Suriye’yi fethi ile Osmanlı topraklarına katıldı. Bu tarihten itibaren bölgede pek çok ayaklanma ve isyan olayları meydana geldi.
Bölgede yaşayan Dürziler, yıllar önce Müslümanlığın Fatımi-Alevi kolundan ayrılarak özel bir inanca bağlı bir topluluk haline geldiler. 1017 yılından başlayarak Beyrut, Sayda, Vâdi et-Teym ve Şam bölgelerinde hızla yayıldılar. Buradaki Dürziler Haçlı Seferleri’nde Hıristiyanların yanında yer aldılar. Müslümanların üstün gelmelerinden sonra Antilübnan Dağları’na (Cebel-i Lübnan - Dağlık Lübnan’a) çekildiler. Bu sırada meydana gelen Sünni-Dürzi çatışmaları Hıristiyan Marunilerin yayılıp gelişmelerine yol açtı. Dürziler diğer birçokArap kabilelerinde olduğu gibi Kaysi ve Yemani olarak iki düşman gruba ayrıldılar. Böylece 1516 yılında Mercidabık Savaşı’nda bir taraf Osmanlıların, bir tarafta Memlukların yanında yer aldı.
Yavuz Sultan Selim, Suriye’de yeni bir devlet yönetimi kurarken Cebel’i (Dağlık Lübnan) Osmanlıların tarafını tutan Dürzilerin Emiri Fahrettin’e bıraktı. Cebeli Dürüz ile yakınlarındaki Trablus-Şam ve Sayda valilikleri arasında Osmanlı devrinde sık sık sorumluluk ve yetki konularında anlaşmazlıklar çıktığı için Osmanlı yöneticileri denizden ve karadan kuvvetler yollayarak Cebel’i disipline sokmak zorunda kaldılar.
Osmanlıların bölgeye yerleşmesiyle burada yaşayan Tenuhiler Osmanlılara bağlı kaldılar. Daha sonra Lübnan’da güçleri azalan Tenuhiler, yönetimi Dürzilere bırakmak zorunda kaldılar.
1578 yılından sonra Lübnan’a gelen Hıristiyan misyonerlerin etkisi altında kalan Dürzi beylerinden bir kısmı XVII. yüzyılın ortalarında Katolikliği kabul ettiler. Böylece Lübnan’da Hıristiyanların sayısı arttı. Şihaboğulları, zaman zaman Osmanlı Devletine karşı isyan ve ayaklanmalar çıkartılar.
1596 yılında, Sultan Üçüncü Mehmet zamanında bölgede isyan eden Dürzileri tenkil ile Sadrazam Bosnalı Damat İbrahim Paşa görevlendirdi. Sadrazam Bosnalı Damat İbrahim Paşa, isyanı bastırdıktan sonra bazı değişiklikler yaptı.
1633 yılında Sultan Dördüncü Murat saltanatında Bölgede çıkan isyanı bastırmakla Şam Valisi Küçük Ahmet Paşa görevlendirildi. Paşa, isyanı kısa sürede bastırdı.
1634 yılında, yine Sultan Dördüncü Murat zamanında Dürzilerden Maanoğlu Fahrettin Lübnan’da bağımsız bir devlet kurmayı tasarladı ve Osmanlı Devletine karşı ayaklandı. İsyan 1635 yılında bastırıldı.
Halefleri zamanında Lübnan’da yine karışıklıklar çıktı. 1660 yılında Sultan Dördüncü Mehmet zamanında Şam Valisi olan Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, Lübnan’a kuvvet göndererek ayaklanmayı bastırdı ve Şihabi Emiri Beşir’i naip seçti. 1697 yılında bütün Lübnan onun Emirliği'ni tanıdı. 1706 yılında Emir Beşir’in düşmanları tarafından zehirlenerek öldürülmesinden sonra idari sistem bozuldu.
1771 yılında Sultan Üçüncü Mustafa zamanında Şihaboğullarından Mansur, Akdeniz’deki Rus donanmasıyla ilişki kurdu. Beyrut’u Ruslarla birlikte kuşattı. Fakat başarı elde edemedi.
1773 yılında Cezzar Ahmet Paşa, sık sık çıkan ayaklanmaları bastırmak için büyük çaba sarf etti.
