Tasavvuf dinin neresinde ?

Firuze

Dost Üyeler
Katılım
18 Tem 2011
Mesajlar
1,270
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Maviliklerde
Her müslümanın, inanç ve ibadet esaslarını öğrendikten sonra ihlâsı öğrenmesi şarttır.Yani ALLAH Teala'ya riyasız, yapmacıksız,samimi kul olmayı da öğrenmesi gerekir.çevremizdeki ilişkilerde samimiyet, dürüstlük nasıl ki seviliyor, takdirle karşılanıyorsa, ALLAH Teala'yla irtibatımızda da samimi, içten olmamız bizi O'na daha yakın kılar.

Muaz b.Cebel(r.a.)Hazretlerinin rivayet ettiği bir hadis-i şerifin bildirdiği üzere,
yedinci kat semadaki melekleribadetlerimizi, işlerimizi kontrol eder.ALLAH için ihlaslı olup olmadıklarına bakarlar.Riyalı, yalancı, samimiyetsiz işler yukarılara çıkmayıp geri çevirilir.

İhlâsı edinmek için alınan eğitime, tahsile Tasavvuf denir.Tasavvuf eğitimi, taşı pirinçten ayıklamak gibi ibadetlerimizi de riyadan arındırmayı gaye edinmiştir.Usülüne uygun davrananları güzel ahlak sahibi yapar.

İmkanımız olmasına rağmen farz olan dini bilgileri öğrenmezsek günahkar oluruz.İhlasın öğrenilmesi de böylesine önemlidir.Bir din alimi bile olsan ihlası öğrenmemişsen hataya düşersin.Mesela şeytan, alimleri önce hizmete teşvik eder, sonra da :''senin gibi konuşan, b,lgili, cemaati çok olanbaşka bir hoca daha yok!''diyerek riyakar eder, cehenneme sürükler.

Bu yüzden cahil olsun alim olsun herkesin Tasavvufa ihtiyacı var.Tasavvuf dinden ayrı değildir.Kaynağı dindir ve makbul bir dindarlığı yaşamaya en büyük yardımcıdır.Mesela hasedin ve kendini beğenmişliğin ne olduğunu öğrenmeden, bu iki kötü huydan kurtulmadan yapılan ibadetlernasıl semalara yükselecektir.Aksine, bu iki kötü huy ateşin odunu yakıp kül ettiği gibi yapılan ibadetlere zarar verir.

Tasavvuf,İlmin iki kısmını da şart koşar.Öncelikle en azından temel dini bilgilere sahip olmak, kendi kanaatiyle değil de dinin bildirdiği şekliyle haramı helali, farzı nafileyi ayırt edip günlük hayatında ona göre hareket etmek, iç dünyasında ise tasavvufun usülleriyle gayret edip ahlakını güzelleştirmek...

İlimsiz, bilgisiz dervişlik şeytana maskara olmaya yol açar.Derviş olan bir eliyle ALLAH
'ın emirlerini ve kitaplarını okur, diğer eliyle kendi ahlakına bakar.Gününü başkalarının kusurlarıyla uğraşarak geçiren kişilerin yaptığı dervişlik değildir.

Halbuki Tasavvuf ehli olanlar her zaman insanlar arasındaki ilişkileriyde yapıcılıklarıyla bilinegelmişlerdir.Güzel ahlakı edinmeye çalışırken toplum düzeninin de temel taşı olurlar.İnsanlar arasında fitneye yol açabilecek konulardan uzak dururlar.Herkesin iyi halini ister, kötü durumlara düşmelerini istemezler.

Bunların kamil,olgun insanlara has havranışlar olduğu ortadadır.Bu kemalatın mal mülk çokluğuyla, makamla mevkiyle hiçbir alakası yok.ZAhir ilimde ilerlemiş olmak da tek başınayeterli değildir.İlmin çoğalması kibri getirdiyse bu bela olur.İlim arttıkça kibir yerine tevazu artmalıdır, halim selim olmalıdır.İlmi arttıkça ameli de artmalıdır.Ameli arttıkça zühd ve vera sahibi olmak gerekir.İlmi artan kimsenin ameli artmayıp kibir ve riyası artıyorsa onunki sadece ezbere bir ilimdir.Fetva verecek bilgiye sahiptir, fakat asıl ilimden yoksundur.Asıl ilimden murad, kulun kendini ve Rabbini bilmesi, ALLAH
t
an korkupO'nu arzulamasıdır.Bu da nefsi ıslah edip güzel ahlâkı edinmedikçe gerçekleşmez...

Mehmet ILDIRAR



 
Üst