Cevap: Türkiye'de Madenler Ve Enerji Kaynakları Neden Kullandırılmıyor?
BOR MADENİMİZ:
Türkiye dünyadaki bor madeni rezervlerini % 66'sına sahiptir.Bor ihracatının toplam ihracatımız içindeki payı sadece % 1 civarındadır.Türkiye hem en büyük, hem de yüksek tenörlü bor madenlerine sahip. Tenörünün yüksekliği nedeniyle doğrudan doğruya tüketilebiliyor; daha ucuz maliyetle bor ürünü elde edilebiliyor. Dünya pazarlarında satılan bor madenlerinin hemen hemen tamamı Türkiye kaynaklı. Zengin tenörlü ve büyük bor rezervlerine sahip olan Türkiye, dünya bor madeni ticaretinin % 95'ini elinde tutuyor. Geri kalan % 5 pay, Güney Amerika kaynaklı madenlerde. Türkiye'den sonra en büyük rezervlere sahip olan ABD'nin bor madenleri ise, direkt cevher olarak kullanılamadığı için, ticari değere sahip değil. ABD çıkardığı bor madenlerini tamamen ürüne dönüştürüyor; maden satmıyor.Türkiye'de Bor Madenleri 1978 yılında devletleştirildikten sonra tamamen Eti Holding tarafından İşletiliyor
Dünya bor madeni rezervlerinin % 66'ına sahip olan Türkiye, dünya bor ürünleri ticaretinden ton olarak ancak %19 pay alabiliyor. Değer olarak oran daha da düşük : sadece % 9. Dünyada bor ürünleri ticaret hacmi yaklaşık 1 milyar 200 milyon dolar. Bu ticaretten Eti Holding'in aldığı pay 2000 yılı itibariyle sadece 106 milyon dolar, yani Eti Holding dünya toplam bor ürünleri ticaretinden sadece % 9 pay alabiliyor. Bu rakamlar, Eti Holding'in dünya fiyatlarının altında bor ürünü sattığını gösteriyor. Dünya ticaret hacminden yeterli pay alınmamasının en önemli nedeni, Eti Holding'in sadece birkaç alıcı şirketle çalışması, belirgin bir pazarlama politikasının olmaması. Dünyanın en zengin bor rezervlerini işleten ve Türkiye'de bor ürünü üreticilerinin pazara girişini engelleyen, Türk girişimcisini kendisine rakip görürken, US Borax'a hammadde satan Eti Holding'in bu tutumu, pazarın US Borax tarafından yönlendirildiğinin de en açık kanıtı.Eti Holding, Türkiye'de özel sektörün bor sanayiine girişini engellemek için, bor madenlerini yurt içindeki sanayicilere yurtdışı fiyatlarının üzerinde, bor ürünlerini ise, yerli sanayicilerin yurt dışı fiyatlarının altında satıyor.
Bor madenlerinin 1978 yılındaki devletleştirilmesinden 1988 yılına kadar, Eti Holding'in kapasitesi, hemen hemen özel sektörün üretim kapasitesine yakındı.
------------------------------------------------------------------------------------------------------
Türkiye'nin rakibi ABD, Etiholding'ten ucuza bor madeni alınca, kendi madenini kapattı.
Devlet Planlama Teşkilatı'nın Kimya Sanayii Hammaddeleri Raporu'na göre, Owens Corning Fiberglass Co.nin bir yan şirketi olan American Borat Co’nin Death Valley National Monument’de bulunan Billie yeraltı işletmesi, “Türkiye’den ithal edilen uleksitin ucuza gelmesi nedeniyle" 1986 yılında üretimini durdurdu.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
Tinkalin yurt dışı fiyatı sadece 140 dolar
Tinkal'i yurt dışına ortalama 140 dolardan satan Eti Holding, yurt içine 250 dolardan satıyor. Yıllardan beri sürdürülen bu fiyat uygulaması, yurtiçinde bor sanayiinin kurulmasını engelliyor. Eti Holding'in "perborat üreticilerine ucuza veriyorum" şeklindeki özrü kabahatinden büyük savının da doğru olmadığı anlaşıldı.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
Boraksı ucuz bulan Slovenya tinkal almaktan vazgeçti.
