Türk Dünyası Medya Formu (1/2)

Prof. Dr. Ata ATUN

Onursal Üye
Katılım
9 Nis 2008
Mesajlar
806
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Kıbrıs
Web sitesi
www.ataatun.com
Türk Dünyası Medya Formu (1/2)​
Bugün dördüncüsünü gerçekleştirdiğimiz Türk Dili Konuşan Ülkeler ve Topluluklar Medya Forumunun kurulması fikri 2008 yılında oluşmaya başlamış, kuruluş çalışmaları da 2007 yılında başlamıştır.

2007 yılında, özelikle benim fiilen içinde var olduğum ve gözlemlediğim siyasi bir olayın farklı bir yorumla ve kendi işlerine geldiği şekilde batı dünyasında etkili olan bir haber ajansı tarafından dünya medyasına servis edilmesi, bende bu olayı doğru olduğu şekliyle nasıl Türk dünyası kamuoyuna duyurabilirim soru işaretinin oluşmasına neden olmuştur.

2007 yılında Yalova Folklor Eğitim Merkezi’nin Yalova'da düzenlediği 1. Türk Dünyası Gazeteciler Buluşmasına Batı Trakya, Azerbaycan, Afganistan, Irak, Suriye, Kazakistan, Kırgızistan, Yakutistan, Gagauzya ve Çuvaşistan’dan gazeteci arkadaşlar da katılmışlardı.

Kendi aramızda yaptığımızda sohbetlerde, dış ülkelerde yaşayan Türklerle ilgili konularda, o ülkenin devlet ajanslarından gelen haberlerle, Türk meslektaşlardan gelen haberler arasında farklılıklar olduğu konusunu ben açınca sohbet derinleşmiş ve sonucunda “Türk Dünyası Gazeteciler Birliği” kurulması fikri oluşmuştu beyinlerde, özellikle de bende.

2008 yılında Yalova’da yapılan 2. Türk Dünyası Gazeteciler Buluşması'nda benim önerimle, “Türk Dünyası Gazeteciler Birliğini” kurmak için bir Tüzük hazırlanması ve çalışmalar yapılması gündeme gelmişti. İçinde “Türk” kelimesi geçen Birlik veya Derneklerin Türkiye Cumhuriyeti’nde hemen kurulabilmesine olanak olmadığı için derneği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) kurarak hayata geçirme görevini ben üstlenmiştim.

2009 yılında Yalova’da yapılan 3. Türk Dünyası Gazeteciler Buluşması'nda KKTC’de yabancıların Dernek veya Birlik kurmaları veya üye olmaları yasak olduğundan“Türk Dünyası Gazeteciler Birliğini”nin “Klüp” olarak kaydının yapılması konusunu katılımcıların bilgisine getirdim.

Bu birliğin Türkiye Cumhuriyeti devleti bilgisi dahilinde ve Türkiye Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanlığı bünyesinde veya desteğinde kurmanın çok daha sağlam bir yapı oluşturacağı önerim oybirliği ile kabul edilince, T.C. Dışişleri Bakanlığı ile görüşme görevi bana verildi.

Dönemin T.C. Dış İşleri Bakanlığı Müsteşarı, kıymetli dostum ve ağabey gibi sevdiğim Sayın Büyükelçi Ertuğrul Apakan beyi telefon ile aradım ve görüşmek için randevu aldım. 2 hafta sonra Ankara’ya giderek Ertuğrul beyle bir görüşme yaparak konuyu kendisine açtım. “Dışişleri bakanlığı olarak konuyu çok ciddi buluyoruz. 1 ay sonra hazırlığını yap ve gel” demesi üzerine de tüm hazırlıklarımı tamamlayıp 1 ay sonra tekrar kendisini ziyaret gittim. Sayın Apakan beni, Türk dili konuşan ülkeler ile ilgili dairelerin tüm başkan ve yardımcılarından oluşan büyük bir ekip ile karşıladı. Verdiğim brifingden sonra Sayın Apakan’a son şeklini verdiğim “Amaç Bildirgesi” ile “Tüzük Taslağını” sundum. Böylesi bir düşünce ve girişimden çok memnun olduklarını dile getirerek, konuyu inceledikten sonra benimle tekrar temas kuracaklarını belirttiler.

Kısa bir müddet sonra önce beni T.C. Başbakanlığından sonra da Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünden (BYEGM) beni aradılar...


