ŞEYTANI MELEK GÖSTERMEK VE ENTRİKA!...
Her Pazar akşamı saat 20.00 de “ ATV” kanalında yayınlanan “Kayıp Prenses” adlı dizi’yi kaçırmamaya çalışıyorum. Çocuk dizisi sanılıyor ve sanırım daha çok da çocuklar tarafından izleniyor ama, hiç de öyle değil. Aslında yetişkinlerin, politikacıların, kısacası her meslekten insanın, önemli dersler çıkarabileceği, düşündürücü mesajlarla dolu, “fantastik drama” türündeki Kayıp Prenses.
“Güneş ülkesi”nin komutanı olan Aron’un; güzel kraliçe Defne’ye olan aşkı yüzünden, maiyetindeki büyücüleri de kullanarak, Defne’ye, eşi Selime ve kızı Duru’ya yaptığı kötülüklerin anlatıldığı dizide, Selim’in aklını çelmek için evine gönderdiği yaşlı ve çirkin cadı İris’in, güzel ve iyi yürekli genç kadın görünümü altında sergilediği entrikalar gerçekten izlenmeğe değer. Dizinin 2008’in son pazarındaki bölümünde; bin bir entrika, kötülük ve büyülere karşın nihayet, eşi Selim’le buluşmak için randevulaştığını öğrenen Aron’un baş büyücüsü vasıtası ile, Defne ve Selim’in ortak anılarını hafızalarından silmesi merakla beklenen buluşmayı adeta kabusa dönüştürür.
****
Bu tarz dizilerden herkesin kendine göre bir takım sonuçlar çıkarması mümkün..Benim çıkarabildiğim en ilginç sonuç; çirkin, yaşlı bir cadı olan; her türlü entrikanın ve kötülüğün sembolü İris’in, büyücü sayesinde, genç, güzel ve iyilik yapmağa çalışan bir kadın görünümüne sokulmuş olması..Bir diğer çok önemli sonuç ise insanların hafızalarının silinmesi sayesinde yol açılan trajik sonuçlar..
Bu noktadan itibaren, bu sonuçların günümüzle yada yaşantımızla, nasıl bir bağlantısı var diye düşünenler olabilir..Hemen söyleyelim..Malum bir takım çevreler; tam bir Türk düşmanı ve ırkcılık düzeyinde bir Rum fanatiği olan Hristofyas’ı allayıp pullayıp; Kıbrıs Türkü’ne ‘barış’ taraftarı, ‘Kıbrıslı Türk dostu’ bir siyasetçi olarak takdim edip duruyorlar ya! Bu adama “dün güvendik, bugün de güveniyoruz, yarın da güvenmeye devam edeceğiz” diyorlar ya! “Onun çözüm istediği konusunda ikna olduk” diyorlar ya! “Yoldaş’ın Kıbrıslı Türklere bir düşmanlığı yok; Onun karşı olduğu Türkiye ve kolonizasyon” diyorlar ya! ‘yoldaş, yoldaş’ diye bağırlarına basıp, içki alemlerinde omuzlarında taşıyorlar ya! Daha ne diyelim; Kıbrıs Türk Halkından gizli olarak düzenli aralıklarla partisi Akel ile görüşmeler yapıp kaderimizle oynamaya çalışıyorlar ya!
O da ne yapsın, içimizdekiler tarafından adeta ‘melek’ kılığına sokulduğu, ‘şeytan’ kişiliği ile Kıbrıs Türküne elinden gelen her türlü kötülüğü yapıyor ve yapmaya da devam ediyor.
ABD ve AB’nin aynen Karanlıkların efendisi ARON’nun, seven iki insan arasındaki birlikteliklerine ait geçmişi hafızalarından sildirmesi misali; toplum hafızamızı yani TARİHİ GEÇMİŞİMİZİ yok etmeyi hedef alan, planlı ve sistematik çalışmaları sonucu adeta hafıza kaybına uğrayan, kimi gazeteciler, kimi aydınlar, kimi sivil toplum örgütü yöneticileri ve politikacılar sayesinde, Hristofyas içimizden ciddi tepkiler almayacağından artık o kadar emin ki; niyetinin ne olduğunu gizleme gereği dahi duymuyor..
Bazı Kıbrıslı Türklere yapmakta olduğu yardımların bile, Kıbrıs Türklerini Türkiye’den koparmak için siyaseten yaptığını bile böbürlene, böbürlene söyleyebiliyor!
İnsan ister istemez; “Kayıp Prenses” dizisindeki büyücülerin, çirkinlik ve kötülük timsali ‘İris’i güzel ve iyiliksever kılığına sokmaları sonucu yaşanan trajedileri ve ARON’un ‘hafıza’ silme işlemlerinin yol açtığı sonuçları günümüze ve içinden geçtiğimiz sürece taşımadan edemiyor doğrusu! Kayıp Prenses de sevgi galip gelir, Karanlıkların Efendisi ARON, büyücü başı ve cadı İRİS’in amacına son anda ulaşamayıp cezalarını çekerler mi bilmiyorum.
Söz konusu Fantastik dramanın akıllı olduğu kadar, şirin ve iyi niyetli Kayıp Prensi Duru ki Selim ve Defne’nin birlikteliklerinin sevgi ve saygıya dayalı mücadelelerinin en anlamlı ortak ürünü. Aynen Kıbrıs Türkünün ulusal mücadelesi sonucu gerçekleştirdiği kutsal vatan topraklarında kurduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gibi.. Bizde de aynen Dizi de olduğu gibi Anavatan Türkiye ve ulusal geçmişimizle ilgili bağlar, iki toplumlu etkinliklerle genç kuşakların hafızalarından silinirken, Defne, Selim, Duru örneği acı sonlar ufukta görünüyor. Umarız halkımız bu tür entrikaları çeviren Melek kılıklı şeytanları, berhava ederek Devletine geleceğine sahip çıkar.