TPAO Da Arama Yapacak !

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
TPAO DA ARAMA YAPACAK !

Nihayet isabetli bir karar verildi. Evet, onlar mademki kendi Münhasır Ekonomik Bölgelerinde çalışmalar yapacaklar. Biz niye yapmayalım kendi Münhasır Ekonomik Bölgemizde. Biz de bir devlet değil miyiz? Bizim de kendi denizimizde petrol arama hakkımız var. Bizimde kıta sahanlığımız var ve burada istediğimiz araştırmayı yapmaya muktedir değil miyiz? Nihayet bunu anladık herhalde ve eğer sözde kalmazsa bu çalışmayı bizde başlatacağız gibi görünüyor.

Rumların 1 Ekim’de doğalgaz arama konusunda sondaj çalışmalarının başlayacağını açıklamasından sonra, ilan ettiği münhasır ekonomik bölgesine sondaj çalışmalarını yapacak Platformu da yerleştirmesi Türkiye ve KKTC’yi yeni kararlar almaya zorlamıştır. Rum Yönetimi’nin adanın güneyinde sondaj faaliyetlerine başlaması halinde, Türkiye ve KKTC’ de kendi aralarında Kıta Sahanlığını Sınırlandırma Anlaşması yapılacağını bildirmişlerdi. Rum tarafının bu faaliyete başlaması sonucunda, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na adanın etrafındaki deniz sahalarında arama ruhsatı vermesi konusunda ilke mutabakatına varıldığı bildirilmiştir. Rumlar geri adım atmazsa TPAO’na doğalgaz arama yetkisi verilecektir.

Olması gereken de buydu. Yıllardır biz kendi devletimiz adına bu ada da, bize yapın denilenleri değil, yapmamız gerekenleri yapsaydık, müzakereler şimdi daha başka bir boyutta olurdu.

Savaş çıkartmaya gerek yok. Akdeniz’de suları ısıtmaya da gerek yok zaten. Akdeniz’in suları hep sıcak. O halde değişik taktikler ve değişik politikalarla bu ısınacak olan suyu soğutabiliriz. Türkiye kendi kara sularında bu araştırma yetkisine sahip. KKTC ile de anlaşarak bu kıta sahanlığı sınırlandırma anlaşması yapması da gayet normaldir. Her ne kadar TC dünya tarafından tanınmasa da mademki Türkiye tarafından tanınıyor, Türkiye de tüm dünya tarafından tanınan bir ülke hatta şimdilerde Akdeniz ülkeleri arasındaki halklar tarafından da büyük bir beğeni toplamasını da hesaba katarsak, bu araştırmayı büyük bir rahatlıkla yapabilir. Aslında bu iş KKTC’nin kendisini kanıtlaması bakımından da, adını duyurması açısından da çok işimize yarayacaktır.

Kısasa kısas yapmak gereken haller vardır. Bu durum bazen çok tehlikeli durumları bile bir anda uzlaşmaya çevirebilir. Bu biraz da kesin irade ortaya koymakla ilintilidir. Bu güne dek gerek müzakerelerde, gerekse KKTC’yi tanıtma yolunda kesin irademizi ortaya koyamadığımız için hala bu yolda bir arpa boyu bile ilerleyemedik. Aksine bin arpa boyu geriledik.

İnşallah la maşallahla olacak işler değil bunlar ama ben yine de İnşallah bu anlaşma ve kararlılık sözde kalmaz diyorum. Onlar yapacaklarsa bizde yaparız diyorum.

Bu konuda AB ve ABD tarafından Rum tarafına bir destek olduğunu biliyoruz. Rum tarafı a bunu gayet güzel kendi lehine kullanmaktadır.

Evet, Rumların destek gördüğü zaten bilinen bir gerçek! Bu destekçilerin net bir tavır ortaya koymadıkları da zaten biliniyor. Yani tavşana kaç Tazıya da tut diyorlar. Bunu da biliyoruz. Bilinmeyen iki nokta var Türkiye’nin enerji politikası ve yukarıda alınan karar da ne kadar gerçekçi olduğu. Türkiye enerji politikasında, aslında kendi sınırları içinde bulunan yer altı kaynaklarının çoğunu kullanamamaktadır. Bu kaynaklar ABD veya Almanya tarafından kapatılmış rezerv olarak tutulmaktadır. Onların izni olmadan bu zenginlikler kullanılamamaktadır. O zaman akıllara şöyle bir soru gelmektedir. Şimdi Türkiye bu iradeyi sonuna dek gösterebilecek mi?

Aslında bu konuda Kıta sahanlığı sınırlandırma anlaşması, silahlı tehditler den daha etkili bir yoldur. Türkiye’yi AB sürecinde sürekli veto tehdidi altında tutan Rum tarafını da daha dikkatli olmaya sevk edecek bir girişimdir.

Ülkeler kendi çıkarlarını korurken komşularının da çıkarlarını düşünmek zorundaysa, Rumlar da buna uymak zorundadır. Uymayana da bunu anlatmanın savaştan başka yolları da vardır. Örneğin KKTC ve Türkiye arasında Kıta Sahanlığı Sınırlandırılması anlaşması gibi!

Türkiye ve KKTC bundan böyle sanırım daha dikkatli ve daha istikrarlı bir yol izleyecekler ve bu konuda KKTC’nin devlet olarak kabul görmesi yolunda tüm girişimleri yapmaktan kaçınmayacaktır.

Müzakerelerin hızlandırıldığı şu günlerde Rumların sondaj çalışmalarına da hız vermeleri bize bir işaret olmalı. Bizde poker masasında yapılan blöf gibi Rumların yaptığı bu blöfü görüp, onlar kaçarken kağıtlarımızı açmadan eli kazanmalıyız. Aksi takdirde onların blöfünü biz görürsek sürekli kaybederek, elimizde bulunanlardan da olacağımız aşikardır.


Ayla Berkin
17.09.2011

 
Üst