Suriye ile Savaşmak mı?

Salim Doğan

Onursal Üye
Katılım
7 Nis 2012
Mesajlar
52
Tepkime puanı
0
Puanları
0
SURİYE İLE SAVAŞMAK MI?

Türkiye Suriye ile savaşacak mı? bu soru hem Türkiye, hem de Dünya gündeminin merkezine oturmuş durumdadır. Suriye ile savaşımın gerekçesi bu ülkede demokrasi yok, insanlar ölüyor, bir de bu insanlar suni mezhebinden. İş öyle olunca kız alıp vermişiz akrabayız biz Suriye deki sınır, köyleriyle kasabalarıyla. Aslında Irak’ın da benzer sorunları vardı. Orada da demokrasi yoktu, insanlara eziyet ediyorlardı ancak bizim yerimize dünyanın öte ucundan Amerika geliverdi bir buçuk milyon Müslüman öldürerek Irak’ı ırk ve mezheplere bölerek demokrasi getirdi öyle mi? Şimdi bu kutsal görev artık Türkiye’ye düşmektedir. Çünkü Türkiye Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanlığını yürütmektedir. Bunlar basit, halkı yönlendirecek ve gerçekleri görmesini engelleyecek çarpıtmalardır.

Siyaset bilimciler diyor ki; Suriye düşerse İran düşer, İran düşerse Türkiye düşer. Suriye de emperyalizmin sahip olacağı petrol alanları yok madenleri kayda değer değil ama Suriye de mevcut yönetimi bir tehdit olarak görüyor ve ortadan kaldırmak istiyor. Suriye yönetimi de Mısır’dan Libya’dan tecrübe edindiği gibi arkasında Rusya, Çin, İran gibi güçlü devletler sayesinde emperyalizme kolay lokma olmak istemiyor. Suriye’nin emperyalizme engeli nedir ki. Ya da Suriye düşerse Amerikan emperyalizmi ne kazanır. Bilindiği gibi Büyük Ortadoğu Projesinin uygulamasında sınırları değişecek ülkeler arasında Türkiye de var. Devletler ırk ve inanç temelinde parçalanarak emperyalizme bağımlı federasyonlar oluşturup Kuzey Afrika ve Ortadoğu’nun kaynaklarına kolayca sahip olmak istiyorlar. Bu hastalık bulaşıcıdır ve eninde sonunda bize bulaşacaktır.

Türkiye Güneydoğu Anadolu sınırında PKK ile ikinci cepheyi açacak. Haberlerden edinilen bilgilere göre sınırda Suriye birliklerinin boşalttığı yerlere peşmerge yerleşerek Büyük Ortadoğu Projesini kapsamında Akdeniz’e ulaşmak istiyor. Türkiye PKK ile savaşmak için bu bölgeye girmek isteyecektir. Benim aklıma hemen tarihte yaşanmış bir olay geldi. İngiltere Osmanlı İmparatorluğu'nun sipariş ettiği iki zırhlıyı Osmanlı İmparatorluğu'na teslim etmekten vazgeçer. Rauf Orbay ve ekibi Londra'dan eli boş döner. Kalabalık bir İngiliz donanmasının Çanakkale Boğazı'na kadar kovaladığıGobenveBreslavadlı iki Alman zırhlısının Çanakkale Boğazı'ndan geçmesine izin verilir. İki gemi 11 Ağustos'ta İstanbul'a gelir. İngiltere'nin bu durumu yansızlığın ihlali olarak değerlendiren bir nota vermesi üzerine, Alman zırhlıları Osmanlı donanmasınca 'satın alınmış' ve gemi mürettebatı fes giydirilerek Osmanlı hizmetine alınmıştır. Goben (Yavuz Muharebe Kruvazörü), Breslau ise (Midilli Kruvazörü) ismini almıştır. 26 Ekimde Osmanlı donanması bir keşif tatbikatı için hazırlanma emri aldı ve ertesi gün toplanma bölgelerine gitmek için Haydarpaşa'dan ayrılır. 28 Ekimde Osmanlı filosu 4 ayrı görev gücüne ayrılarak Rusya kıyılarında farklı hedeflere yönelir. Koramiral Souchon 29 ekim 1914 sabah 6:30'da 3 Osmanlı destoreyerinin refakatinde bulunan Goeben ileSivastopol’deki kıyı bataryalarına ateş açılır. Vikpedi. Suriye ile savaş koşulları da o günkü ortama benzemektedir.

Bu savaşta kazanan kayıtsız ve şartsız İsrail olacaktır.Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Sözde Kürdistan haritası Irak ile Suriye’nin Kuzeyinden bir deniz koridoru açmak. Diğer taraftan Doğu Anadolu’da Sivas ve Erzurum’u da Karadeniz koridoru ile Güneyde Adana ve Mersini içine alan Yahudilerin kutsal topraklarını kazanılmış olacaktır. Bu gerçekleşmek üzere olan binlerce yıllık bir rüyadır. Bahsedilen toprakların sınırlarında Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinin tamamı da yer almaktadır. Bu planlarını Abdülhamit Döneminde açıkça dile getirmişlerdir. Doğu ve Güney doğu Anadolu bölgelerinde toprak satın alma taleplerini Abdulhamid reddetmiştir. (Çünkü Sultan Abdulhamid bu satışları istemelerinin nedenini çok iyi biliyordu, dönemin en mükemmel istihbarat teşkilatına sahipti)

Türkiye ile Suriye arasında olacakmış gibi görülen bu savaş üçüncü dünya savaşına doğru gitmektedir. Bu yenidünya düzeninin en büyük haçlı savaşı olacaktır. Bugün yaşanmakta olan uluslar arası dezenformasyon sayesinde insanoğlu Yahudilerin bu oyununun farkına varamamıştır. Amerika Birleşik Devletlerini, İngiltere’nin yönetiminde yetkin kişiler Yahudilerdir. Dünyayı kana bulayan CFR örgütünün amacı Vaat edilmiş kutsal toprakları, Kenan ülkesini fethetmeye programlanmıştır. Büyük Ortadoğu Projesi aslında bir Yahudi projesidir. Ancak ben şuna inanıyorum ki bu gün yurdumuzu yönetenler oynanmakta olan bu oyunun farkına varacaklardır. Bu oyunu Türkiye bozabilir. Her şeye rağmen dünya ekonomisine yön veren, Yahudilerin amaçlarına ulaşması engellenebilir. Türkler dünya tarihinde çığır açmış köklü bir ulustur. Yeryüzünün en büyük imparatorluklarını kuran, tarihin akışına yön veren Türkler bu günde aslına dönebilir. Tarihin akışına yeniden yön verebilir.

Türk ulusu Suriye ile yapılacak olan bir savaşa karşı olduğunu her fırsatta söylemektedir. Yakın zamanda Irak’ın işgaliyle edinilen tecrübeler bizi doğru düşünmeye sevk edecektir. Dün emperyalizme karşı verilen savaşlarda Mustafa Kemal Atatürk’ün resimlerini yakasına takan uluslar teker teker yine emperyalizmin saldırısına uğramıştır. Her biri bir Mustafa Kemal olan Türk gençliği onun izinde ilkeleri ve devrimleri ışığında doğru yolu bulacak. “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesiyle bölgeye huzur gelecektir. Sen yine de her duruma karşı uyanık olmalısın Türk gençliği.
 
Üst