‘’ PSİKOLOJİK SAVAŞ ‘’
İŞTE BÖYLE YAPILIR !..
‘’Allah nasip eder, ömrüm vefa ederse
MUSUL, KERKÜK ve ADALARI geri alacağım.
SELANİK’DE dahil BATI TRAKYA’YI
Türkiye hudutları içerisine katacağım..’’
ATATÜRK (1933 )
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ilke ve inkılapları ile aydınlık Türkiye’nin yaratıcısı Yüce Önder ATATÜRK’ÜN cumhuriyetimizin kuruluşundan 10 Yıl sonra general Mac Arthur’a söylediği bu sözleryazımın başlığı ile bire bir örtüşen;hem milletimizin moralini yükselten ve hem de dünya kamuoyuna devletimizin gücünü ve de kararlılığını ispatlayan PSİKOLOJİK SAVAŞIN en çarpıcı örneğidir.
Bu güne baktığımız da 2002 yılından beri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başında sanki kara bulutlar dolaşıyormuşçasına, milletin aklı hedefi planlanmış bir yöne doğru kaydırılmaya çalışılmakta ve Türk Milleti’ne sürekli olarak korku yaşatılmaktadır.Ülkemizin laik- anti-laik görüntüleri ve yaşam tercihleri ile karşı karşıya kaldığının tartışmaları!.. Ilımlı İslam söylemleri’nin gittikçe yaygınlaşarak sanki tercih etmemiz gereken bu yönetim şekliymişçesine şişirilen haberler ve görüntüleri !.. Tüm bunlara paralel olarak; mahalle abla ve ağabey baskılarının özellikle yurttaşlarımızın inanışlarına ve giyim şekillerine yönelmesi !..İslami yönetim anlayışının gittikçe devletin tüm kurumlarını sarmalamışçasına ortaya konan tartışmalar !..Amerika da yaşamını sürdüren Gülen ve cemaatinin tüm dünyaya ve özellikle Türkiye’ye yönelik ılımlı İslam projelerini değişik yöntem ve aracılarla ihraç etme taktikleri !.. P.K.K terör örgütünün uygulamış olduğu terör eylemlerinin yeniden hortlatılarak; özellikle sözde stratejik ortağımız A.B.D’NİN Kuzey Irakta üstlenen bu terör çetelerini himaye eder bir tavır içerisinde olmasının etkisi !..Bundan da önemlisi ülkemizin güneydoğusunda, sanki kimliğinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yazmayan yurttaşlarımız varmışçasına ;siyasetçisinden, bilim adamına, yazılı ve görsel medyasından sanatçısına ,askerinden sade vatandaşımıza kadar bu bölgenin ülkemizin bir başka parçasıymışçasına yapılan tartışmaların odağında yer aldırılması !..
Ülkemizin bu yöresinden nemalanan ve hepimizce bilinen bir siyasi zihniyetin P.K.K terör örgütüne odaklanmış haksız ve yasa tanımaz söylemleri !..Irak’ın kuzeyinde yaşayan peşmerge liderlerinin ülkemize yönelik tehditkar söylemleri ile birlikte; neredeyse bir devlet başkanı gibi muamele görmeleri için malum şer odaklarınca ülkemizi yönetenlere yapılan telkinler !.. Ve Kuzey Irak üzerine üretilen komplo teorileri ile bu bölgede sanki yeni bir Kürt devleti kurulmuşta Türkiye’nin bu oldu bittiye ses çıkaramayacak bir konumda olduğunun kabullendirilmesi çalışmaları !.. Özellikle dış politikamızın tamamen teslimiyeti ifade ettiği yönünde oluşturulmaya gayret edilen söylemler ve görüntüler !..Kıbrıs Milli Davamız ,Sözde Ermeni soykırımı, Ege denizindeki kıta sahanlığı ve hava sahası ile ilgili hayati öneme haiz konularda; toplumumuzun büyük bir bölümünde: ‘’Artık bu davalar ülkemizin önünü tıkıyor. Bıktık usandık bu konulardan!. Bir an önce bu konulardan nasıl olursa olsun kurtulmalıyız!.’’ Diyen yurttaşlar ve bu fikirleri savunanlar çoğunluktaymış gibi üretilen ve bu milli davalarımızı aşındıran yalan, yanlış haberlerin çoğalması !..17 Aralık 2004 Tarihinde Avrupa Birliği ile müzakere sürecinin başlamasının zafer çığlıkları ile kutlanmasının ardından Türkiye’nin önüne konulan
Ve ‘’Sevr dayatmalarının’’ bugüne uyarlanmış hali ile AB kriterleri adı altında ülkemizin üniter yapısına ve Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesi olan Kemalizm’e yönelik tehdit senaryoları ile karşı karşıya kalışımız !..
