Sen Giderken...

  • Konbuyu başlatan SALUR
  • Başlangıç tarihi
  • Okuma süresi: 4:24

SALUR

Dost Üyeler
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
859
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
(the_aci_show)
Sen Giderken



Hayatıma gireceğin günü hiç düşünmemiştim daha önce. Bilemezdim senden önce bir insan en fazla ne kadar sevilebilir ve bir insan için en fazla nelerden vazgeçilebilir diye. İlk kez seninleyken öğrendim, içinin kıpır kıpır olup doyamam dediğin uykundan tamamen alıkoyabilmesini.

Seni severken; bir gün gidebileceğini, sensiz bir sabaha uyanabileceğimi de hiç düşünmemiştim. Rüyalarımda sabahlara kadar sarmal misali tutunurken aşka el ele, sabahları kalktığımda duvara boş boş bakıp rüya ile gerçeğin ayrımını yapmayı seninle öğrendim.

İnan ne ayrılışın benden, ne de yerime başkalarını koyuşun gidişin kadar üzmedi beni.
Ne kadar kırılsam da boş vermiş bakışlarına, dalga geçen sahiplenmelerine yine de gece yatarken yatağıma gülümsemeye çalıştım halime. Komik durumlara düşerken günden güne, bir olgunluğa erişmiş olmanın sevincini yaşadım aklımca.

Bir tek gidişindi beni böylesine hırçın böylesine savunmasız ve böylesine yalnız hissettiren.

Artık farklı bir şehirde uyanacak, başka insanlarla dost olacaktın. Sevdiklerinde başkaları, dalga geçerek aldattıklarında başkaları olacaktı. Avuçlarına tutunamayacak olan ben, her uyanışıma lanetler yağdıracak her sabır çekişime utanacaktım.

Ve sen gidiyordun

Arabana binerken gözümün önünde ve utanmadan arkandan su döken birileri varken yanı başında ben el gibiydim uzaktan, seyrediyordum gitmeni.

Gel desen gelecektim bilirsin ama gitme desem de defalarca durduramadım seni, hatta geciktiremedim bile yolculuk saatini.
İlk verdiğin dakika ile ayrıldın bu şehirden, evet kabus gibiydi.

Yine de bir umut bende ki uzanmıştım varlığına, vazgeçecek diye umutlandırdım kendimi. İçimdeki sıkıntıya hakim olamıyordum sadece, ruhumdaki sessizlikten korkuyordum.
Hiç unutmam gidişine saniyeler kalayı
Ve senin o çok sevdiklerinle vedalaşmalarını
Bir tek ben yoktum su dökenler el sallayanlar ve hafiften gözleri sulananlar arasında.
Seni en çok sevdiğini söyleyen bile benim kadar mutsuz değildi o an.
Şöyle dönüp baktın pencereme doğru. Sandın ki yoktum işte, ben de unutmuştum gitmişti diye. Sen kendi kendine gidiyordun, bense bir yerlerde vakit geçiriyordum, o anki düşüncelerine göre.

Ama hiç öyle değildi gerçekler.
Perdenin arkasında hapsolmuş bedenimin sana son kez kendini gösterecek gücü kalmamıştı.
Ağlamak bile değildi o an yaptığım.
Bir ölüye bile verilen hıçkırıklar değildi sessizce haykırdığım.
Sana öyle yalvarıyordu ki içim gitmeyesin diye, bilmiyordun.
Sarılmadan boynuna, verdim seni yollara. Son saniyelerindi bu şehirde, kapı açıldı ve bindin arabana. Bir kez daha baktın pencereme, göremedin haykıran yüzümü.
Nasıl çıkacaktım karşına o kadar çaresiz bilemedim.

Ve sen gittin
Ben mi? Kimine göre ağlıyor kimine göre yok oluyordum.
Şimdi sokaklar sen kokmayacaktı.
Dışarı her çıkışımda seni görme ihtimalinden uzaktım.
Ne olursa olsun buluşma imkanımız yoktu artık.
Ne kadar erken uyanırsam uyanayım varlığını hissedemeyecektim yanımda, çünkü her an görebildiğim seni kaybetmiştim.

Razıydım, gözümün önünde başka bir aşkın içinde kelebek misali uçmana yada benim en kuvvetli düşmanım olduğunu dünyaya duyurmana.
Ama yaşadığını bilmeliydim.
Sen benden gidemezdin, şehrimden de gitmemeliydin.
Ben şimdi seni koyduğum kaldırımlardan hangisine olmadığını anlatabilirdim.
Şimdi ellerimi umutsuzluğa doğru nasıl bırakabilirdim.
Yolun sonuna gelmiştik. Hikaye sürüyor fakat yol bitmişti, ne yani şimdi bunca yıldır geldiğim bu yorucu, zahmetli, ben dolu, sen gizli kaldırımlardan yeniden mi geçecektim hem de bambaşka bir sonuçla. Ne diyecektim kaldırımlara! Olmadı, bir daha ki sefere mi ekeceğim çiçekleri yol kenarlarına mı, yada sökeceğiz sizleri hadi başka sokağa Ne diyecektim sensizliği anlatmak için.

Seni tanımazken ben, ne avuçlarına bu kadar muhtaç öleceğimi tahmin edebilirdim, ne de her ölüme sen gibi dokunacağımı.
Yokluğun öyle korkutuyor ki gözümü
Ne yokluğunun içine gömülmeyi anlayabiliyor bedenim ne de varlığında özgürce dolaşarak başka bir âlemde olmayı.
Seni sevmeden önce bu dünyada mezarsız ölüyü kalbimde taşıyabileceğimi bilmiyordum ben.
Ve sen gitmiştin artık
Ben yarınlara ne diye uyanacaktım.
Acaba hayatımın tüm anlamlarının bir ucunu sana bir ucunu geleceğe bağlamakla hata mı etmiştim.
Şimdi ne sen vardın ne de gelecek.
Gelecek olan her şey senin izinde gitmişti bile.

Asıl yalnızlık şimdi başlıyordu. Peki, ne zaman bitecekti.

Yoksa bu ayrılık şimdiki beni mi hazırlıyordu

Senin gidişin ile gelen ben aynı yolun farklı uçları mıydık?
 
Üst