Türk Milletiyle Kavga

Salim Doğan

Onursal Üye
Katılım
7 Nis 2012
Mesajlar
52
Tepkime puanı
0
Puanları
0
TÜRK MİLLETİYLE KAVGA

On yıldır televizyonlarda, meydanlarda, gazetelerde Türk milletiyle kavga ediyorlar. Hemen her konuyu eleştiriliyorlar. Tartışma programları düzenleyerek demokratik toplum görevini yerine getirdiklerini savunuyorlar. Uzmanı olmadıkları konularda telkinlerde bulunuyorlar. Ellerine geçen her şeyi haber diye çekinmeden aktarıyorlar. Gerçekliği araştırılmadan insanları suçlayıp tutuklatıyorlar. Olumsuz öneklerle toplum sağlığını, çocukların psikolojisi altüst ediyorlar. Kin ve nefret dolu davranışlarla topluma Yanlış model oluyorlar.


Geçmişte yaşanan olayları irdeleyerek her gün değişik kişilerin ve kanalların yayınlarıyla millete servis etmeyi gelenek haline getirdiler. Konuyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, olayla ilgili kulaktan dolma bilgilerle insanlara, kurumlara acımasızca saldırıyorlar. Herkes futbol takımı tutar gibi parti tutuyor. Bir olayla ilgili görüş açıklayan partili yanlış ta yapsa diğer partili onu savunabiliyor. Tartışılan konuyla ilgili olarak bilgi sahibi olup olmadığı sorulduğunda “ben biliyorum” diyebiliyor. Tartıştığı kişi ne kadar doğruyu söylese de ona karşı çıkıyor. Kendisiyle barışık olmayan kişilikler mevki ve makam sahibi olabiliyor. Meslek seçiminde kişisel yetenekler, aldığı eğitim, yeterlilik, ulusal bilinç, yurttaşlık bilgisi dikkate alımıyor. Yapılan her yanlışı demokrası semsiyesi altında insan hakları aldatmacalarıyla savunuluyor.


Ülke bütünlüğü hiçe sayılarak toplumun belli bir kesimine karşı tavır alınabiliyor. Yaşamsal konularla ilgili istençler dikkate alınmıyor. Ulusal bütünlüğü sağlayan yasalar etkisizleştirilerek, içi boşaltılarak, yeniden yorumlanarak uygulamaya sokuluyor. Kişiye özgü yasa yapılabiliyor. Tarihi geçmişte yaşanmış olan bir takım acı olaylar gündeme getirilerek Türk ulusunu ayrıştıracak, parçalayacak. Bir kesimi diğer bir kesime karşı kışkırtacak olaylar tezgâhlanıyor. Toplum vicdanında derin yaralar açan olaylar zaman aşımına uğratılıyor. Türkiye Cumhuriyeti kuruluş felsefesinin temel taşlarını oluşturan devrim yasaları vesayet rejimi diye tanıtlanıyor. Ülke ve ulus bütünlüğünü sağlayan (Tevhidi Tedrisat Kanunu) Öğretim Birliği Yasası gibi yasalar etkisizleştirilerek etnik ve inanç temelinde ayrışmanın zemini hazırlanıyor.


Yurttaşlarımız her haber saatinde televizyonları ve gazeteleri açıp okumaya cesaret edemiyor. Sanki işgal edilmiş savaş halinde bir ülkede yaşıyormuşuz gibi insanlar geriliyor. Toplum psikolojisi alt üst olduğundan insanlar birbirleriyle olumlu iletişim kuramıyor. Yurttaşlarımızın coşkuyla, güvenle, isteyerek iş başına getirdiği insanlardan istediği hizmeti alamıyor. Kurumlara karşı güven duygusu yitirildiğinden insanlarda gelecek korkusu yaşanıyor. Çevremizdeki ülkelerde yaşanan iç savaşlar, kargaşalar, işgaller bölge halkının moralini altüst ediyor. Özellikle de Amerikan emperyalizminin bölgede akıttığı kan ülkelerin parçalamasını, mezhep ve ırk ayrımcılığını körüklüyor.


Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu, kuruluş gerekçesi, emperyalizm ve işbirlikçileri tarafından sorgulanıyor. Henüz uluslar arası arenada Amerika Birleşik Devletleri Türkiye Cumhuriyetini ve Lozan’ı tanımıyor. Tanımıyor; çünkü Büyük Orta Doğu Projesi saat gibi işliyor. Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da Amerika ülkeleri kontrol edeceği ölçüde parçalıyor, kaynaklarına el koyuyor. Kendisiyle işbirliği yapan yönetimleri işbaşına getiriyor, onları destekliyor.


Yurttaşlarımız sabah kalktığında evin penceresinden gelen temiz havayı içine çekmek, bahçede üzerine kırağı düşmüş, güneşi görünce açan gonca güle bakarak yaşamak istiyor. Bütün insanlar birlik beraberlik içerisinde kardeşçe, kavgasız birlikte üretip, birlikte paylaşmak istiyor. Çocuklarının geleceğinden yarınından emin olmak istiyor. Devlet yönetiminde güler yüzlü, sorun çözen özüne sözüne güvenilir, dürüst, herkesi kucaklayan, yurttaşlar arasında ayrım yapmayan, eşitlikçi, bilgili, uygar çağdaş, üretken, ilerici ve pozitif düşünen adam gibi adamların yönetmesini istiyor. Mustafa Kemal Atatürk’ü model alan onu tanıyan devrimlerini özümsemiş yöneticiler istiyor. Kısaca yurttaşlar kavga değil barış ve huzur istiyor.
 
Üst