1997 yılına kadar sadece tinkal alan Slovenya (Belinka) artık sadece boraks alıyor. Solvay grubu şirketlerinden biri olan Belinka'ya yapılan satışlar, Eti Holding'in bor politikasındaki yanlışlığın en açık göstergesi.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bor madeni yabancıya yarı fiyata satılıyor
Bor madeni rezervi, literatürde B203 olarak ifadesini bulan Borik Oksit cinsinden ifade ediliyor. Bor tuzlarının içerikleri farklı olduğu için dünya bor madeni rezervlerinin karşılaştırılması Borik Oksit cinsinden yapılıyor.
Dünya bor madeni rezervinin 720 milyon tonu ülkemizde. Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'de 210 milyon ton, eski Sovyetler Birliği ülkeleri dahil Avrupa'da 150 milyon ton, Güney Amerika (G.A.) ülkelerinde 100 milyon ton ve diğer ülkelerde 40 milyon ton bor madeni rezervi var.
Bor madeni ile ilgili resmi rakamlar Başbakanlığın Danıştay Birinci Dairesi'ne bir dava ile ilgili olarak gönderdiği 21 Mart 2000 gün 1409 sayılı yazısı ve bu yazı ekindeki Eti Holding A.Ş.'nin 25 Mart 2000 gün 311 sayılı yazısı ile ortaya konmuş.
Bu yazılardaki verilere göre, bor madeni ile rezerv, üretim, tüketim ve elde edilen gelirler yüzde olarak şöyle:
Öte yandan Rekabet Kurulu 17 Nisan 2001 gün ve 24376 sayılı yazı ile ilgili olarak yaptığı araştırmada Eti Holding A.Ş.'nin işlenmemiş boraks madenini aşağıdaki fiyatlardan sattığını not etmiş:
Satılan Yer Ton Başına Fiyat
Eti Holding'in kendi müesseseleri 42 Dolar/Ton
Yurt dışı piyasalar 141 Dolar/Ton
Yurt içi piyasalar 230 Dolar/Ton
Şimdi bu verilerden çıkan sonuçlara bakalım:
A) Türkiye dışındaki bor madeni sahibi ülkeler kendi ihtiyaçlarını ancak karşılayabildikleri için Eti Holding A.Ş. dünya pazarının %88'ine sahip. Yani, bor madeni satışında tekel ülke Türkiye.
B) Eti Holding A.Ş.'nin bor madenini kendi müesseselerine ucuz satması belki izah edilebilir; ama yabancı kuruluşlara tonu 141 dolardan, yerli kuruluşlara tonu 230 dolardan satması izah edilemez. Eti Holding A.Ş. bor madenini hem yabancı hem yerli kuruluşlara aynı fiyattan satmadıkça şaibeden kurtulamaz. Eti Holding A.Ş. fiyat farklılaştırması ile de kalmıyor. Bazen yerli kuruluşlara satışı kesip, onları iflas ettiriyor.
C) Eti Holding A.Ş.'nin yerli ve yabancı kuruluşlar için fiyat farklılaştırması yapması, ihraç ürünlerimizin fiyatlarına da yansıyor ve kayıp milyarlarca dolar oluyor. Bor mineral ve kimyasalları cam, porselen, emaye, temizlik, tarım, metalurji sanayilerinde kullanılıyor. Ayrıca, roket yakıtı, yanmayı önleyici, yapıştırıcı, haşere öldürücü, tekstil yıkama, fotoğrafçılık, ahşapta küflenme önleyici, boru çekme, deri kireci söktürücü gibi alanlarda kullanılıyor.
D) Eti Holding A.Ş.'nin bor madenini yerli kuruluşlara pahalı satması nedeniyle yerli sanayi kurulamıyor. Mevcut sanayi de, ihtiyacı olan bor madenini zaman zaman dışarıdan ithal ediyor. Yani, Eti Holding A.Ş.'nin ihraç ettiği mal, yerli üreticiler tarafından ithal ediliyor.
E) Bor madeninin %84'ü ham bor, %16'sı rafine bor olarak ihraç edildiği için yıllık 500 milyon dolar civarında kayıpla karşılaşılıyor. Eti Holding A.Ş. yaptığı fiyat farklılaştırması yüzünden yerli rafine bor üretiminin yapılmasını engelleyerek bu zarara neden oluyor.