Hele,hele siyasilerimizin büyük bir bölümünün yere göğe sığdıramadığı dünya imparatorluğu peşindeki A.B.D’NİN Ankara büyük elçisinin ve yine aynı ülkenin bir kongre üyesinin, sanki ülkemizde görevlendirilmişlercesine güney doğu Anadolu da bölge halkımız ve bu yörelerimizin temsilcileri millet vekillerimiz ile toplantılar yaparak görüşmeleri !.. Amerika’nın Ankara büyükelçisinin ülkemize geldiği günden beri vermiş olduğu beyanatları ve sergilemiş olduğu küstah tavırlar bardağı taşırmış olası gerekirken. Bu kabullenilemez tutum ve davranışlar ,mevcut hükümet yetkilileri tarafından Avrupai ve demokratik bir nitelendirme ile savuşturulmuştur. Sanki burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti değil de Amerikanın hesap sorduğu bir ülkeymişçesine !..
İşte yukarıda sıraladığım ve son 5 yılımızı hep bu söylemler ve görüntüler ile geçirdiğimiz ülkemize karşı bilinçli bir şekilde uygulanan bir savaş vardır !. Bu savaşın adı’’PSİKOLOJİK HARP’TİR.’’Bütün bu yapılanlar;ezelden beri ülkemiz üzerinde hedefleri olan sevr dayatmacılarının içimizdeki işbirlikçileriyle birlikte yürüttükleri psikolojik savaşın bir parçasıdır.Türk milletinin beyninde bölünme korkusu yaratılarak ülkemizin laik, bağımsız ve üniter yapısı üzerine yeni bir senaryo yazılmak istenmektedir !.. Yüce Türk Milleti şunu iyice bilmelidir ki, bedeli ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Devletini ne içeriden, ne de dışarıdan
bölmeye ve yıkmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Milyonlarca ŞEHİT kanı bedeli ödenerek biz cumhuriyet nesillerine emanet edilen ata yadigarı bu güzel vatanı korumak ve kollamak adına gerektiğinde aynı bedeli ödemeye hazır olan milyonlarca vatansever hala bu ülkede yaşamakta ve Türk Milleti’nin bir ferdi olmanın gururunu paylaşmaktadır.
Dikkat edilecek olursa ,Türkiye yıllardır sürekli savunma halindedir.Sürekli defans yapmaktadır.Bu Millet gerçek yüzünü ve devletinin gücünü gösterdiğinde;yakın siyasi tarihimizde 1974’te Kıbrıs’ta, Terörist başı ve bebek katili Öcalan’ın Suriye’den çıkarılışında, Ege de Kardak adaları krizinde dünyanın nasıl çark ettiğini ve yaşananları hepimiz çok iyi biliyor ve daha dün gibi hatırlıyoruz. Türk Milletine sürekli olarak korku yaşatılmaktadır! Psikolojik savaşın en belirgin özelliği olan bu strateji de ‘’Yıkılacaksınız, Bölüneceksiniz’’ denerek!.. Ve önünü gelen ‘’Şurası benim burası benim’’ diyerek toprak istemek cüretinde bulunabilmektedir!..Basiretsiz ve sadece kendi siyasi çıkarlarını düşünen yöneticilerimiz,bu önemli konularda milli ve etkili politikalar üretmek için görev verdiklerimiz ise ‘’ Bizim kimsenin bir karış toprağında gözümüz yok’’ diyerek, benzeri korkak ve sorunu gizleyen cümleler ile bu çok önemli gerçeği geçiştirmektedirler!..Aslında burada sorulması gereken soru şudur:
‘’ Kardeşim senin kimsenin toprağında gözün olmayabilir ama onların var!..’’O zaman seninde onların toprağında gözün olacak. Onlar ne talep ediyorsa sen de misli ile onlardan talep edeceksin.
