Sanat ve yaşam

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
SANAT VE YAŞAM
Hazırlayan: Makbule ÖTÜKEN

Merhaba, değerli okurlarımız.
‘GÜVEN RADYO’nun “21 Aralık Mücadele Şehitlerini Anma Ve Soykırım Haftası” nedeniyle orta dereceli okul gençleri arasında gerçekleştirdiği ‘Varoluş Mücadelemizde Unutulmayanlar’ konulu Kompozisyon ve Şiir Yarışması etkinliğinde I.’lik ödülü alan “ Bir İhtiyarın Gözyaşları adlı kompozisyonla, II.’lik ödülü alan “Zeytin Dalı” adlı şiiri geçtiğimiz pazar yayınlamıştık. Bu Pazar da II.’lik ödülü alan kompozisyon ile I.’lik ödülü alan şiiri ve finale kalan bir şiiri daha sizlere sunmaktan gurur ve mutluluk duyarken; onları yetiştiren anne baba ve değerli öğretmenlerimize tebrik ve saygılarımızı sunuyoruz. Sevgili gençlerimizin, gerek kompozisyon gerekse şiirlerdeki duygu, düşünce ve olayları anlatma, ortya koymadaki başarıları hertürlü taktir ve tebriği hakketmiştir. Rado Güven’de, yarışmanın değerlendirildiği 24 Aralık 2008 de bu biribirinden değerli kompozisyon ve şiirleri bizzat gençlerin kendilerinden dinledim. Doğrusu, Değerlendirme Jürisinin gençlerimizin bu güzel çalışmalarını derecelendirirken oldukça zorlandıklarına tanık oldum. Tüm gençlerimizi kutluyor, bu tür yeteneklerini geliştirerek sürdürmelerini diliyorum.

II.’lik Ödülü alan kompozisyon:

“YUVA KURACAKTIM ANNE”