F) Avrupa ülkeleri, rezervleri yok denecek kadar az olmasına rağmen bor uç ürünleri ve kimyasallarının en önemli pazarlayıcı ülkeleri arasındalar. Yerli kuruluşlara pahalı maden satmakla, Eti Holding A.Ş. Türk sanayiinin doğmasını engelliyor.
Eti Holding A.Ş. Türk sanayi kuruluşlarına hiç bor satmama eğiliminde.
Bu nedenle Türk sanayicileri Danıştay'a başvurmuşlar. Danıştay da 1 Mayıs 2000 tarihinde Türk sanayicilere de maden satılabileceği kararı almış. Ama, Eti Holding A.Ş.'nin iç piyasaya pahalı mal satma inadı sürüyor.
TRONA MADENİ:
Trona madeni 1979 yılına kadar 'yalnızca ABD'nin Vyoming bölgesinde
var' deniliyordu. Bu camın en önemli ham maddesidir. Bu tarihte MTA
kömür araması sırasında tesadüfen Türkiye'de Ankara'nın Beypazarı
bölgesinde trona olduğunu tespit etti. Eti Holding ruhsat aldı.
Eti Holding'in o dönemde ruhsat almasına rağmen, trona ile ilgili fizibilite
çalışmasını, dünyada kartel durumda olan ve elindeki tekeli kaybetmek
istemeyen firmaya yaptırdığını belirterek bunun için de para ödendiğini
belirterek şöyle devam etti. "Fizibilite için Vyoming'te iki ayrı firmaya 8'er
milyon dolar ödeyerek fizibilite yaptırıldı ve 'fizıbl değildir' raporları verildi.
Eti Holding buna rağmen bir yerel firmayla anlaştı.
"çıkarılamaz, çıkarılsa da fizıbl değil" raporu verilen trona madenine 2 bin
100 metrede ulaştığını da anımsattığı konuşmasında, "Hem de fizıbl
rezerve ulaşıldı. Rezerv bulununca olağanüstü işler olmaya başladı"
Trona Madeni ve Kullanım Alanları
Trona, tabiatta doğal olarak bulunan soda minerallerinden en yaygın bulunanıdır. Trona, monoklinal sistemde kristalleşen, doğal olarak oluşmuş hidrat sodyum seskikarbonatın (Na2CO3.NaCO3.2H2O) saf olmayan şeklidir. Cevherin içerdiği organik maddeye bağlı olarak rengi kahverengiden koyu sarıya kadar değişir. Saf numunelerinde ise renk beyazdan şeffafa kadar değişmektedir.
Tronanın sertliği; Mohs ölçeğine göre 2.5-3.0, yoğunluğu 2.17 g/cm3'tür. Suda çözünür, asitte ise köpürür. Isının etkisiyle Na2CO3'e dönüşür. Saf trona ağırlıkça %70 saf Na2CO3 içerir. Bir ton soda külü üretmek için 1.8 ton trona gerekmektedir.
Dünyada trona minerallerinin bilinen en geniş yatakları ABD'de bulunan Güney Batı Wyoming'in Green River havzasında olup dünya rezervinin %95'ini temsil eder. Ülkemizde ise Ankara'ya 115 km uzaklıkta bulunan Beypazarı Trona Yatağı'nda %87 tenörlü 196 milyon ton rezerv mevcuttur fakat bunun 100 milyon tonu işlenebilir ve 60 milyon tonu da çıkartılabilir durumdadır. Bu hususta Türkiye Cumhuriyeti Devleti Eti Holding (%24) vasıtasıyla ilk kez özel bir şirketle (%76 Park Holding) bu madenin işletilmesi için 300 milyon dolarlık yatırıma girmiştir. Bunun yanında Ankara'nın Sincan ve Kazan ilçelerinde resmi olmayan rakamlarla 656 milyon tonluk yeni bir rezerv daha bulunmuştur. Bu iki rezerv dolayısıyla Türkiye, trona rezervi olarak dünyada ABD'den sonra ikinci sıradadır.
Şu an Türkiye gündeminde olan Bor madeni ile kıyaslandığında miktar olarak bor madenine göre çok fazla olması, Avrupa'da trona madeninin olmaması ve kimya sanayiinde temel ara maddelerden biri olması nedeniyle ekonomik yönden bor ile yarışacak kadar değere sahiptir.
