Saman Gibi Hükümet ve Kâğıt Kafalar

Alihan Pehlivan

Onursal Üye
Katılım
28 Eki 2010
Mesajlar
526
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Saman Gibi Hükümet ve Kâğıt Kafalar
epQQDn.jpg

29 Ağustos 2013’te bir Perşembe günü kurulan Başbakan Özkan Yorgancıoğlu hükümeti ile ilgili o günden bugüne onca yazı yazdım, eleştiri getirdim. Ama hiçbiri bu kadar sert değildi. Sadece somut eleştirilerde bulunmakla yetindim. Ama dün bardak taştı.

Çünkü CTP eski alışkanlıklarına ve saldırganlıklarına geri dönmeye başladı. 2009 öncesi uygulamalar, yeniden hortladı. Size dört ayrı olay anlatacağım şimdi;

BİRİNİCİSİ: Ülkede yaşanan kuraklıktan ötürü özel teşebbüs ülkeye saman balyası ithal ediyor. Vergisini ve tüm yükümlülüklerini yerine getiriyor ve Gazimağusa limanına malını indiriyor. Daha önce olduğu gibi devlettin teşvik vereceği söyleniyor. Derken CTP’nin tarım politikaları çerçevesinde kuralık bahane edilerek ülkeye Toprak Ürünleri Kurumu eli ile Ukrayna’dan saman balyası getiriliyor. Balyalar Ukrayna’dan Türkiye’ye getiriliyor. Bir yıl burada kalıyor, iyilerini Türkiye alıyor ve kalanlar da bir şekilde KKTC’ye geliyor. Ve teşvik sadece TÜK’ün balyasına veriliyor.

Devletin getirdiği balyalar özele göre daha ucuz, üstelik teşvikte sadece kendi malına, ancak devletin balyası kapkara. Ama üretici çaresiz. Mecbur bu malı alacak. Özel sektör ise şimdi Devletin balyası gibi kara kara düşünüyor? Ne yapacağım diye.

Hem özle sektörü vuruyor hem de getirdiği kötü saman ile insan sağlığını. Al sana CTP anlayışı!

İKİNCİSİ: Dün Devlet Emlak Malzeme Dairesi için fotokopi kâğıdının ihalesi vardı. İhaleyi devlet adına Maliye Bakanlığı uhdesindeki Merkezi İhale Komisyonu açtı. Firmalar girdi ve yarıştı. Sonuçta bir tanesi kazandı. Kaybeden ve daha düşük ücret veren firma yetkilisi “Kadın” bakanlığa gidip kaybetme gerekçesini sormak istedi.

İhale komisyonu başkanı Asım Özer ise, kapısında bekleyen özel teşebbüs temsilcisi bir kadını kapısında 5 saate yakın bekletti. Uzun bekleyişten sonra ise “artık sizden kâğıt almayacağız. Devlet kendi kâğıdını da bundan sonra kendisi getirecek” dedi ve karşındaki kadını odasından kovdu.

Akşam saatlerinde ise Maliye Bakanı Zeren Mungan’ın özel kalemi, hemcinsini arayıp bakan adına özür diledi.

ÜÇÜNÜCÜSÜ: Meclisten oybirliğiyle geçirilen ve basında rahatsızlık yaratan Özel Hayatın ve Haberleşmenin Gizliliği Yasası hem Meclis’te hem de basın dünyasında tartışma yarattı.

Çok övülen, mecliste tufanlar estirdiği iddia edilen Tufan Hoca ve Doğuş Derya yasayı eleştiren ErsinTatar’a mecliste demediklerini bırakmadılar. Tufan Hoca basını “iş bilmezlikle” suçlamaya kadar gitti. Oysa yasa komitesine basın sektöründeki birlik ve sendikaları çağırmadı bile.

DÖRDÜNÜCÜ: Birikim Özgür diyor ki “bunları cumhurbaşkanı güdüyor” Güdüyor ne demek? Açık açık ülkenin cumhurbaşkanına “çoban” ve onunla aynı yolda yürüyen siyasetçilere de “koyun” mu demek istiyor?

SONUÇ: 28 Temmuzdan sonra meclis yenilenmiş bu yenilenme ile birlikte CTP içinde de ciddi bir değişim yaşanmıştı. Meğer sadece yüzler değişmiş, kafalar eskilerden bile kötü. Konuştukça örümcek ağaları ağızlardan dökülmeye başladı.

