Rumların Dönem Başkanlığı!

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
RUMLARIN DÖNEM BAŞKANLIĞI!

Kıbrıs sorunu Doğu Akdeniz’de kanayan bir yara olmaya devam ediyor ve bu gidişle de kanamaya devam edecek gibi görünüyor…

Sayın Egemen Bağış Atina'da yayımlanan Real News gazetesindeki demecinde, Türk-Yunan ilişkilerine değinerek, “Her iki ülkenin başında şu anda sorunları çözmekte kararlı cesur iki başbakan bulunduğunu ve bunun Türk-Yunan ilişkilerinde ilerleme kaydedilmesi açısından altın bir fırsat oluşturduğunu” söylemiş. Kıbrıs konusunda sorulan bir soruyu ise, “bu konuda cesur adımlar atma ve Ada'da bir çözüme ulaşma zamanının geldiğini ancak, bunun sadece Türkiye'ye bağlı olmadığı” şeklinde cevaplamış. Sayın Egemen Bağış’a göre, Rum kesiminin AB Dönem Başkanlığı bu konuda bir fırsat oluşturabilecektir.

Bu görüşünü Rumların AB dönem Başkanlığını yürütecek olmalarıyla ilişkilendiren Bağış, bu durumun bazılarının sandığının aksine Türkiye-Avrupa ilişkilerine zarar vermeyeceğini aksine, Kıbrıslı Rumlara, AB çıkarlarını doğru hesaplama olgunluğuna ulaşmış olduklarını gösterme fırsatını vereceğini belirtmiş. AB başkanlığını üstlenen bir ülkenin, Ada'da insanları tecritte tutmayı mı, yoksa barışı mı seçeceğini göreceğiz demiştir.

Teorik olarak doğru bir tespit! Evet, Rumlar bu dönem başkanlığında bir sınavdan geçecekler. Rumlar içinse bir sınavdan çok isteklerini daha iyi dayatabilecekleri bir fırsat olacak. Bu dönemde unutmayalım ki AB çıkarları ile Rumların çıkarları birdir. Bu durum ve dönemde Kıbrıs sorununda, her zaman olduğu gibi yine öncelik Rumların isteklerinde olacak. Türklerin istekleri ise çözümü engelleyen istekler olarak daha da kesinlik kazanacak.

Sayın Egemen Bağış’ın Türkiye lehine bir fırsat olarak değerlendirdiği bu dönem başkanlığı, maalesef Rumların lehine olacaktır yine. Türkiye’nin ve KKTC’nin de aleyhine olacaktır.

Rumlar dönem başkanlığına geldiklerinde ne olacağını sanıyor Sayın Bağış? Rumlar yıllardır yürüttükleri, savundukları politikalarından vazgeçip, “Biz Türklere ve Türkiye’ye haksızlık yapmışız” mı diyecekler! Eğer böyle bir şey söylemeye niyetleri varsa, gerçekten de yaptıkları yanlışı haksızlığı görüyorlarsa bunu Dönem Başkanı olmadan da görmeleri gerekmez mi?

Tüm bunlar bizim hala Kıbrıs sorununda, gerçeklere değil de hayallere sığındığımızı, politikamızı da Rumların inanmadığı, fakat bizim inandığımız hayaller üzerine kurduğumuzu göstermektedir.

Rumlar Dönem Başkanı oldukları zaman elleri daha da güçlenecektir. Gerek Türkiye üzerinde, gerekse KKTC üzerinde daha da baskıcı bir politika izlemeye başlayacaktır. AB toplantılarında yönetici ve idareci olması sayesinde dayattığı şartları daha da ağırlaştırarak kabul ettirme yolunu arayacak. Kabul ettiremediği takdirde ise yine Türkiye ve KKTC’ni suçlamaya devam edecektir.

Gerek Egemen Bağış’ın gerekse KKTC’de ki işbirlikçilerin bilmesi gereken çok basit bir matematik bilgisidir bu Rumlarla anlaşma konusu. İki kere iki nasıl dört ediyorsa, Rumlarla anlaşmak içinde Rum’un azınlığını kabul etmek gerektiği de o kadar sabit ve gerçekçidir. Bunu kabul etmeden Rumlarla bir anlaşma söz konusu olmayacaktır. Nasıl ki iki kere iki dört buçuk etmiyorsa, Rumlarla eşit statüde bir anlaşma da söz konusu olmayacaktır.

Rumların Dönem Başkanlığı, neticeyi değiştirmeyecektir. Aksine neticeyi daha da büyük bir çıkmaza sokacaktır. Yeter ki Türkiye kazan kazan politikasında ısrarlı olmasın. Kazan kazan derken Türk tarafına kaybettirdiklerinin kazançmış gibi algılanmasına fırsat vermesin.

Ada’da kazan kazanın ancak eşit ortaklıkla olacağını Rumlara kesin bir dille anlatabilsin. Bunu anlatabilirsek, AB dönem Başkanlığını sorun etmeye gerek yok. Değişen bir şey olmayacaktır nasıl olsa… Rumlar da Türkler de yollarına devam edeceklerdir. Müzakere taslakları hazırlanacak! BM Genel Sekreteri tarafları müzakereye davet edecek ve yine kabul edilen, edilmeyen teklifler günlere konuşulacak ve KKTC, Devlet olmanın onuruyla gururuyla yolunda yürümeye devam edecek. En azından hayaller değil gerçekler konuşulacak.


Ayla Berkin
15.06.2011

 
Üst