Türklerin tarih boyunca asker millet olarak tanınması, ordu teşkilatına ve temel yasalarına uymaları sonucudur.
Orduda düzeni sağlayan bu yasanın hükümleri çok sertti. Bu sert hükümler Türk destanlarında derin izler bıraktı.
Abbasi halifeleri muhafız askerlerini Türklerden seçerlerdi. Selçuklular devrinde Türk ordusu çok güçlü bir duruma geldi. Bu dönemde Arap şairleri Türkleri ve Türk ordusunu öven kasideler yazdılar. Arap şairi Ebu İshak İbrahim El-Gazzi bir kasidesinde:
“Fidan boylu Türk gençleri savaş meydanına atılınca gök gürültüsünü boğdular ve onun parlaklığını gölgede bıraktılar.” diye yazar.
XI. yüzyıl Arap şairlerinden İbni Hayyus Ebul Fityan, Türkler hakkında yazdığı bir şiirinde:
“Türklerde insanlardan bir kısımdır. Fakat onlar en kuvvetli ve savaşta kırılması çok güç olan insanlardır.” der.
X ve XI. yüzyıllarda İslam dünyasında Türklerin ve Türk ordusunun ünü daha da arttı; din adamları Türklerin “Allah’ın Seçtiği Ordu” olduğu hakkında Peygamber Efendimizden hadis rivayet ettiler. Mahmut Kaşgâri şu hadisi rivayet eder:
“Ulu ve yüce Allah diyor ki: Benim Türk adı verdiğim bir ordum vardır; onu doğuda yerleştirdim. Herhangi bir kavme kızarsam onların üzerine bu orduyu gönderirim.”