Her genç kızın en büyük hayaliydi yuva kurmak. Ama engellenecekti. 21 Aralık gecesi, sadece tek bir kurşunla küçücük dünyasının büyük hayali yüzükoyun yere yatırılacaktı. Büyük umutlarla aldığı beyaz gelinliği 21 Aralık gecesi kan kırmızısına boyanacaktı. O, bunları bilmiyordu. Tahmin bile edemiyecek kadar mutluluk sarhoşuydu.ta ki ışıl ışıl günler geçip de o kara gece gelene kadar…O kara gece gelip çatıverdi. Hiçbir şey sezdirmeden, hissettirmeden, sinsice geldi ve kor olup düştü küçücük bedenlerine, küçücük yüreklerine. İşte o kızın, kendi ağzından öyküsü:
“21 Aralık gecesiydi. Yüreğimde bir acı hissetmiştim. Ertesi gün, karanlık bir yerde gözlerimi açtığım zaman çok korkmuştum. Ben oldum olası karanlıktan korkarım. Siyah beni esir mi almıştı? Bağırıyordum. Kimse sesimi duymuyordu. Haykırıyordum. Belki annemsesimi duyar diye. O da sesimi duymuyordu. Gözlerimden yaşlar sicim gibi yağarken boğazım yırtılırcasına, yüreğim yerinden çıkarcasına haykırıyordum. Nafile!
Birdenbire kücücük bir aydınlık gördüm. O aydınlığın içinden annem bana doğru geliyordu. Nasıl heyecanlandım anlatamam. Yerimden kalkıp ona koşmak istedim. Ona sarılmak, sıcaklığını hissetmek…Aman Allahım! Sanki hiçbir yerim tutmuyordu. Yerimden kımıldayamıyordum. Sadece, annemin, ışığın içinden bana doru geldiğini görebiliyordum. Yanıma kadar geldi. Şimdi tutup beni kaldıracak, sımsıkı biribirimize sarılacağız diye düşündüm. Bir daha hiç ayrılmamacasına. Bir anda gözlerinde yaşlar olduğunu farkettim. O loş ışığın içinde görebildiğim kadarıyla. Da mutlu oldu beni bulduğuna diye düşündüm içimden. Haydi anne! Uzat ellerini. Tut. Çek, kaldır beni bu soğuk karanlık yerden
Beni tutup kaldırmak yerine sürekli sarstığını fark ettim. Biryadan ağlıyor, bir yandan da “haydi kalk kızım uyan. Daha gelin olacaksın. Yuva kuracaksın” diyerek sarsmaya devam ediyordu.
İşte ozaman fark ettirdi beynimdeki kıvrımlar neyin ne olduğunu. Üzerimdeki bembeyaz gelinliğim kıpkırmızıydı. Loş ışık öyle yansıtıyordu bana renkleri. Beyaz ve kırmızı. Müthiş bir dönüşüm.. Tıpkı bayrak gibi…
Ve ben o an anladım bayraklaştığımı. O an anladım sonsuz bir yolda olduğumu. O an anladım öldğümü.vurulmuştum. Bir kurşunun içine sığdırmılardı bütün ahallerimin yıkıntılarını. Bir kurşunun içine sığdırmışlardı ve çalmışlardı hayatımı benden ve sevdiklerimden.
Şimdi yavaş yavaş hatırlıyorum neler yaşadığımı. Beyaz gelinliğimle düğün salonundan içeri girmiştim. Herkes alkışlıyordu. Annem ağlıyordu. Ama bu kez mutluluk habercisiydi akan gözyaşları. Tebrik baladı. Herkes mutlu ve sağlıklı bir gelecek temennisi ile sıra sıra geçti önümden. Birden salondan içeriye davetsiz misafirler girdi. Pek çoğumuz fark etmedik davetsiz olduklarını. Ta ki ellerindeki silahları görene kadar. Mutluluk sesleri bir anda yerini çığlıklara, çığlıklar da tüfek seslerine bıraktı. Herkes kaçışıyordu. O kaçışma sırasında adresini şaşıran bir kurşun geldi ve tam hayallerimin en yoğun olduğu yere, geleceğime, güzel günlerime, mutluluklarımı biriktirdiğim kalbime saplanıverdi. Bir sıcaklık ardında bir üşüme ve yerdeydim.
Sonra canımın çok yandığını hissettim. Kanadı kırılmış bir güvercin gibi titriyordum. Beyaz bir güvercin. Barışın sembolü. Titrek.

Beni bırakmayın dediğimi hatırlıyorum son kez. Bir de iki damla yaş düştüğünü gözümden. Sonra o karanlık oda ve annemin ışık içinde gelişi.

Bundan böyle hiç kimse bunları yaşamayacak biliyorum. Ben şimdi çok uzakta bir yerdeyim. Sanıyorsunuz değilmi? Yanılıyorsunuz. Ben aslında hepinizin yanıbaşında, kalbinde, bedeninde, ruhundayım. Güzel ve huzurlu günler yaşadığınızı gördükçe inanın çok huzurlu oluyor içim. Tek özlemim sevdiklerime sarılamamak. Ama şunu da biliyorum: Ben belki erken ayrıldım aranızdan. Yarım kaldı hayallerim.. Fakat bir gün bir yerlerde mutlaka yine birleşecek ellerimiz. Hiç ayrılmamacasına. Ve tamamlanacak yarım kalan hayaller.

Gitmeyelim anne şimdi. Elveda demek gelmiyor içimden sana ama elveda. Sana ve tüm hayallerime.”