Ekonomik krizlerle boğulan özel sektörü bitirme kararı almış, kin güden, nefret söylemleri ağızlarından düşmeyen ve her şekilde çemkirmeye başlayan bir CTP ile karşı karşıyayız maalesef.

Daha çok şey var ama midem ancak bu kadarını kaldırdığı için burada noktayı koyuyorum. Bakalım cesurca yaptıklarına sahip çıkacaklar mı? Yoksa sinsi sinsi iş mi çevirecekler arkamdan. Hep birlikte göreceğiz.

Özkan YORGANCIOĞLU: İyi niyetiniz, kişiliğiniz ve hoş görünüze bir diyeceğimiz yok. Ama sizin bu sessizliğinizi fırsat bilenler arkanızdan işler çeviriyor vatandaşa eziyet ediyorlar. Artık buna bir dur deme zamanı geldi de geçiyor bile.

Hüseyin ÖZGÜRGÜN: Dün gece Ortaköy’de neşeniz yerindeydi. Hem örgüte gelen kalabalık hem de küs isimlerin gelmiş olması neşenizi yerine getirmiş.

Serdar DENKTAŞ: CTP’li bazı vekiller ekranlarda iyice çemkirmeye başladı. Birlikte olduğunuz hükümete şer hükümeti dediler. Yani şeytan hükümet dediler. Siz şeytan hükümet olmayı sindirebiliyor musunuz? Veya güdülmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ferdi Sabit SOYER: Hazır şu gençlerle aranız düzeldi bari şu üslup konusunda da kendilerini uyarsanız. Seviye daha da fazla düşmeden.

Ziya EMİR: İki kez hayırlı olsun, hem yeni gazeteniz hem de yolda gelen bebeğiniz. Sorumluluklar artıyor desenize.

Şebnem Şükran HIDIROĞLU: Basın kuruluşlarını gezmeye başlamışsınız. Giderken de çikolata götürüyormuşsunuz. Tatlı bir başlangıç desenize.

Ali ÖZOK: İstikrarsız bir ortam var iken yatırımcılar genelde yatırım yapmazlar. Ama siz yatırımlara devem ediyorsunuz. Sizin gibi teşebbüsler olmasa piyasa tamamen çökecek.

Fatma SOLMAZ: Son seçimlerden bu tarafa kayıptınız. Geçen gün sizi ekranlarda görünce seçimlerde tekrar aday olacağınızı düşünmeye başladık.

Servet TAHSİN: Güzelyurt’tan çıkmaz oldunuz, eski dostlarınızı çok ihmal ettiğiniz yönünde de ciddi şikayetler var.

Savun GÖKSU: Dış İşleri Bakanlığı sözcüsü gibi oldunuz son zamanlarda. Bakanlığın basın bürosu bile sizin kadar aktif değil.

Mine GÜRSES: Lefkoşa Merit’in dış bahçesi çiçek bahçesi olmuş. Ellerinize sağlık, bu arada dün bir iki budak aldım haberiniz olsun.

Asım ÖZER: Siz özür dilemediniz ama bakanlık özel kalem müdürü bakan adına özür diledi. Artık daha bir hoş yürürsünüz bakanlıkta.

Ramazan ÖZÇELİK: Gelecek haftaya Umre’ye gidiyormuşsunuz. Aman gelirken zemzem suyu da getirmeyi unutmayın. Zira bu sıralar ihtiyacımız her zamankinden daha fazla olabilir.

GÜNÜN SÖZÜ
‘Şimdi özelleştirmeyeceğiz’ diye diye kurumda özelleştirmeye gidiliyor. Kimi dağıtımın özelleştirilmesinden, kimi Türkiye’den kabloyla elektrik getirilmesinden söz ediyor. Niye imza atıp bizi de alet ettiniz?”
Mehmet Çakıcı

BİZİM TEMEL
Temel tavukçuluk yapmaya karar verir. Gider 250 tane civciv alır ve getirip ayaklarından tarlaya eker.
Sabah öldüklerini görür.
Herhalde ters taraftan ektim diye düşünerek ertesi gün de yine o kadar civciv alır ve bu sefer de kafalarından eker.
Sonuç yine hüsrandır.
Bir mektup yazarak durumu İstanbul'da veterinerlik fakültesindeki amcası Dursun'a bildirerek bilgi ister. Bir süre sonra cevap gelir: -
"Haçan sen oranın toprağından numune gönder de inceleteyum."

GÜNÜN FOTOGRAFI
Küçük prenses ve Osman Nazlı
eoMM5Q.jpg

 
Üst