Papadopulus Son Defekalion Mu?

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
PAPADOPULOS SON ‘DEFKALİON’ MU?

Rum-Yunan ırkçılığını Kıbrıs’ta hakim kılmak ve adayı Yunanistan’a bağlamak üzere kurulan kanlı terör örgütü EOKA’nın ilk kurucuları arasında yer aldı. Eokaya karşı çıkacak Rumları veya EOKA’yı eleştirmeye cesaret edecek olanları ‘tertip’ etmek üzere; bizzat Grivas Digenis tarafından kurulan PEKA örgütü’nün başkanlığını yaptı. “devrimci bir mücadelede mahkeme kurulamaz ve adalet dağıtılamaz” diyerek bir çok Rumun dahi kanına girdi. “kahramanlar, hayatlarını özgürlük için adayanlar, mezarlarında rahat etmeyecekler, çünkü rüyaları gerçekleşmedi. Biz onların fedakarlığına sahip çıkmadık” diyerek Londra ve Zürih anlaşmalarına karşı tavır koydu. Kıbrıs Türk Halkını topluca soykırımdan geçirmek üzere bizzat Makarios’un emri ile kurulan “AKRİTAS” örgütü’nün ilk üç kurucusu arasında yer aldı.

1963-64 saldırılarında aktif olarak görev aldı. O dönemde “Türkiye’nin adaya çıkarma yapmaya kalkması halinde bütün Kıbrıslı Türklerin temizleneceği” tehdidinde bulundu. Makarios’un en çok güven duyduğu EOKA liderlerinden biriydi.

İşte bu Yunan ırkcısı, faşist ve Türkleri soykırıma uğratma girişiminden sabıkalı katil, EOKA yeraltı örgütündeki kot adı ‘DEFKALİON’ olan TASOS PAPADOPULOS’tu..

İçimizdeki Rum işbirlikçilerinin ve hala bugün dahi sergilemeğe devam ettiği saldırgan ve hakaretamiz davranışlarına rağmen kimilerince ‘yoldaş’ diyerek kutsanan Hristofyas ve partisi AKEL’in etkin desteği sayesinde RUM Başkanlık koltuğuna oturtulan kişi de ‘DEFKALİON’ kot adlı PAPADOPULOS’tan başkası değildi.

Yenidüzen Gazetesi’nin kimi köşe yazarları ‘DEFKALİON’un ölümü nedeniyle yaptıkları değerlendirmelerde şöyle diyorlar. “O, belli bir dünya görüşünün insanıydı. Hayatı boyunca ideallerine bağlı kalarak yaşadı. Kıbrıslı Türklerle birlikte ‘ortak bir yurt’ tahayyülü yoktu. Ona göre Kıbrıslı Türkler ‘helenizme ait bu topraklarda bir azınlıktı’. Ölümünün ardından elbette pek çok şey söylenecek. Ancak kanımca yanıtını arayan en önemli soru, Akel’in böyle bir siyaset adamını Kıbrıs tarihinin en kritik aşamasında neden iktidara taşıdığı sorusu olacaktır.”

Hayret doğrusu; Hristofyas’ın Papadopulos’a verdiği desteğin bilinmeyen, yanıt aranması gereken bir tarafı varmıdır? Hristofyas’ın düşünce ve eylem olarak ‘DEFKALİON’dan ne farkı var ki?

Hristofyas’ın Papadopulos’a destek verirken “Papadopulos’un, tecrübe, bilgi, dinamizm ve ciddiyeti’nin, ilkelere sadık kalmasının güven ve gelecek için umut verdiğini” söylemiş olmasının ne anlama geldiğini bilmiyormusunuz? Peki; Hristofyas’ın bizzat kendisi Rum Başkanlık koltuğuna talip olurken; kendisinden medet uman Ferdi Sabit Soyer’e “Ben seçilsem bile Papadopulos’tan farklı olmam” demesi de size birşeyler anlatmıyor mu?

Ya ‘DEFKALİON’un ölümü üzerine bay Dimitris Hristofyas’ın “Papadopulos, gençlik yıllarından itibaren ulusal kurtuluş mücadelesi ve Kıbrıs halkının mücadelelerinde yer aldı. Yakın dostluk ilişkilerimiz vardı. Kıbrıs davasında ortak mücadelemiz oldu” sözleri de mi; Hristofyas’la Papadopulos arasında bir fark olmadığını görmenize yetmiyor?

Hristofyas daha ne yapsın ve ne söylesin istersiniz? Yoksa illa silah kuşanıp alnınıza dayaması mı gerekir ki; Onun da bir Rum fanatiği olduğunu anlayasınız?
 
Üst