NAZİF KURUCU
SARKOZY- MERKEL
“Bu ikisini Hitler ve Mareşal Peten gibi kol kola gösteren anlam dolu bir karikatürü; hangi gazete yayınlayacak?” diye; her gün tarıyorum tümünü… Yok! Hiçbir karikatürist sırıtıp durmakta olan haddinden fazla gururlu ve bize karşı saygısız, üstelik kötü amaçlı görüntüyü fark edemedi. Türkiye’ye karşıt bütün düşünce ve eylemler; onlar tarafından ısrarla sergileniyor. Ülkemizi Avrupa Birliğine almamak için, antlı ve yeminli bu ikili…
Gerçi A.B. temelini oluşturan, Çelik Birliği ve Ortak Pazar düşüncesini icat edenler, BE(Belçika), NE(Nederland- Çukur Ülke-Hollanda) , LÜKS (Lüksemburg)= Benelüks’tür.
Bu üç çukur ülke; Türkiye karşıtlığı ve cinsel başıboşluğunun da merkezi gibidir. Almanya ve Fransa bu ekibe sonradan katılıp Avrupa Ortak Pazarı’nı kurdular. Sonra da Avrupa Birliği’ne dönüştü projeleri. Sömürgeci Avrupa’da böyle bir eğilim eskiden de vardı. Napolyon ve sonra Hitler’in amacı da, bu projenin benzeriydi. İkisi de Avrupa’yı birleştirme amacındaydı. Sanılanın aksine, Napolyon’un projesi Almanlardan ve Hitlerin Projesi de, Fransızlardan dolaylı dertsek görmüştü.
Şimdi ise Sarkozy ve Merkel, dolaylı değil; açıktan işbirliği halindeler. O işbirliği en çok Türkiye karşıtlığı ile dikkat çekiyor. Napolyon ve Hitler’in işgal için kendilerini paraladıkları Rusya’ya bile; bize oldukları kadar düşman değil bunlar. Bizdeki teröre ve ayrılıkçı akımlarına verdikleri korkunç desteği, Rusya’yı ayrıştırmak için hiç sergilemiyorlar.
Enteresan bir gerçek var; seçim olmadığı zamanlar A.B. üyeliğimize doğrudan karşı çıkmayıp sözü geveleyen liderler; seçim yaklaşınca bize karşıt olmanın şampiyonu kesiliyor. Oy toplamanın en kestirme yolunun; Türkiye’ye düşmanlık olduğunu biliyorlar. Demek ki onların seçmenleri, bize tümden karşıt! Peki, biz o peşin hükümlü fanatik kalabalıklardan, nasıl “Evet” oyu alacağız? Olanaksız! A.B. üyeliğini bize vermeyeceklerini, tümünde yapılan son seçim de gösterdi. Irkçılar, faşistler ve bize düşmanlık yanlıları; oylarını ikiye üçe katladı. A.B üyeliği uğruna Türk halkının huzurunu ve çıkarlarını tehlikeye atanlar, iyi düşünmeli.
*Avrupa Birliğine hoş görünmek için, ülke çıkarlarını hiçe sayan yetkililer ve dış destekli yazarlar, hiç ders çıkarmıyor. Üyeliğimiz için her A.B. üyesi ayrı ayrı halk oylaması yapacak. Seçmenleri bu kadar karşıt ise; halk oylaması bizden yana çıkamaz!
*O halde, A.B’nin zararlı talimatlarına niçin boyun eğiyoruz? Niçin ülkemizde asayişi bozmayı amaçlayan zorlamalara, karşı gelmiyoruz?!
*Bu zararlı istekleri kanun haline getirirken; hiç olmazsa “Yürürlüğünün Avrupa Birliğine tam üye olmamız halinde işleyeceği” kuralını koymamız gerekirdi. Böyle bir şey inatla yapılmadı. Ülkemiz asayişi bozuldu; iç ve dış güvenliğimiz tehlikeye düştü. Ekonomi darbe yedi.
A.B üyeliğinin hayal olduğunu herkes biliyor. Belki de o yolda görünmenin, borç para bulmayı ve ulusal varlıklarımızı yabancılara daha kolay satabilmeyi sağlayacağını düşünüyorlar… Kim bilir? Fakaaat…
- Yüksek faizle dış borçlar bulmaya çabalayarak…
-Varlıklarımızı yabancılara satarak; yalancı bir refah yaratmış görünmenin büyük tehlikeleri ortada… Bu gidişte bir terslik var!
Alternatif büyük güçler (Çin, Rusya, Hindistan ve Brezilya) böyle bir yola sapmadılar. Kendi olanaklarını sömürgecilere kaptırmamaya çalıştılar. Ulusal kurumlarını satmadılar. Sömürgeci güçlerin, kendi iç işlerine karışmasına ve ulusal amaçlarına çomak sokmasına, izin vermediler. Biz ise tam tersini yapıyoruz.
Götürüldüğümüz yol yanlış! Yeniden ve iyice düşünmekte yarar var.