Sümbülü Kurutmak...

Sümbülü kurutmak ne demek sen bilir misin?

Bana verilmiş en güzel görevdir "Sümbülü Kurutmak" ve asmak ve vazoya koymak, gelince sevgili görsün diye. Yapamadım ben, kurutamadım istediği gibi sevdamın.

Sümbülü kurutmak her babayiğidin harcı olmadığını anladım o kadar bulutları sırtladığım halde ve ezilmediğim halde... Bu başka bir olaymış "Sümbülü kurutmak"

Affet, kurutamadığım ve öldürdüğüm için...

Bana verilen talimatları yerine getirdiğimin inancında olsam da kurumadılar sevdalım gibi...

Vay be.. Gece gece cidden hiç yapmayacağım bir şeyi yaptım.. Uzun zaman sonra unuttuklarımı hatırladım.. Yazanın da yayınlayanın da yüreğine sağlık.

Neşeli şeylerin hepsini öldürdüm YESEVİ, ben insanları sevmeyen bir adamım.

YESEVİ; bu lafları bir Dostumun tavsiyesi ile gittiğim insanlardan da duymuştum. Senden de duyarım fark etmez. Sinoplu Diyojen'in bir lafı vardı Büyük İskender'e hatırlarmısın;
"Gölge etme başka ihsan istemem"

YESEVİ; ne demek istediğini anlayamadım Ben Gökhan BOZKURT nam-ı diğer ÇAĞATAY, meslekdaşım demekle neyi kastediyorsun? Benim durumuma üzüleceğin ne var? Ben 8 sene olmuş o senin dediğin mesleği bırakalı, takdir taltif dolu şanlı mesleğimi. Ne demek istediğini buraya açıkça yazbilirsin burası benim evim.

ÇAĞATAY' Alıntı:

YESEVİ; bu lafları bir Dostumun tavsiyesi ile gittiğim insanlardan da duymuştum. Senden de duyarım fark etmez. Eflatun'un bir lafı vardı Büyük İskender'e hatırlarmısın;
"Gölge etme başka ihsan istemem"

Genişletmek için tıkla ...

Bu dünyanın bir sonu olmasaydı bütün elemlerin de bir anlamı olurdu..

YESEVİ; hakkımdaki tüm düşüncelerin için teşekkür ederim. Lakin, benim kimseye ihtiyacım yok, hele hele tavsiyelere, yol göstermelere, ben yolumu çizmişim, bu yoldan dışarı çıkmam. Bu yol sizin bildiğiniz yollardan değil ölümüne yürürüm doğru bildiğim yoldan tamam mı Koçum!

İnsan Küçük Şeylerden Neşe Duyabilmeli ,Mutlu olmalı.

Küçük derelerdir büyük nehirleri oluşturan​

Küçük mutluluklar, küçük, küçücük derelerdir​

Büyük nehri ararken üzerinden atladığın​

Arkana dönüp de bakmadığın​

Küçük mutluluklar​

Çıtır çıtır Kızılay simitidir, çayın yanında​

Aniden radyoda karşına çıkan şarkı​

Kar yağınca tatil olan okul​

Başarılı bir rejimin birinci günü​

Sokakta sevebildiğin kedi​

Yürüyen güvercinin kafası​

Tenekedeki fesleğen​

Kurumuş çamaşırlar, bir kış ikindisi​

Geri gelen elektrik​

Babanın hikayeleri​

Annenin yemeği​

Tamir ettiğin alet​

Yeşil tişörtün, yatarken giydiğin​

Bir dostun başarısı, neler çektiğini bildiğin​

Elini sımsıkı tutan minik el​

Dudağında ıslık yürüdüğün yol​

Birden çıktığın yolculuk​

Sana açılan kapılar​

Sana kapıyı açanlar​

Hoş gelenler​

Hoş buldukların​

Yalnız kalabilmek - dilediğinde​

Kavuşabilmek - özlediğinde​

.​

.​

.​

(Gerisini ve milyonlarca satırı boş bırakıyorum;​

kendi küçük mutluluklarını yazman,​

bundan da küçücük bir mutluluk duyman dileğiyle...)

Yalçın Ergir​