İşte, böylece noktalandı genç kızın öyküsü. İçimizden yüzlercesinin öyküsü bu. Bu günlerin rahatlığında, o günlerin sıkıntı ve hüzünleriyle yoğrulmuş bu öyküyü dinlerken bir kez daha anladık ki yok olan sadece küçücük bedenler. Oysa o ve onun gibi olan yüzlercesi, yürekleriyle, hayalleriyle ve en önemlisi özgürlük sevdalarıyla hala ramızda yaşamaya devam ediyorlar. Özgürce dalgalanan bayrağın her kıvrımında onlardan bir iz var. Ve o kıvrımlar sadece bayrakta değil nefes aldığımız sürece bizim yüreklerimizde de dalgalanmaya devam edecek. Sonsuza kadar.

NURŞEN GENÇLER
LEFKE GAZİ LİSESİ

I.’lik Ödülü alan Şiir:

Ağlama Kıbrıs’ım Artık Özğürsün

Küçücük bir adasın,
Akdeniz’in kucağında
Masmavi göğün, parlak güneşin altında.
Beyaz köpüklü dalgalarla yıkanan,
Asırlardır paylaşılamayan,
Üzerinde planlar yapılan.

Bu küçücük adada,
Bağımsız olma savaşında
Yıllarca katledilen Kıbrıs Türkü’sün.
Yolu kesilen, kaçırılıp katledilen
Kırk dört yıl sonra kemiklerine ulaşılansın.
Gömüldüğü mağaradan otuz üç yıl sonra,
İncir ağacı olarak meydana çıkansın.

Çok cefa çeken, Türklüğünden vazgeçmeyen
Bu ada benim ben de varım! Diyensin.

Üzülme Kıbrıs Türkü artık güçlüsün!
Ağlama Kıbrıs’ım artık özgürsün!

Ferdiye Özşahin
Kurtuşul Lisesi

ŞEHİT ÇOCUKTAN ANNESİNE

Bugün Sensiz üçüncü günüm anne.
Buraya geldiğim günden beri arıyorum seni;
Ama yoksun,
İlk gün çok ağladım anne.
Bir amca geldi yanıma,
“Ağlama kendinle gurur duy” dedi.
Ben şehit olmuşum anne.
Amcaya “şehit olmak ne demek?” diye sordum.
Vatanı için, sevdikleri için ölmek demekmiş.
Ben sizin için ölmüşüm anne.
Burada bir sürü şehit amcalar, teyzeler var.
Hiçbiri üzlümüyor anne.
Artık ben de üzülmüyorum.
Sadece seni ve evimizi çok özlüyorum anne.
Ben şehit olmuşum,
Şehitlik kutsalmış,
Şehitlik ölmek; ama boşuna ölmediğini bilmekmiş anne.
Benim için artık üzülme anne.
Ben bir şehit çocuğum
Ve öldüğüm için artık üzülmüyorum.

Onur Sekman
Kurtuluş Lisesi

clipimage002bv8.jpg



ATATÜRK’ÜN ULUSAL EGEMENLİKLE İLGİLİ SÖZLERİ

  • Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.
  • Ulusal egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur.
  • İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri görülemez; millet ve devletin şeref ve bağımsızlığı elde edilemez, insaf ve merhamet dilenmek gibi bir kural yoktur. Türk milleti ve Türkiye’nin çocukları, bunu bir an akıldan çıkarmamalıdır.
  • Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplumların hakkıdır.
  • Dünyada ve dünya milletleri arasında sükun, huzur ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın, huzurdan mahrumdur.
  • Türkiye’nin güvenini amaç edinen, hiçbir başka ulusun aleyhinde olmayan bir barış yolu, her zaman bizim ilkemiz olacaktır.
  • Biz Türkler, tarih boyunca hürriyet ve istiklal timsali olmuş bir milletiz.
  • Tam bağımsızlık denildiği zaman, doğal, siyasal, mali, adli, askeri, kültürel ve her alanda tam bağımsızlık anlaşılır.
  • Bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmaktan kurtulamaz.
  • Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlerin avıdır.
  • Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun kesin kararı ve direnişi kurtaracaktır.
  • Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.
  • Ya istiklal, ya ölüm.
Bizde bu vahşet tablolarını Kıbrıs’ta 1963’lerde yaşadık!….

