Yiğitliği ne sandın, dağda nâra atmak mı?
Yoksa bir yosma için kaldırımda yatmak mı?
Sarhoş olup yollarda soytarıca bağırmak
Senin layığın budur, bununla övün ahmak!
Bu uruk senin gibi hainlerin yüzünden
Neler çekti bir düşün, neler gitti elinden?
Senin için düşünmek can vermekten daha zor
Fındık kadar beynini küçük emellere yor
Nice yıldır aynı halt, aynı bozuk soysunuz
Yaşınız yüz olsa da fikriyatta toysunuz
Bilmemekte inatçı, öğrenmekte gariban
Tıpkı senin gibiydi o soysuz said baban
O'ndan aldığın emir seni böyle söyleten
O densiz risaleler kansızlığı öğreten
Bunca uzun senedir hep peşinden gittiniz
Hani sizin yurdunuz, hani pislik diliniz?
Arap-Fars'ın kırdığı nesil böyledir ancak
Ne söz var anlaşılan, ne zevk var paylaşacak
Tanrı bile biçimsiz yaratmış çehrenizi
Kitaplar inkâr etmiş o bozuk lehçenizi
Zannetme ki sadece soysuzlara kinim var
Sana kardeş diyenler, senden beter kansızlar
Bu kansızlık öyle bir sarmış ki insanlığı
Söyler, fakat bilmezler edilen aptallığı
Divan-ı muhacirler kurar kendi evinde
Hırsızlara taç takıp, mebus yapar ilinde
Irk demeye çekinir korkar kendi neslinden
Askere kafa tutup takdir bekler hasmından
Ve nihayet uzanır elleri birbirine
Bayramlaşıp iki dost, söverler milletine
Uyan artık Türkoğlu! Gidiyor kutlu vatan
Kabirde âh ediyor nice kefensiz yatan
Sana ne dedi ecdat, hiç mi aklına gelmez?
"Atsız yere düşmekle bu bayrak yere inmez!"