Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
ÖZGÜRLÜK YOLCULARI !
Özgürlük, egemenlikle eşdeğer bir kavramdır. Bir halk kendi ülkesinde kendi vatan toprağında egemen olmadan nasıl özgür olabilir ki?
Bir halkın, bir ulusun yaşadığı vatan toprağı semalarında o halk ve ulusun egemenlik sembolü olan bayrağı dalgalanmıyorsa; o halkın özgürlüğünden söz edilebilir mi?
Ve bir halkın serbestçe, her türlü baskı ve tehditten uzak bir ortamda inançlarını yaşayamıyorsa; o halkın özgürlüğünden, din ve inanç hürriyetinden söz etmek mümkün müdür?
Ey gafiller; ey dalalet içinde olanlar!
Ey “yabancıların telkin ve tavsiyelerinden” medet umanlar!
Yabancıların dayattıklarını kurtuluş yolu kabul edenler!
Size soruyorum.
Kıbrıs Türk Halkı; Anavatanından koparıldığı günden itibaren hangi değerlerin kavgasını vermiştir? Hangi değerlerine sım sıkı sarılarak bu topraklarda tutunma başarısını göstermiştir.
“Biz biraz; Maronit, biraz Latin, biraz Ermeni, biraz Rum; birazcık da Türk’üz” diyerek ulusal bir halk değil, karışık bir topluluk yani melez daha doğrusu, damarlarında dolaşan kanın Türk kanı olduğundan şüphe duyanlar yine size soruyorum!
Bu halk yüzyıllarca; Latin, Ermeni; Maronit ya da Rum olarak bu topraklarda tutunmak için mi mücadele verdi?
Yoksa; Osmanlı sancağını dürüp bükerek Kıbrıs’tan ayrılırken yasa boğulan ve O kara günden itibaren “gittiler ama yine gelecekler” diyerek gözlerini hep Anadolu’ya çeviren bu halk; bu adada Türk kalmak ve Müslüman olarak yaşamak için mi nice nice bedeller ödemeyi göze aldı?
Bu halk; neden yüzyıllarca itilip kakıldı ve niçin İngiliz Sömürgecileri tarafından asimile edilmeye çalışıldı? Neden; Rum’un toplu katliamlarına uğratıldı? Farkımız neydi ki; bütün bu haksızlık, adaletsizlik ve zulümlere, katliamlara maruz kaldık?
Türk ve Müslüman olduğumuz için değil mi?
“Türkiye bizi asimile ediyor, bizi daha Türk ve daha Müslüman yapmaya çalışıyor” diyerek aslınıza karşı isyan bayrakları açıyorsunuz?
Bunun bir yanıtı var mı acaba?
Size hain denince celalleniyorsunuz?
Size Hristofyas’ın ağzıyla konuşuyorsunuz denilince de sus pus oluyorsunuz?
Beyler; Kıbrıs Türkü’nün özünden, köklerinden, milliyetinden, dininden asla zerre kadar şüphesi yok!
Siz bu duygulardan arınmışsanız ve “başkalaştırılmışsanız” biz ne yapalım ki?
Beyler bizim yolumuz da belli; yönümüz de belli! Yürüdüğümüz yolda; sapmadık, saplantıya kapılmadık!
Biz özgürlük, biz egemenlik, bir hürriyet ve biz egemenlik yolcularıyız.
Yolumuz da Türkiye’nin ve Türklüğün yoludur!
Bakınız şair ne diyor:
Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir!...
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğün bu tümsek Anadolu’nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda,
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir!
Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğduğu sele,
Mübarek kanını kattığı yerdir!...
Düşün ki haşrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,
Bir harbin sonunda bütün milletin,
Hürriyet zevkini tattığı yerdir!...
Atalarımızın nice zaferlerine coşku katan Mehter Marşı’nın bazı dizelerini de size gönderiyorum:
gafil ne bilir neşve i pür şevk'i vegayı
meydan ı celadetteki envar ı sefayı
merdan ı gaza aşk ile tekbirler alınca
titretti yine ruyi zemin arş ı semayı
Allah yoluna cenk edelim şan alalım şan
kur an da zafer vaad ediyor hazret i yezdan
Siz böyle şeyler yabancısınız ama yine de olsun ! ! !