1789-1840 yılları arasında Şihaboğullarından Beşir Kasım Melhem, büyük bir Lübnan devleti kurmaya kalkıştı. Osmanlı Devletine, özellikle Akka Valisi Cezzar Ahmet Paşa’ya yardım eder göründü; fakat kendi çıkarlarını korudu. Bir ara İngiltere ve Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ya sığındı; sonrada onlara yardım etti. Osmanlı Devleti de Dürzileri tuttu. Bu yüzden Lübnan’ın Deyrülkamer, Zahle ve Met gibi illerinde Müslümanları tutan Dürzüler ile Beşir Kasım Melhem’i tutan Hıristiyanlar arasında çatışmalar oldu. Ancak Mehmet Ali Paşa’nın, Beşir Kasım Melhem’in merkezi Beydüddin ile Deyrülkamer’i almasıyla çatışmalar önlendi. Beşir, 1840 yılında bir kere daha ülkesinden ayrıldı. Fakat İbrahim Paşa’nın yönetimi Lübnanlıları memnun etmedi; yeni ayaklanmalar oldu.
Sultan Abdülmecit, Marunilerle Dürziler arasındaki kanlı çatışmaları önlemek için bazı tedbirler aldı. Sayda il merkezi Beyrut’a taşındı, vergiler indirildi. Bu tedbirlere rağmen ayaklanmaların, kargaşaların önü bir türlü alınamadı.
1810 yılında ayaklanan Harran Dürzilerinin tenkil edilmesi için Sultan Mahmut, bir orduyu Faruki Sami Paşa komutasında bölgeye gönderdi. Faruki Sami Paşa, ayaklanan Dürzileri tenkil ile isyanı bastırdı.
1816 yılında karışıklıkların çoğalması üzerine Sultan İkinci Mahmut tarafından Davut Efendi isimli bir Ermeni Katolik Mutasarrıf tayin edildi.
1841 yılında Sultan Abdülmecit zamanında Fransızların kışkırttığı Maruni-Dürzi anlaşmazlıkları baş gösterdi. Çatışmalar başladı. Osmanlı Devleti bunları engelleyemedi. Mustafa Nuri Paşa, Lübnan’a giderek ıslahatlara girişti. Lübnan’ı Osmanlı Devletinin seçtiği bir memurla yönetmeye çalıştı. Batılı ülkeler, bir Hıristiyan memur tayin edilmesi konusunda direndiler. Uzun görüşmelerden sonra Lübnan’ın biri Maruni öteki Dürzi iki kaymakamla yönetilmesi kararlaştırıldı. Bunun için de iki kazaya ayrıldı.
1845 yılında, yine Abdülmecit zamanında yeni bir ayaklanma oldu. Bab-ı Ali, Hariciye Vekili Şekib Efendi’yi Lübnan’a göndererek halkın silahlarını toplattı.
1858 yılında Sultan Abdülaziz zamanında Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasında çatışmalar çıktı, bu sırada Şam Valisi olan Müşir Ahmet Paşa’nın gösterdiği ihmal, olayın milletlerarası bir mahiyet almasına neden oldu. Müşir Ahmet Paşa, bu yüzden yargılanarak suçlu bulundu ve 1860 yılında Şam’da kurşuna dizilerek öldürüldü.
1860 yılında, Maruniler ile Dürziler arasında çıkan anlaşmazlığın çözümlenmesine Hariciye Nazırı Keçecizade Mehmet Fuat Paşa Fevkalade Komiser sıfatı ile gönderildi. Şam’daki karışıklıkları şiddet kullanarak bastırdı. Suçlu Dürzi reislerinin teslim olmaları, devletimizin Fransızlara karşı durumunu daha da kuvvetlendirdi, onların bölgeye müdahalesini önledi.
1861 yılında Sultan Abdülmecit devrinde, Fransa’nın Beyrut’a asker göndermek suretiyle Cebeli Lübnan meselesine karışmasıyla aynı yılın 9 Haziranında imtiyazlı bir sancak haline getirildi.
1868 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Franko Paşa isimli bir Hıristiyan Arap’ı tayin edildi. Daha sonra 1813 yılında Rüstem Paşa yollandı ise de karışıklıklar devam etti.
1870 yılında Sultan Abdülaziz devrinde Cebeli Lübnan’da çıkan ayaklanmayı bastırmak üzere Mareşal Hüseyin Fevzi Paşa komutasında bir ordu gönderildi; paşa ayaklanmayı başarı ile bastırdı.
1883 yılında Sultan İkinci Abdülhamit, Vasa Paşa’yı Lübnan’a mutasarrıf olarak yolladı. Daha sonra 1892 yılında Naum Paşa gönderildi.
Beyrut, 7 Ekim 1918 günü Fransız donanması tarafından işgal edildi. Aynı yıl İngiliz ve Fransız orduları Şam’ı zaptedince halk bu yeni düzene ayak uydurdu. Lübnan Osmanlı Devletinin idaresinden çıktıktan sonra, Fransız mandasını isteyerek seçen halk bu seferde Fransızlar karşı ayaklandı.
 
Üst