TMK’yı Askıya Almakla Kalmamalı; TMK’yı Asmalı !!!

Seyyan Uzunoğlu

Onursal Üye
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
194
Tepkime puanı
0
Puanları
0
TMK’yı ASKIYA ALMAKLA KALMAMALI; TMK’yı ASMALI !!!

Evet değerli okurlarım. Bugünkü yazım için aslında “Yapmağa mı, yıkmağa mı?” başlığında karar kılmıştım. Ancak; 7 Temmuz, Salı -Yeni VOLKAN Gazetesi’nin manşetindeki: “TMK’yı askıya alın” cümlesiyle fikrimi değiştirdim. Kıbrıs Türk Mücahitler Derneği’nin bu çağrısına biraz ‘güç’ katmak gereğini; askıya alacağımıza; bu uyduruk, bu AB’nin yan komisyoncusu; Rum kardeşlerinin kayırıcısı, Türke zarar Rumâ yarar icraatlar için var olan; ancak benim devletimin maaşlarıyla cart-curt eden bu komisyoncuları, pardon komisyonu askıya almak değil; ASMAK gerektiğini düşündüm. Çünkü 1975 nüfus mübadelesi döneminde, Rumların göçerken diyelim; Türkleri, kaçarken ve kaçtıktan sonra da öldürebilmek için kalleşçe şuraya buraya mayın yerleştirdikleri gibi; Talat’ın hala ruhani lideri olduğu devrilmiş CTP Hükümeti’nin de giderayak devletin tüm olanaklarını yağmalamak; hazineyi tam takır etmekten maada; yüklü bir borç altına da sokma yöntemleri düşmanı aratmayacak biçimdedir maalesef. Şimdi, ve üstlik yine Talat-CTP v.s.nin kurmuş oldukları TMK – Taşınmaz Mal Komisyonu: - Manda Komisyonu – vasıtasıyla; henüz fırsat varken devleti daha da batağa sokmaya; dünyaya bizim haksız, Rum’un haklı olduğunu ve onlara mal ve savaş tazminatı ödemekle ‘işgalci’, ‘suçlu’ olduğumuzu kabul ettiğimizin mesajını gavuroğullarından da başarılı bir şekilde vermekte olan bu komisyoncu mandacıları; askıya almakla yetinmeyip asmalıyız aslında! Kaybetmeyi bir türlü hazmedemeyen Talat-CTP ikilisinin; - burada Talat’ı da saymışım çünkü ha Talat ha CTP - yeni hükümetin işini daha da zora sokmak için giriştikleri bu affedilmez; bu ancak bir düşmandan beklenen kalleşçe icraatlar; bu kancıkça davranışlarla; bu imansız Talat-CTP ikilisi, başa gelirken, bu devleti yapmak için mi yoksa yıkmak için mi geldiklerinin, veya getirildiklerinin, fark etmez; aslında ekmeğini yedikleri bu devleti ve halkını soymaya, batırmaya, yıkmaya getirildiklerinin açık ve kesin cevabıdır bence.

Şimdi, gerek Talat’ın Başbakan olduğu dönemde; gerekse çeşit yalan dolan vaatler ve tutmayacaklarını bile bile bu halka vermiş ancak bir tekini bile tutmadıkları sözlerle; hükümetin her köşesini, her kalesini işgal ederek iktidara geldiklerinden bu güne bu devlete de, bu halka ve ülkeye de vermiş oldukları zarar ziyanları burada saymak olası değil. Zaten daha önce de defalarca yazdığım gibi halk bütün bunları ezberlemiş durumda artık. Ve, bu imansız Talat-CTP ikilisinin elinden illallah çekmiş bu halk; verilecek vaatler her ne büyüklükte olursa olsun; söylenecek yalanlar her ne kadar süslü ve aldatıcı olursa olsun; bu imansız Talat-CTP ikilisine bir daha asla kanmayacaklarını; ve 19 Nisan iradelerini açıkça ortaya koymakla da kendilerini ve tamsiliyetlerini de istemediklerini kanıtlamışlardır.

Şimdi; “Talat’ın Kıbrıs Türk Halkı’nı temsil yetkisi TARTIŞILIR hale geldi” ifadesine de bir ilavre yapmak; biraz eleştirmek istiyorum burada. Talat’ın tek başına – veya kendi seçtiği; Rumla birleşme sevdalısı müsteşarı çocuk ve bir avuç CTP militanıyla - Kıbrıs Türklerini temsil etme; hala büyüsü altında olduğu yoldaşı sahtekar Hristo ile ve kendi aklınca gizli-saklı kararlar alma; Kıbrıs Türk Halkı’nın ezici çoğunluğunu oluşturup, devletten, egemenlikten ve vatan topraklarından; Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden; tek güvencesi Mehmetçiğinin sonsuza dek adada kalmasından yana olan; ve, TC’den ‘hoş gelmiş’ kardeşlerinin asla pazarlık konusu olmasını kabul etmeyen halktan ve meclisten onay almaksızın bu güne dek almış olduğu; Hristo yoldaşının emirlerine boyun eğip kabul ettiği, imzaladığı kararlara bakılırsa; Talat’ın Türk Halkı’nı temsil etme yetkisi TARTIŞILIR hale geldi değil; ASLA KABUL EDİLEMEZ olduğuna; ve üstelik sadece temsilcilikten de değil; işgal etmekte ve istismar etmekte olduğu makamından da kulağından tutularak DERHAL AZLEDİLMESİ gerektiğine inanıyorum.

Haliyle; ‘imam henüz elde iken’ misali; Talat-CTP v.s. ‘nin kurmuş oldukları ve AB emrindeki Manda Komiyoncuların; Kıbrıs Türk Halkı’nın iradesine ve Ulusalcı Hükümet’e rağmen; hala bugün gavuroğullarına 434 dönüm devlet topraklarını ve üstüne üstlük 4 milyon Euro kullanım kaybı ve manevi tazminat ödeyebilmesi; ne anlaşılabilinir ne de kabul edilebilinir bir gaflettir. Dolayısıyla hükümetten, irademize saygı gösterilmesini ve bu yağmacılığın ivedilikle durdurulmasını; haklarımıza, topraklarımıza ve devletimize sahip çıkılmasını sadece hatırlatmak için dile getirmiyoruz; göreve gelirken vermiş oldukları sözlere ve duruşlarına sahip çıkmalarını; halkın beklentilerini ivedilikle yerine getirmelerini ısrarla talep ediyoruz!!!
 
Üst