Prof. Dr. Ata ATUN
17 Kasım 2014
 

Prof. Dr. Ata ATUN

Onursal Üye
Katılım
9 Nis 2008
Mesajlar
806
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Kıbrıs
Web sitesi
www.ataatun.com
Cevap: Türk Dünyası Medya Formu (2/2)

Türk Dünyası Medya Formu (2/2)
Başbakanlıkta katıldığım toplantıda, konunun çok ciddi ve Türk dünyasına katkılarda bulunacak bir düşünce olması nedeni ile Başbakanlığın bu kuruluşun hayata geçmesi için tüm desteği vereceği belirtilerek, çalışma ve temaslarıma devam etmem istendi. Artık her şey yavaş yavaş yoluna girmeye başlamıştı.....

Bu toplantının birkaç hafta sonra beni Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünden arayarak görüşmeye çağırdılar. Görüşmemiz Sayın Genel Müdür ve ekibi ile oldu. Kendilerine gerekli evrak ve çalışmaları sundum. Konuyu değerlendireceklerini ve çalışmalar bitince beni arayacaklarını belirtmeleri üzerine toplantı son buldu.

Kısa bir müddet sonra çalışmalarını tamamladıklarını ve 2010 yılının Ekim ayında “Türk Dünyası Gazeteciler Birliğini”nin kuruluş toplantısını yapacaklarını bana bildirdiler. T.C. Dış İşleri Bakanlığı ile yaptığım görüşmelerde de kuruluşun şekli ile ismi de yavaş yavaş belirginleşmeye başladı. Politik endişelerden dolayı “Türk Dünyası” tanımı çıktı yerine “Türk Dili” tanımı girdi, “Birlik” kelimesi çıktı, yerine “Forum” kelimesi girdi ve ilk kurucular toplantısı Ekim 2010 yerine 21 Aralık 2010 tarihinde Ankara’da Rixos Otel’de “Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya Forumu” adı altında yapıldı.

Foruma Türk Dili konuşan ülkelerin temsilcilerinin yanında Türk halk ve Topluluklarının temsilcileri de katıldı. Diğer ülke temsilcileri ile birlikte içinde benim de yer aldığım Komite, kapanış bildirgesini hazırlarken, Forumun içinde fiilen Türk halk ve Topluluklarının temsilcilerinin de yer alması bildirgeye ilave edildi.

Türk Dili Konuşan Ülkeler Medya Forumu’nda onaylanan bildirge uyarınca çalışmalar devam etti ve 17 Ekim 2011 tarihinde Ankara’da kurucular toplantısı yapılarak Tüzük’e ve Forumun adına son şekli verilerek yeni adının “Türk Dili Konuşan Toplumlar Medya Platformu”olmasına, Forumun 2’ncisinin de Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’de yapılmasına karar verildi.

Türk Dili Konuşan Toplumlar Medya Platformu’nun 2.cisi 27-30 Ekim tarihleri arasında Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’de yapıldı. Genel Kurul da Platformun oluşum şekli, çalışma kuralları, Genel Sekreterliğin Ankara’da tesis edilmesi, Genel Sekreterin T.C. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün en yüksek amiri olması, Genel Sekreterlik görevinin BYEGM personeli tarafından yürütülmesi, Forumun Dönem Başkanlıklarının, Forum hangi ülkede yapılıyorsa o ülke temsilcinin olması, 3. Forumun Kırkızistan’da, 4. Forumun da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yapılması kararı alındı.

4. gerçekleştirilen bu forum gerçekten de emin ellerde faaliyetini sürdürmektedir. Geleceği ve gelecekte yapacakları çok heyecanlandırıcıdır.

Türk dili konuşan ülkelerin ortak ve süzgeçten geçmemiş bir haber havuzunu kullanmaları, ileride hem ortak bir alfabeye geçilmesine hem de medya işbirliği ile ülkeler arasındaki işbirliğinin ve bağların daha güçlenmesine kapı açacak, haberlerin ve yaşanan olayların birinci ağızdan ve küresel medyayı kontrol altında tutan güçlerin kendi çıkarları doğrultusunda ellemelerine izin vermeden medya kuruluşlarına ulaşmasını sağlayacaktır.


Prof. Dr. Ata ATUN
19 Kasım 2014
 
Üst