Öyleyse Kurun Seçim Sandıklarını!..

Ülke cayır cayır yanıyor ama; ekonominin direksiyonunda oturan; yani ekonomi denen‘araba’nın duvara toslamasında baş sorumlu olan Maliye Bakanı Ahmet Uzun hala hayali rakamlarla insanları avutabileceğini sanıyor.

Sn. Uzun; Cumhurbaşkanı Talat’ın “hesap yapamadık ve duvara tosladık” şeklindeki saptamalarını belli ki kaale bile almıyor. Ve Sn. Uzun’un açıklamalarından yine öyle anlıyoruz ki; T.C. Büyükelçisi Sn. Türkekul Kurttekin’in ekonomi ve kamu maliyesi ile ilgili saptamalarını da hiç ciddiye almıyor.

Anladık; Maliye Bakanı ile diğer kabine arkadaşları vede Başbakan ekonomistlerin, ekonomik sektör temsilcilerinin, Hükümetin yol açtığı ekonomik yıkım hakkındaki rakamsal eleştiri ve uyarılarına dudak büküyor olabilirler. Peki; Cumhurbaşkanı Talat’ın yaptığı saptamalarla; Sn. Türkekul Kurttekin’in uyarı ve ikazlarının dahi kulak ardı edilmesini nereye koymak lazım.

Bu Hükümet, eğer muhalefet partilerinin ve sivil toplum örgütlerinin tepkilerini önemsemiyor, kaale dahi almıyorsa; bu Hükümet, ekonomistlerin ve ekonomik sektör temsilcilerinin uyarılarına kulak tıkıyorsa ve bu Hükümet; Cumhurbaşkanı ile T.C. Büyükelçisinin saptamalarını bile doğru algılayıp, şapkayı önüne koyup durumdeğerlendirmesi yapmıyor yani ‘fesi yere vurmuyorsa’ bu siyasi kadrodan hala umut beklemek mümkün olabilirmi?

Sn. Ahmet Uzun; Bütçe görüşmeleri esnasında eleştirileri yanıtlayacağım derken bakın neler söylüyor “ekonomide sıkıntı var ama, milli gelir 2000’e göre 2 kat fazla.” Diyelim ki iddia doğru. Ve 2003 yılına göre milli gelirde 2 kat oranında artış kaydedildi. O zaman adama sormazlar mı; siz nasıl bir bütçe politikası, nasıl bir ekonomi politikası uyguladınız ki; milli gelirdeki artışlar iktidarınız döneminde iki kat artmasına karşın; bütçeyi de ekonomiyi de ‘duvara tosladınız?”

Siz nasıl bir ekonomi politikası uyguladınız ki; bu ülke nakit krizi yaşıyor? Piyasada kuş uçmuyor! Köylü ve çiftçi feryat ediyor. İthalatçı ve sanayici feryat ediyor. Esnaf kesimi her geçen gün eriyip gidiyor. Turizmciler sokaklara dökülmüş, “ilk kez bu ülkede eylem yapmak zorunda bırakıldık” diyerek başarısızlığınızı yüzünüze yüzünüze vuruyor. Maaş ve ücretli kesimlerin alım gücü zamlar karşısında her gün geriliyor. Her geçen gün mevcut işsizlere yeni İşsizler ekleniyor..

Ve siz nasıl bir ekonomi politikası uyguladınız ki; bu ülkenin tüketicisi, daha ucuz ve daha kaliteli mal alacağım diye Rum tarafına koşuyor? Elindekini avcundakini can düşmanının kasalarına bırakıyor!
Yanıtları hazır! ‘Bütün bu tepkiler, büyüyen pastanın paylaşım kavgası. Türkiyeden gelecek parayı duyanlar paylaşım kavgasına girdi.’ Evet; Sn. Uzun’a ve Hükümetine göre sektörlerin ve vatandaşların bütün kavgası, bütün bağırıp çağırması, sıkıntı içinde olmasından değil, artan zenginliğin paylaşılamamasından kaynaklanıyor. Tüketicinin Güney Kıbrıs’a kaymasının nedeniyse ‘para bolluğundan ve alım gücünün artmasından.’Böylesi pişkinliğe ve kandırmacaya da. Pes doğrusu !..

Görüyorsunuz işte; bu Hükümetin bütün çöküntüye ve uyarılara rağmen ‘biz nerede hata yaptık’ demek gibi bir niyeti bile yok. Adamlar, ‘kaç gün gün daha iktidar koltuklarında otururuz’un hesaplarını yapıyor olmalılar ki; ‘alacakları ekonomik önlemleri’ daha açıklayacaklarmış..

Kardeşim; uzatmaları oynamayıp, oyunundan vazgeçsenize artık.. ‘Bu halkın gelirini biz ikiye katladık’ iddiasındaysanız! Kurun seçim sandıklarını ve işte o zaman alın boyunuzun ölçüsünü!

Cevap: Öyleyse Kurun Seçim Sandıklarını!..

halkın tansiyonu normalin üstünde nereye gitsem insanlar doğduğumdan beri sol partilerin iktidar olmasını isterdik, kendi ellerimizle ülkeyi bu duruma getirdik, bir daha verirsek o eli keseriz derler.. kursunlar bakalım seçim sandıklarını..

Cevap: Öyleyse Kurun Seçim Sandıklarını!..

"Çocuk ailenin aynasıdır" derler ya...Anavatan-Yavru vatan deyince aklıma bu güzel söz geldi,teşekkürler.