TC Kökenli Vatandaşlara İbadet Engeli

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
TC KÖKENLİ VATANDAŞLARA İBADET ENGELİ

Din İşleri Başkanlığı tarafından Larnaka’daki Hala Sultan Tekkesinde organize edilen Kadir Gecesi kutlama programına katılmak isteyen TC kökenli vatandaşlar yine Rum engeline takılmışlar.

Ben bu filmin yıllar önce ki ilk versiyonunun figüranlarındanım. Hatta Gazetemiz Volkan’da yazmaya başlamama da bu olay vesile olmuştu. Şimdi sizlere o günden bu güne Rumlarda anlaşma adına en ufak bir ilerleme veya iyi niyet sayılabilecek hiçbir adım atılmadığını ispatlayan yazımı, sizlerle yeniden paylaşmak istiyorum.

“ALDATILAN TC. KÖKENLİ KKTC VATANDAŞLARI

Milliyetçi Adalet Partisi’nin girişimleri ile 11 Eylül 2004 tarihinde Miraç Kandili nedeniyle güneyde bulunan Hala Sultan Tekkesi’n de mevlit okutulması için bütün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlarına bir çağrı yapıldı. Vatandaşların büyük bir kısmının bu çağrıya uyarak bu kutsal yerde okutulacak olan Mevlidi Şerife katılmak üzere güneye geçmek için İçişleri Bakanlığından alınan özel izinle Metehan Sınır Kapısına geldikleri fakat burada çoğunluğun T.C. kökenlilerden oluştuğu anlaşılınca Rum Polisleri tarafından güneye geçmelerinin engellenmiş olduğu bütün halkımızın dikkatinden kaçmamıştır. Dikkatlerden kaçmayan bir şey daha vardı o gün, oda bu sınırdan geçirilmeyen halkımızın orada yaptığı çağrıya kulaklarını tıkayan hükümetimizin duyarsızlığı idi.

Şimdi Sayın Hükümet başkanımıza ve Sayın, bu işin iznini veren İçişleri Bakanı’na orada mağdur edilen halkımız adına soruyoruz. Büyük bir istek ve sevinçle Mete Han sınır kapısını dolduran o vatandaşlarımızın, O Kutsal yere geçişleri engellenirken neredeydiler. Referandum öncesi “ EVET” derseniz hepiniz AB vatandaşı olacaksınız diyen Sayın Başbakanımız orada bulunan ve bu yalan vaatlere kanan vatandaşlarının hakkını savunmak için niçin vatandaşının yanına gelip, bu onurlu direnişe katılıp, hakkımızı aramadı. Bu nasıl bir zihniyettir ki o vatandaşımız dedikleri insanlar orada geçmek için çırpınırken hükümetimiz nasıl bu denli duyarsız kalıp, halkının yanında olmayı bile düşünemediler. Kaldı ki bu hak, anlaşma olayı ortaya atılmadan öncede gerek 1571 göçmenleri, Gerekse 1974 göçmenlerince de defalarca kullanılmıştı. Peki, şimdi ne olmuştu da daha öne kullanılan bu hak elimizden alınıp, T.C. kökenliler geçemez diye bize sınırlarını kapatmışlardı.

Sayın vatandaşlarım olan şudur. Rumlar kesinlikle burada T.C. kökenlileri istememektedir ve ne yazıktır ki, Hükümetimizde Rumların bu insanlık dışı isteğine karşı çıkacak cesareti gösterememiştir. Çünkü onlarda buradaki T.C kökenlilere tahammül etmekte zorlanmaktadırlar. Eğer zoraki bir tahammül gösteriyorlarsa oda ufukta görünen erken seçim nedeniyledir. Yine T.C kökenlilerin oylarını alarak iktidara gelip tek başlarına bu işi kökünden halletmek içindir.

Sayın Talat, orada toplanan vatandaşlar hiçbir fraksiyon anlayışı gütmeden yalnız dini vecibelerini yerine getirmek için güneye geçmek istemişlerdi. Sizin bu olay karşısında bu denli duyarsız kalarak, üstelik vatandaşın üzerine çevik kuvvetini de yollayarak engellemede bulunmanız yerine sizin de o anda devleti temsil eden o vatandaşların yanında bulunup bu haksızlığa engel olmak için gerekli girişimleri yapmanız gerekmez miydi? Hiçbir parti ayrımı yapmadan tüm Rum partilerine dostane bir şekilde kucak açarken, K.K.T.C.’nin resmi bir partisi konumunda olan bir Partinin bu girişiminden niye bu kadar gocundunuz ve Rum’un engeline takılan, her şeye rağmen oylarını almayı başardığınız halkınıza niye destek çıkmadınız. Yoksa o vatandaşlarımız dediğiniz insanlar, seçimlerde vatandaş sayılıp, diğer zamanlarda ise, “Napalım AB istemiyor bizde anlaşma için buna uymak zorundayız.” Diye bir kenara atılan yurttaşlıkları şaibeli T.C. kökenliler mi oluyor. Siz ki kimlik göstermeden sınırdan geçmek isteyen bir Rum milletvekiline halkımızın vergileri ile almış olduğunuz makam arabasını da O Milletvekilinin altına tahsis ederek “ O benim misafirimdir.” Diyerek bütün K.K.T.C. kurallarını hiçe sayarak sınırdan geçmesini sağladınız.

MAP.’sinin hiçbir ayrım yapmadan gerçekleştirmiş olduğu bu Hala Sultan Camiinde okutulmak istenen Mevlidi Şerifin engellenmesi, ne hükümet kanadından, nede muhalefet kanadından olumlu bir tepki ile karşılanmamıştır. Üstelik Dışişleri Bakanımız Sayın Denktaş tarafından da “bu dini bir olay değil, politik bir olaydır” diye algılanması da şu acı gerçeği bir kez daha gözler önüne sermiştir ki T.C. kökenli vatandaşlarımız, hem Rum Hükümeti hem de Kendi hükümetimiz tarafından istenilmemektedir. Kuzey Kıbrıs’ta tek bir vatandaşlık vardır. Oda KKTC vatandaşlığı olup, bu vatandaşlığı sonuna dek savunacağımızı ve bu çifte standart uygulamalarına bir an evvel son verilmesi gerektiğini, Sayın Talat hükümetine bir kez daha hatırlatmayı en vazgeçilmez vatandaşlık haklarından bir olarak görüyorum.

Şu da unutulmamalıdır: burada bu ayrımı yapmanın barış barış diye öz benliğini kaybedenlere barıştan çok hüsran getireceği de bir gerçektir. Mühim olan içte barışı tesis etmektir. Ulu Önder ATATÜRK’ÜN dediği gibi “YURTTA SULH CİHANDA SULH “ sözünden hareketle önce kendi yurdunda barışı sağla; ayrım gözetmeksizin bütün vatandaşlarına aynı ölçüde hak tanıyıp, sonra dünyada barış havariliğine soyunun Sayın BARIŞSEVERLER “

Yorumu size bırakıyorum...


Ayla Berkin
27.08.2011

 
Üst