Rum lideri Hristofyas’a Sesleniyorum;

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy
Rum lideri Hristofyas’a Sesleniyorum;

15 Temmuz 1974 darbesiyle Dikomo’nun Domuz Ahırından kaçıp topukları kıçına vururcasına Güney Kıbrıs’a yerleşen Domuz Çobanı Dimitri, gelin görünüz ki Rumların lideri olmuş.
AKEL Komonist Partisi’nin uzun yıllar Genel Sekreterliğini yapan bu domuz çobanı, ayni zamanda da Makarios’un en yakın destekcisiydi. Öyle tezgâhlar hazırlamış ki, kafasındaki kızıl felsefeyi Makarios’a kabul ettirmiş ve SSCB’nin desteğini sağlamak için Komonist dünyasına yelken açmasını sağlamıştı. 1957-1958 yıllarında Makarios’un Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdulnasır’ın birinci derecede dostu olmasının nedeni de, SSCB’nin Makarios’a verdiği destek ve telkinleri sayesinde gelişmişti. Hatta okadar ileri gidilmişti ki, SSCB safında yeralan Mısır Cumhurbaşkanı Abdulnasır, EOKA tethiş örgütüne silah sağlamak cesaretini dahi göstermişti.
Makarios’un en büyük hedefi, aslında ABD’ye gözdağı vermekti. Çünkü Türkiye’nin NATO’içinde yeralması ve Türkiye’nin birinci derecede NATO’da söz sahibi olması, Makarios’un ABD’ye kendi ENOSİS hayalini kabul ettirmesi mümkün görünmüyordu. Çünkü koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti dururken, SSCB’nin sıcak sulara yani Akdeniz’e inmesine en büyük engeli oluşturan Türkiye’nin hilafına Makarios’un ENOSİS hayalini desteklemesi, NATO’nun çıkarlarına elbette ki aykırıydı.
Bütün bu olaylar devam ederken, 1959 yılında imzalanan Zürih ve Londra anlaşmaları, aslında bir yerde SSCB’nin Akdeniz’e inme tehlikesini de ortadan kaldırmıştı. Bunun başlıca nedeni de, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin 16 Ağustos 1960 tarihinde resmen dünyaya ilan edilen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Garantör Ülkeler sıfatıyla anlaşmalarda yerlerini almalarıydı.
Uluslar arası anlaşmaları yok sayan ve sırf ENOSİS uğruna Kıbrıs’ta yarattıkları felaket sanki olmamış gibi, Türkiye’nin askerlerini alıp gitmesi için Dimitri’nin çağrı yapması, soytarılık değil de nedir?
Bu gün Rum politikasına göre, uluslararası anlaşmalar bu denli kolay ortadan kaldırılabilirse, o zaman Kıbrıs Türk halkının yeniden Rum tarafı ile bir anlaşma yapmasına ne gerek var ki?
Baksanıza, Dimitri Hristofyas hiç utanmadan Garantör Ülke Türkiye’ye askerini alıp git derken, yüzü dahi kızarmamaktadır. Çünkü anlaşmalarda duran imzalarını yok saymaktadır. Halbuki ayni Hristofyas, adada bulunan ve Güney Kıbrıs coğrafyası içinde duran iki İngiliz Üssü için tek kelime söylememekte, böyle bir konuyu dahi gündemine almamaktadır. Hristofyas için gerekli olan, anlaşmaların bozulması, ancak anlaşmalar bozulurken sadece Kıbrıs Türk halkı ve Türkiye’nin çıkarları ortadan kaldırılmalıdır. Böylesine rezillik ve böylesine sahtekarlık, acaba domuz çobanı sıfatını taşıyan bir insandan başka bir insan tarafından sergilenmesi mümkün mü?
Bu gün Yunanistan’dan gelen yaklaşık 150,000 Yunanlı Güney Kıbrıs’ta vatandaş yapılmışken, SSCB’nin dağılmasıyla ayni coğrafyadan gelen yaklaşık 60,000 Pontuslu Rum Güney Kıbrıs’a yerleştirilirken ve vatandaş yapılırken, Sırbistan ve Afrika’dan ve hatta dünyanın birçok yerlerinden insanları Güney Kıbrıs’a taşıyıp onları vatandaş yaparken yüzü kızarmayan Hristofyas, Türkiye’den gelen vatandaşlarımıza göz dikmesini olumlu karşılamamız mümkün mü?
Dimitri Hristofyas ve onun gibi düşünenler şu gerçeği sineye çekmek zorundadırlar. Bu gün Türkiye’den gelip Kuzey Kıbrıs’a yerleşen insanlar, Kıbrıs’ın gerçek sahibidirler. Bunu ister kabul ederler, isterlerse etmezler, onların bileceği bir iştir. Çünkü 307 sene idare ettiğimiz Kıbrıs’ı, Rum- Yunan ikilisine AB normları öyle emreder safsatasıyla teslim etmemiz asla mümkün değildir.
Rum lideri Hristofyas’a sesleniyorum;
Ya oturduğunuz yerde insan gibi oturmasını bilirsiniz ve kendiniz kadar en az Kıbrıs Türk halkının da bu adada yaşama hakkına sahip olduğunu kabul edersiniz, ya da Kıbrıs’ın eski sahibine iadesi için gereken yapılır.
Sakın ola ABD ve AB’den gördüğünüz Ehlisalip desteği sizi şımartmasın. Çünkü dimyata pirince giderken, bulgurdan olmak da var. Tıpkı 15 Temmuz 1974’de olduğu gibi.
Bilmem anlatabildim mi?
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Cevap: Rum lideri Hristofyas’a Sesleniyorum;

Cemal Abdül Nasır'in Makaris'o çektiği ''Siz Bey Dağlarından biz de Amanos Dağlarından Toroslarda buluşalım'' sözlerinin yer aldığı telgrafı, Şam radyosunda TÜRKÇE olarak 1967 yılında KIBRIS ile ilgili gerginliklerin yaşandığı dönemde okunmuştu...Ancak kısa bir süre sonra, İsrail Golan Tepelerinde Suriyeyi perişan ettiğinde, aynı radyo TÜRKİYEYİ yardıma çağıran yayınlar yapmıştı.Rum,Arap yakınlığı her zaman için bize karşı varolurken ne yazıkki biz bu gerçekleri yeterince insanımıza anlatamıyoruz...Değil ki Rum lider Hristofyas bazı şeyleri anlayabilsin...İnşallah anlar diyelim.

Bilgilendirmeniz için, teşekkür ederim Sayın ERSOY.:)
 
Üst