Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
SAĞLIK SİSTEMİNDE REFORM KAÇINILMAZ!
Katkı olarak gündeme taşınıp, Hastanelerimiz de hastalardan ister sosyal sigortalı, isterse memur emeklisi olsun muayene, tahlil, röntgen çekimi vs gibi işlemler için ücret talep ediliyor. Sn. Sağlık Bakanına göre bu bir bağış değil katkı. Zaten geçenlerde yürürlülüğe giren Yasa’nın da özü budur.
Peki, sağlanacak katkılar, hastanelerimizin geliştirilip idame ettirilmesi için araç, gereç ve diğer şeyler için gerçekten bir finansman sağlayabilir mi? Sağlık sistemine müdahalede yol açıcı olabilir mi? Bakan Kâşif, sağlık sistemine yönelik eleştirilere katıldığının altını samimiyetle çiziyor.
Sağlık hizmetlerinin sosyal devlet anlayışı çerçevesinde verilebilmesi için, Genel Sağlık Sigortasının şart olduğunu; Sağlıkla ilgili sendika Başkanı Dr. Erol ŞEHERLİOĞLU’nun yanı sıra CTP-BG Lefkoşa milletvekili Dr. Sibel SİBER de Cumhuriyet Meclisinde yaptığı gündem dışı konuşmasında dile getirdi.
Sağlık Bakanımız da, Genel Sağlık Sigortası sisteminin ivedilikle gündeme taşıması gerektiğini, bu yöndeki çalışmaların yoğunlaştırılarak sürdürüldüğünü ifade ediyor. Sn. Bakan, Hastanelerin idaresinin bakanlığa değil çalışanlara ait olduğuna da vurgu yapıyor. Geçtiğimiz Salı günü anjiyo için gelen hastalara, teskin edici tablet ve ayrıca iğneleri de yapıldığı halde uzman doktorların bu işlevi hastalara uygulamak için yatak bulamadıklarına, dolayısıyla panik ve endişeye kapılan hastaların haleti ruhiyesine bizzat yakından şahit oldum. Doktorlar haklı olarak ‘benim görevim hastaya bakmak ve tedavi etmektir. Hastalara gerekli yatağı sağlamak değil’ diyorlardı. Yine de içlerine sinmediği için ilgili tüm yetkililere telefonla durumu bildirip üzerlerini düşeni yapma çabası sarf ettiler. Özellikle bu çabayı sarf edenlerin başında Kardiyoloji Bölümü Şefi Dr. Gülgün G. Vaiz gelmekteydi.
Sn. Bakanım Hastanelerin idaresi Bakanlığa ait değil derken, ilgili personelin kimler olduğuna da işaret etmeniz gerekmez mi dersiniz? Yukarıda tanık olduğum olayda durumu çözümleyecek, Başhekim mi? Yardımcısı mı? Yoksa başka başka sorumlular mıdır? Maalesef bu saydıklarım orada değillerdi.
Umarız bu herkesin kulağına küpe olur. Anjiyo için yatak yoksa hastalara neden randevu verildi? Yetkililer arasında iletişim ve organizede kopukluk olduğu sonucu çıkıyor! Sorun şu ya da bu şekilde halledildi. Ama hastaların çektiği, sıkıntı ve telaş da kendilerine kaldı.
Sn. Dr. Sibel SİBER, ‘Sağlık Bakanlığı Hastaneler bakanlığı değildir’ diyerek, bakanlığın tüm enerjisini Hastanelere değil, sağlık sisteminin reformu için harcamasını öneriyor. Bu da Sizin, ‘ Hastanelerin idaresi bakanlığa değil çalışanlara aittir’ savınızla örtüşmektedir. Ne var ki, çalışanların görevlerinin hatırlatılmasının şart olduğuna da hiç şüphe yoktur.
Sn. Dr. Sibel SİBER, sağlık fonu altında sizin deyiminizle ‘katkı’ parası kesildiğini, alınan paraların sağlık harcamalarında kullanılacağının söylendiğini ancak böyle bir fonun mevcut olmadığına da vurgu yapıyor. Devamla paranın sağlık harcamalarına değil maaşlara gittiğini iddia ediyor.
Vatandaşlarımızdan geçici bir dönem için, sistem oluşturuluncaya kadar sağlık fonu için katkı istenebileceğini, uzun vadede bunun bir çözüm olmayacağını da belirtiliyor.
Hiç kuşku yoktur ki sağlıkta esas reformu sağlayacak, sağlık çalışanları yasası ile genel sağlık sigortasının olduğudur. Hükümetin bir an önce bilirkişi olarak Sn. Sibel Siber ile diğerlerinin uyarı ve önerilerine uygun bir tavır içine girmelidir.