Rauf Denktaş Makaleleri-Gelecek ve Gençlik

KÜLTEGİN

Genel Koordinatör
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,731
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Tanrı Dağlarında
Tarih kitapları ile ilgili tartışma gittikçe yayılmaktadır. Eğitimden sorumlu makamlar Brüksel’de ve Londra’da bu konuda aferinler almakla övünmekte, ülkede bu toprakta hür yaşamak için gençliklerini feda etmiş olan insanlarımızın ve KKTCye inanan tarihçilerimizin, yazarlarımızın eleştirilerinden etkilenmemektedirler.
Tecrübeli addettiğim birkaç yazarımızın son haftalarda kayıplarla veya 1963 olayları ile ilgili “soruşturma-araştırma-gerçeği öğrenme” kılıfı altında yazdıklarına baktıkça gelecek kuşakların kendi tarihlerini ve karşılarındakilerin Megali İdea’ya dayalı asırlık Kıbrıs politikalarını bilmeden yetişeceklerini görüyor ve üzülüyorum. Bir yanda Fatiha Suresini bile bilmeyen, Kur’anı Kerim’e bakmamış, Atatürk’ün nutkunu görmemiş, okumamış ve hiç olmazsa 1955’lerde başlayan tarihimizden habersiz bir gençlik, diğer yanda kilise ile okulun, basın ile liderlerin “Kıbrıs Yunandır... Felâket 1974’de dinî ve millî düşmanımız Türkiye’nin adayı işgalinden sonra başladı” telkinleri ve dersleri ile yetiştirilmiş bir Rum gençliği!
Atatürk “Tarihini bilmeyen köle olmaya mahkûmdur” der. Tecrübeli addettiğim bazı yazarların 1963’de ne oldu sorusuna yanıt aramalarını ve yüzlerce insanın gözleri önünde işlenmiş cinayetleri “kim yaptı” yazıları ile kendi cahilliklerini sergilediklerini gördükçe, yeni tarih kitapları ile “aydınlanacak” gençlerimizin gün gelip Rum karşıtlarının tuzağına nasıl düşeceklerini düşünüp kahrolmamak mümkün mü!
İçinde bulunduğumuz ortamda Rum tarafı Kıbrıs’ın tümüne sahip çıkarken biz KKTC’yi ortadan kaldırmak ve Türkiye’nin garantörlük haklarını sıfırlamak mücadelesi karşısında “KKTC olmasa da olur; Türkiye’nin garantisi de gerekmez” diyen bir emekli öğretmenin televizyon ekranında sırıtan yüzünü gördüğümde ne diyeceğimi bilemedim. Bu emekli öğretmen “kimse karışmasın, biz Rumlarla bal gibi geçiniriz” diyordu.
Demek ki “kimsenin karışmadığı” günlerden haberi yoktu. Kıbrıs, Rum’un Yunanın idaresine geçmiş veya geçmemiş umurunda değil. Azınlık olmanın, bayraksız yaşamanın acısını bilmiyor, Girit Türklerinin akibeti ve Trakya’daki azınlığın durumu ile ilgilenmiyordu. 1955-58’ler de umurunda değildi. 1931 Rum isyanını da bilmiyordu. 1950 plebisitinden de haberi yoktu. 1960 Antlaşması olmasaydı da önemli değildi. Bu anlaşmalarla elde edilmiş olan haklarımızı sıfırlamak için Akritas Planını hazırlayıp, Rum gençlerini silâhlayarak “çift noel” kutlamak için Türklere saldırı da önemli değildi.
Bu yüzsüze televizyonunda yer veren ekipten başlayarak bu gidişatta hepimizin sorumluluğu vardır. Milli eğitimi, milli eğitim kuruluşu olarak çalıştırmak yükümlülüğünü omuzlamış olan makamların ve öğretmenlerin sorumluluğu ise tarihidir ve bunlar kendilerine çekidüzen vermezlerse kimse onları affetmeyecektir.
 
Üst