Şimdi Tam Da Karar Zamanı!..

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ŞİMDİ TAM DA KARAR ZAMANI!..

Yine kritik bir eşiğe geldik..

Bunca yıldır yapılan müzakerelerden bir sonuç çıkmamıştır.

Zaman zaman da dillendirildiği gibi Kıbrıs sorununun görüşülmeyen, konuşulmayan, tartışılmayan ve müzakeresi yapılmayan hiçbir yönü kalmamıştır.

Buna rağmen ortada uzlaşmaya varılan hiçbir ciddi konu yok.

Bunun nedeniyse gayet açık!

BM Güvenlik Konseyi aldığı tek yanlı ve tarafgir kararlarla; Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortaklarından birini tüm Kıbrıs’ın meşru hükümeti ilan ederken diğer ortağı adeta yok saymıştır.

BM Güvenlik Konseyi bununla da yetinmemiştir!

Kıbrıs Türk Halkı’nın uzun yıllar süren dışlanmışlık karşısında; haklı olarak bin bir sıkıntılar, çileler ve fedakarlıklar sonucu kendi hür iradesi ile oluşturduğu Devleti’nin de tanınmasının önüne takoz koymuştur.

O gün bu gündür de Rumlar; ya Kıbrıs Türk Halkı’nın bir Helen devletine dönüştürülen Güneydeki idareye bir azınlık olarak iltihak etmesini veya zamanla kendi içinden çökertilerek dağılıp yok olmasını hedeflemektedir.

Rumlar zamana oynuyor; denildiğinde boşuna söylenmiyor.

Adamlar zaman içinde; dış güç odaklarının da yardım ve destekleriyle amaçlarına ulaşmanın hesaplarını yapıyorlar.

Üstelik Uluslararası anlaşmalar hilafına bir de AB üyesi yapıldılar. Hem de Bütün Kıbrıs’ı temsil sıfatıyla..

Birine hukuken kendine ait olmayan bir yetkiyi, bir hakkı, adalet ve hak dağıtması gereken uluslar arası örgütler altın tepsi içinde sunmuşsa; elbette ki tepe tepe bu hak edilmemiş, gayrı meşru statülerini yaşatmak için ellerindeki bütün olanakları kullanacaklar.

Biz açıkça söylüyoruz.!

Sürüklenerek, çözüme ya da uzlaşmaya ihtiyacımız vardır savı üzerinden hareket ederek, Kıbrıs Türk Halkı’nın bu topraklardaki meşru haklarını garantiye alabilecek bir anlaşmaya varılabileceğini umuyorsak; ham bir hayal içindeyiz demektir.

Ve biz yine ısrarla ve açıkça söylüyoruz.

BM’nin aldığı kararlar esas alınarak bir çözüm kanalını kabullenmişsek bu kanalın sonunda ışık değil, tam bir felaket ve yok oluş bizi beklemektedir demektir!

Şimdi gelinen noktaya ve getirilmek istendiğimiz oyuna bakın siz!

Önce BM Genel Sekreteri son oyundan söz etti. Müzakerelerde doğal bir takvim olarak Rumların AB dönem başkanı olacağı 1 Temmuz tarihini işaret etti.

İşte bu tarihten önce; uluslar arası konferansın çağrılacağı da dillendirildi.

Peki, sonuç ne oldu?

Rumların uluslar arası konferansa ‘hayır’ı ve Güvenlik Konseyindeki destekçileri sayesinde Sn. Ban Ki Moon’un bütün sözlerini yalamak zorunda bırakıldığı anlaşılıyor.

Görünen odur ki; uluslar arsı bir konferans fikri artık rafa kaldırıldı. Belki de derin dondurucuya konuldu!

Müzakerelerin 1 Temmuzdan sonra da devam ettirilmesinde çabalar sarf ediliyor.

Hatta daha da ileri gidilerek; BM’nin yönetim, mülkiyet ve vatandaşlık konularında öneri paketi hazırlayıp taraflara sunduğu; Hristofyas’ın bu öneri paketini alma gereği bile duymadığı; buna karşılık Türk tarafının uzlaşmaz taraf görünmeme adına paketi alıp; BM temsilcileriyle görüşmeler yaptığı ileri sürülüyor. Bu ne derece gerçektir bilmiyoruz.

Bu paketin ‘çapraz oy’un Türk tarafınca kabulü ve mülkiyetle toprak meselesinde Rumları tatmin edecek bir öz taşıdığı anlaşılıyor.

Ankara’da yapılan zirvede nelerin konuşulduğu açıklanmamakla birlikte her halde BM’nin sunduğu öneri paketi ele alınmıştır.

Aslında gelinen bu kritik eşikte; uzlaşır taraf anlayışıyla Rum’a verilecek her taviz beraberinde yeni tavizleri getirecektir. Özellikle ‘çapraz oy’un hangi formül altında olursa olsun kabulü; iki halklılığı, iki bölgeliliği, iki demokrasiyi ve iki ayrı kurucu devlet gerçeğini tamamen ortadan kaldırıp bizi üniter devlet zeminine çekecek son derece yanlış bir adım olacaktır. İşin özü çapraz oyla Kıbrıs Türk Halkının iradesi Rum’un ipoteği altına sokulacaktır. Aman ha dikkat!

Eğer Türk tarafı olarak 1 Temmuzun bir milat olacağını açıklamışsak ve bu tarihten itibaren Kıbrıs Türkü’nün çözümsüzlüğün mahkumu olarak yaşatılamayacağını ve B Planı’nın uygulamaya konacağını söylemişsek en azından bu kez olsun; gerilemeyelim…

Yeter artık! Rum’un elinde oyuncak olmaktan bıktık usandık!
 
Üst