Şikâyet Sepeti...

Seyyan Uzunoğlu

Onursal Üye
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
194
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ŞİKÂYET SEPETİ...

Değerli okurları. Avrupa’nın birçok ülkelerinde, çalışanların hoşnut olmadıkları, kendilerini rahatsız eden olay veya durumları yazılı olarak attıkları bir kutu olur. Bu, her müessesede olmasa da, birçok büyük fabrikalarda, restoranlarda ve dairelerde vardır. Herkes şikâyetini veya fikirlerini yazıp bu kutulara atar. Bunu, bilhassa da büyük Marketlerde, büyük alış-veriş merkezlerinde görebiliriz.

Yeni bir ürün tanıtıldığı zaman da durum aynıdır. Herkesin fikri sorulur ve bu, müşteri tarafından ya tanıtım esnasında sözlü olarak sunucuya arz edilir yahut da yazılır ve şikâyet/fikirler kutusuna atılır. Böylelikle halkın fikirleri kale alınmış, şikâyetlerini gidermek için çareler aranmış veya yeni ürüne gerektiğince ya ilaveler yapılmış yahut da şurası burası değiştirilmiş olur…

Şimdi de gelelim bunu neden yazdığıma.

Gerçi Yayın Yönetmenlerimiz siyasi ve birçok vurgun ve yolsuzluk vs vakalar gibi büyük önem taşıyan meseleleri, aleyhlerine davalar açılmasına rağmen araştırıp manşete taşımakta, halkımızı bilgilendirmekte ve çok iyi de neticeler almakta. Ayrıca hemen her YeniVOLKAN Gazetesi yazarı da köşelerinde bu gibi konuları irdelemekte, yorumlamaktadır da, vatandaşın her günkü meselelerindeki şikâyet ve kaygılarının da giderilmesi gerekir... Ve hemen her gün dikkatsizlik ve vurdumduymazlık yüzünden husule gelen trafik kazalarını göz önünde bulundurursak, trafik de hafife alınacak bir konu değildir. Sürücülerin yapmakta oldukları dikkatsizlik ve yanlışlar ise sepet değil, sepetler doldurur…

Evet. Eğer ki bizde de böyle bir şikâyet/fikirler sepeti olsaydı – ki, olması da gerekir bence, çünkü kimsenin şikâyet etmek için bir yerlerde saatlerce bekleyecek vakti de yoktur - biz bu hangi şikâyetlerle hangi fikirlerle doldururduk? Kim bundan sorumlu olurdu? Kim okur, kim halkın isteklerini, fikirlerini ve şikâyetlerini kale alırdı? Yoksa hemen her yönden yaşamakta olduğumuz kargaşalar yüzünden, bunlar da mı boşuna bir çaba olurdu?

Geçenlerde, süratin 50 km olması gereken bir yolda, yanımdan belki de 100 km saatte geçen bir araç yolu kullanmakta olan diğer sürücülere resmen korkulu anlar yaşatıyor; arabaların arasından zig-zaglar çizerek adeta uçuyordu. Ancak plaka numarasını okumak mümkün değildi. Normal (standart) harfler ve numaralarla yazılmış olsaydı muhakkak ki okuyabilecektim. Çünkü fırtına gibi gelişini önceden duymuş ve özellikle numarasını almak için hazırlanmış, göreceğim ilk trafik memuruna veya gerekirse merkeze şikâyet etmeye neredeyse yemin etmiştim… Olamazdı bu kadar sorumsuzluk bu kadar trafik canavarlığı! Neyse ki, Günay Hocam da benzeri bir olay yaşamış ki; benden önce davranmış ve bu hususu “Araç Plakalarındaki Tutarsızlık Devletimize Yakışmıyor” başlıkla bugünkü köşe yazısına taşımış… İlave etmem gereken bir başka husus var ki; o da, arabamın çatlamış ön plakasını değiştirmek için gittiğim müessesede, süslü püslü yazılmış araba plakalarının standart olması gerektiğini söylediğim zaman, sorumlu Bayan “Ne yapalım, öyle isterler. Yapmazsak başka yere giderler, müşteri kaybederiz.” Deyiverdi… O zaman araba plakası yapan müesseselere de bu ülkenin yasalarını, trafik standartlarını öğretmek gerekir.

Bitmedi. Bir başka husus daha vardır ki, bu deminkinden de beter. Trafikteki PLAKASIZ arabalar! Diyelim ki gümrükten yeni çıkmış da A’dan B’ye gitmesi şart. O zaman bu araçlara, yola çıkmadan GEÇİCİ bir plaka takmak o kadar mı zor yani? Farz edelim ki yolda birilerine çarpmış ve durmamış. Ama vatandaş bunun plakasını da alamamış, çünkü aracın PLAKASI YOK! Ciddi olalım Tanrı aşkına, ciddi!
 

Ahmet Gülay

Onursal Üye
Katılım
28 Eki 2010
Mesajlar
67
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Şikâyet Sepeti...

Sevgili ablacığım, Avrupa'da "şikayet sepeti" olarak şikayetlerin atıldığı yer, bizde "şikayet kutusu" olarak tanımlanır ve bazı yerlerde de kullanılır.Önemli olan şikayetinizin değerlendirilmesi ve tedbir alınmasıdır. Kaç kez hepimiz de yazılarımızla birçok konuda sorumluların dikkatini çektiğimiz halde tek bir tedbir alınmıştır veya düzeltillmiştir? Belki de bazan şikayet ettiğiniz konuda siz suçlu olmuşsunuzdur. Ciddiyet ve müşteri memnuniyeti diye sözde varolan sözcükler bu memleketin lugatında mevcut değildir. İşte sıradan yaşıyoruz. Ama yine de dikkatli olmak lazım. Gümbürtüye gitmemek için sessiz kalmayı tercih etmelisiniz. Selamlar
 
Üst