Temenni Ederim ki AB Yanlışından Döner !

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
“TEMENNİ EDERİM Kİ AB YANLIŞINDAN DÖNER”!

Evet, bu sözler Türkiye Başbakanı Sayın Erdoğan’a ait. Bu sözleri 66.dönem BM Genel Kurulu üst düzey toplantılarına katılmak üzere gittiği New York'ta ünlü gazeteci Charlie Rose'un televizyon programın da Rose'un Türkiye ve dünya gündemine ilişkin sorularını yanıtlarken sarf etmiştir.

Sayın Erdoğan ayrıca, BM Genel Kurulunda Rumların son girişimleri hakkında ki görüşlerini belirtirken, BM üyesi ülkelere çağrıda bulunarak, Rum yönetiminin sadece adada değil, tüm bölgede gerginliğe neden olabilecek bu girişimlerinin durdurulması yönünde etkin çaba sarf etmelerini istedi. Erdoğan, “Aksi takdirde biz de gereğini yapacağız” dedi.

Erdoğan’ın oldukça sert bir dille yaptığı konuşma da Özetle: Yarım asırdır devam eden sorunun artık adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüme kavuşmasını istediklerini, Türk Tarafının, 2004 yılında ki BM planında belirtilen parametrelere evet diyerek, çözüm yolunda iradesini ortaya koyduğunu söylemiştir. Erdoğan, Türklerin buna rağmen izolasyondan kurutulamadığını da belirterek, müzakerelerin bu yılsonuna kadar bitirilerek gelecek yılın başında ise referandumlarla onaylanmasını takiben birleşik yeni Kıbrıs’ın Avrupa Birliği içinde yerini alması için Türkiye olarak her türlü desteği vermeye devam edeceklerini belirtmiştir.

Bu konuşma çok güzel, güzel olduğu kadar da haklı bir davanın savunması olarak tarihteki yerini almıştır. Evet, Garantör ülke olarak Türkiye haklarını kullanacağını bir kez daha BM’ye ve dünyaya duyurmuştur. Hatta bu hakkını kullanmaya başlamıştır bile Kıta Sahanlığı Anlaşması ile.

Asıl kaygılandığım nokta şu! Bu konuşma BM üyesi ülkeler üzerinde ne kadar etkili oldu acaba. Yıllardır Sayın Erdoğan çeşitli Genel kurullarda, bu tür konuşmalar yapıyor ve Türkiye halkı ile KKTC halkı üzerinde çok olumlu etkileri oluyor. KKTC halkı olarak Ana Vatanımızın Başbakanının hakkımızı araması, bizlerin içine büyük bir güven verirken, Türkiye Cumhuriyetinin halkını da gururlandırmaktadır. Peki, yıllardır bu verilen sözler, yapılan tehditlerin hangisi tutuldu. Biz tehdit ettik, onlar söz verdi fakat Rumlarda en ufak bir değişiklik olmadı.

Ambargoya layık görülen KKTC oldu. AB sürecinde, sürekli Kıbrıs konusu önüne getirilerek önü kapatılan da Türkiye oldu.

Aslında Sayın Erdoğan’ın BM Genel Kurulunda yaptığı konuşma gayet normal ve haklı bir konuşmaydı. Dinleyicilerde dinler görünüyordu. Fakat korkarım ki o kadar. Dinlediler, ertesi gün gazeteler yorumladı. Kısa bir süre gündemi meşgul edecektir. Hepsi o kadar.

Ne BM, ne ABD, ne de AB Rum’a bir yaptırım uygulamayacaktır. Yaptırım uygulayacak olsalardı zaten bu müzakere süreci bu kadar sürmezdi. Yaptırım uygulayacak olsalardı zaten Rum tarafını Kıbrıs’ta bir anlaşma olmadan AB’ye üye yapmazlardı. Tek taraflı Akdeniz’de Petrol ve doğal gaz aramasına izin vermezlerdi henüz müzakereler sürerken.

Biz bunların hepsini biliyoruz. Türkiye de biliyor peki biz ne olmasını bekliyoruz bu ortamda. İşte onu bilmiyoruz ve bilmeden günlük kahramanlıklarla oyalanıyoruz. Biz oyalanırken dünya coğrafyasında daha doğrusu Asya’nın bir bölümünü de içine alan Orta Doğu coğrafyasında bir takım değişiklikler oluyor, bizi de etkileyen fakat biz henüz bu değişikliklerin tam farkına varamıyoruz. Çünkü kendi siyasi durumumuzda ki gel gitler buna engel oluyor. Üstelik Garantörümüz, Anavatanımız olan Türkiye’nin de son yıllarda ki dünya siyasetinde ki yükselişi de bu değişimin altında yatanları görmemizi engelliyor.

Son yıllarda fark etsek de, etmesek de Ulus Devlet anlayışı özellikle Türkiye üzerinde silinmeye başlamıştır. Küreselleşme kavramı Ulus Devlet kavramının yerini almaya başlamıştır. Özellikle Türkiye üzerinde oynanmaktadır bu oyun. Bu oyun oynanırken de Türkiye’de küreselleşmenin etkileri de yapay olarak kendini belli etmeye başlamıştır. Türkiye dünya siyasetinde ve ekonomisinde çok büyük bir yükseliş göstermesine rağmen, neden hala ne AB üyeliğinde, ne de Kıbrıs meselesinde gözle görülür bir ilerleme kaydedememiştir. Evet, ortada bir AB yanlışı var. Var ama Sayın Erdoğan bu yanlışı yalnız biz görüyoruz nedense!


Ayla Berkin
24.09.2011