Gazzede Son Nefeste Kelimeyi Şehadet Getirdi.

clipimage001cw5.jpg

Aralık 2008 Pazartesi 10:35

BEN GAZZEYİM
benim adım gazze
isyanım var aleme
kalbimizden vurdular bu defa
kalbimizin ta ortasından
içimizi yaktılar bu defa en terinden
kerbelaya döndü gazze
sarsıldık ilkin ezildik
sonra silkelenip dirildik
bir öfkeye kuşanıp
zalime bilendik
gazzeyi yurt
gazzeyi şehir
gazzeyi vatan edindik
kudüs sevdamız ezeldendi ezelden
lakin bugün kalplerimizden kurşun yedik
intifadaya kuşanıp dirildik
dünyanın gözünün önünde
yahudi işkalindeyiz
evet şehit ektik tarlalara
dünde ekmiştik yarında
ölümden korkumuz yok
şehadettir bizimki nasılsa...
benim adım gazze
bundandır ölüm bukadar
hoyrat dolaşır buralarda
benim adım kudüs
oyüzden özgürlük türküm dolaşır
tüm dünyada
henüz doğmamış bebekleri
düşman bilen zalimler var benim coğrafyamda
işkalci katiller var
cennet yurdum gazzenin bağrında
ben gazzeyim gazze ben
……………………………………..Nuran Mümine Bucak
 

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Cevap: Sanat ve yaşam

Şiiri ve kompoziyonu yazan arkadaşlarımızın gözlerinden öperim. Onları yetiştiren ailelerine ve öğretmnelerine sonsuz teşekkürler. Güzel yazıları buraya taşıdığınız için ayrıca sizede teşekkürler Makbule Hanım.
 
Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yürekleri VATAN SEVGİSİ ile çarpan bu çocuklarımızla gurur duyalım..

Değerli Mücahide Kardeşim Makbule Hanım,
K.K.T.C'de ki okullarımızda milli tarihimizin tarih kitaplarından çıkarıldığı bu dönemde, yüreklerinde ki vatan sevgisini yazılara ,şiirlere döken bu gençlerimizi tanımak bana inanılmaz bir mutluluk verdi hepsi ile gurur duydum..Ama en çok bu gençlerimizin varlığı ŞEHİTLERİMİZİN ruhunu şad etmiştir.Eğer bir sakıncası yoksa bu gençlerimizin sizden adreslerini rica ediyorum..Onlara yazmış olduğum kitaplardan göndererek teşekkür edeceğim..Bu çok önemli yarışmayı yazınıza konu yaptığınız ve bu onurlu gençleri bize tanıttığınız için size binlerce teşekkür..

En derin sevgi ve saygılarımla.

ATİLLA ÇİLİNGİR.
 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: Sanat ve yaşam

Kıbrıs'ta, Yavruvatanda yaşayan Türk Kardeşlerim emin olsunlar ki TMT ve Türk askeri olmasaydı, 1974 öncesinde olduğu gibi haince ortamlar olacak ve GAZZE şiiri gibi şiirler Yavruvatan için de yazılacaktı. Tanrı Korusun...
Böyle bir durumda olmamak için Atatürk'ün Ulusal Egemenlikle ilgili değerli sözlerini kalbe ve beyne nakşetmek ve şiar edinmek ve bu sözlerin rehberliğinde çalışmak, çok çalışmak gerektiği düşüncesindeyim.
Zaten bir Fransız insanının dediği gibi ; TÜRK ULUSU ATATÜRK'Ü TANRI'YA, GERİ KALANINI DA ATATÜRK'E BORÇLUDUR.
Değerli Makbule Hanım Kardeşimize değerli yazısı ve ekindeki dizeler için teşekkür ederim.
Tanrı Türk Ulus'unu Korusun ve Yüceltsin. Amin...
 
Son düzenleme:
Üst