Onlarda toprağını kaybetmek tehdidi ile karşı karşıya kalsınlar ki devlet olarak caydırıcılığımız olsun.. Hep korkan taraf biz mi olacağız?.. Nerede kaldı bizim dünyaya nam salmış olan cesaretimiz, korkusuz yüreğimiz ?.. Ne oldu bize ?..Onlar ülkemizin parçalanmış, bölünmüş haritalarını mı yayınlıyorlar ?. Sende yayınlayacaksın.. Hem de genişletilmiş Türkiye haritalarını..Genişletilmiş Ortadoğu Projelerine inat.. Resmi olarak yapamıyorsan, el altından yapacaksın ..Yaptıracaksın.. Tıpkı onların yaptığı, yaptırdığı gibi !.. Sen de ülkene göz koyanların kem gözle bakanların ve işbirlikçilerinin ruhsal dengelerini sarsacaksın.. Vücut kimyalarını bozacaksın ! Sonra da karşılarına geçip büyük bir keyifle ‘’Onları !..’’ seyredeceksin.. Sana ülkende bu acıları yaşatanların moralini darmadağın ederek, hayatlarını zindan edeceksin. Onlarda ‘’Bölünme, çarpılma,toplama ve çıkarma ‘’ korkuları yaşayacaklardır.
Yani kısacası şunu diyeceksin:
‘’ SEN BENİM TOPRAĞIMA GÖZ DİKERSEN BEN DE SENİN TOPRAĞINA GÖZ DİKERİM.. BU İŞİN SONU SENİN İÇİN FENA OLUR..’’ Ve o zaman bilecekler ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti bunun
hesabını benden sorar. Durum işte tam da bu olmalıdır..Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’Yurtta Sulh , Cihanda Sulh ‘’ sözü bizim basiretsiz ve korkak yöneticilerimiz tarafından yanlış algılanmış,yanlış uygulanmıştır.Çapsız politikacılar bu sözü aşındırmışlardır!..Atatürk asla korkak olun dememiştir..Elbette ki ‘’ En Kötü Barış, En İyi Savaştan İyidir ‘’ Ancak sürekli acı çeken taraf sen olmamalısın.Bu durum büyük bir haksızlıktır..Ülkemize son dönemde hep problem çıkaranların, millet ve üniter yapımızı tehdit edenlerin hepsinin bir ideali vardır !.. Hedefleri vardır !.. Mesela Yunan’ın, Kıbrıs Rum’unun, Barzani’nin, Ermeni’nin, Fransız’ın, Alman’ın, İngiliz’in, Amerika’nın belli stratejileri; 25-30 yıl sonra, yada 50-60 yıl sonra varmak istedikleri hedefleri vardır !.. Kafalarında bize yönelik haritaları hazırdır !.. Topraklarımızda her zaman
emelleri vardır !..Peki onlarla ilgili bizim neden olmasın ?.Türk’ün hedeflediği varmak istediği bir haritası neden olmasın ?.. Eğer olursa karşındakilerin de senin karşında korkuları olur..
Kısacası:
Eğer başkalarının senin toprağında gözü varsa, senin de onların toprağında gözün olmalıdır.En azından gözün olmasa bile olduğunu hissettirmelisin.. Gözün varmış gibi davranmalısın.. Hiçbir şey
yapamıyorsan, düşmanının karşısında dik durmayı becereceksin.. Her zaman onlardan bir adım önde olmayı değil !..
İŞTE PSİKOLOJİK SAVAŞ BÖYLE YAPILIR..Ve yapılmalıdır da .. Bakınız Papa’yı önünde diz çöktürerek Hakanlık sembolü yüzüğünü öptüren Büyük Hun İmparatoru ATİLLA diyor ki :
‘’Eğer sınırlarınızda sorun varsa, sorunu gidermenin tek yolu vardır..Sınırlarınızı genişletmektir..’’ Ve unutulmamalıdır ki ATATÜRK’DE diyor ki:
‘’Bayrağımızın 1 ay bile dalgalandığı her yer de, ( zamanı geldiğin de ) iddiamız vardır..’’ TÜRK’ÜN ; dünya coğrafyasında yaşadığı her yerde iddiası olmalıdır..
BU HARİTA DA TÜRK GENÇLİĞİNDEN SİZE ARMAĞAN OLSUN !...
ATİLLA ÇİLİNGİR.