Tronadan elde edilen soda külü, Na2CO3, beyaz, kristalin, kuvvetli alkalin reaksiyonlarla higroskopik bir tozdur. Soğuk suda ılımlı olarak çözülebilir. (14gr./100gr. çözücüde ve 15 oC) 33 oC'de suda çözelti ağırlığının yaklaşık (32gr./100gr.) %30'u çözünebilir. Kendi arasında yoğunluğuna göre ağır, hafif, dökme, tabii, sentetik soda külü olarak sınıflandırılabilir.
Soda külünün pek çok kullanım alanı olmakla beraber en fazla cam sanayiinde hammadde olarak kullanılır. Diğer kullanım alanları ise şunlardır:
1) Kimya sanayiinde sodyum tripolyphosphate, sodyum silikat, sodyum kromit ve dikromat, sodyum bikarbonat, sodyum karbonat peroxyhydrate, sodyum seskikarbonat, sodyum hexacyanoferrate ve chlorine monoxide üretiminde hammadde olarak
2) Deterjan sanayiinde
3) Su tasfiyesinde
4) Baca gazı desülfürizasyonunda.
5) Selüloz ve kağıt sanayiinde
6) Fotoğrafçılıkta
7) Tekstil sanayiinde ve daha birçok yerde ara madde olarak kullanılmaktadır.
Türkiye, parça parça satılıyor. Babalar gibi satarım diyerek Bakanlık koltuklarında oturmaya devam edenlerin, ülkeyi pazarlamak misyonu ile Başbakan olanların, İngiliz vatandaşı Ekonomiden sorumlu Bakanların gidecekleri bir ülkeleri var. Peki, Türk insanının gideceği bir yer var mı ?
Türkiye satılıyor değil, satılmış da haberimiz yokmuş.
Türk Telekom´u, Arap´lar almış. Telsim İngiliz´e teslim olmuş. Kuşadası Limani Israilli´ninmiş. İzmir Limanı artık Hong Konglu´nun malı. Araç muayene işini de Almanlar kapmış. Bitmedi devam ediyor.
Başak Sigorta Fransız´a satılmış. Adabank´ı Kuveytli kapmış. İnanmazsanız inanmayın ama, İETT Garaji Dubaili´nin artık. Avea Lübnanlı´ya gitmiş. Zavallı Petkim ise Ermeni´ye teslim olmuş. (Kazak´a sattık demişler, Kazağı çıkarıp atmışlar, Ermeniye verildiği ortaya çıkmış). Bitti mi sanıyorsunuz.
Rakı, aslan sütü, Amerikalı´nin olmuş. Türk rakısı yok artık, Amerikan rakısı içeceksiniz. Finansbank, Yunanlıya paketlenmiş. Oyakbank´ı Hollandalı iç etmiş. Denizbank da Belçikalı´ya gitmiş. Türkiye Finans, Kuveytli´ye emanet. TEB Fransız´ın malı artık. Cbank Israilli. MNG Bank Lübnanlı. Alternatif Bank Yunanlı. Dışbank Hollandalı. Şekerbank Kazak. Yapı Kredi´nin yarısı İtalyan. Ülke parsel parsel satılmış, Türke bir şey kalmamış. Bitti sanmayın. Devam edelim.
Türkcell´in yarısı Finli ve Rus´un olmuş. Beymen´in ve Garanti´nin yarısı Amerikalı olmuş. Enerjisa´nın yarısını Avusturyalı almış. Eczacıbaşı İlaç´ı Çekler kapmış. İzocam Fransız bayrağı çekmiş. TGRT(Fox) artık Amerikalı. Demirdöküm Alman olmuş. Döktas Fransız kalmış.
Super FM Kanada havası çalıyor. Bunların hepsi Türk malıydı. Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi´ne göre, bunların hepsi sadece 4.5 yil once Türk malıydı.
Şimdi sıra Etibank´a gelmiş. Bor madeni ve Etibank. Gerçek değeri 9 trilyon dolar olan ve bor işletme hakkına sahip tek kuruluş olan Etibank özelleştirilecek. Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, Etibank´ın 40 milyon dolara özelleştirileceğini iddia ederek hepinizi bu konuya duyarlı olmaya çağırıyor.
Bor deyip de geçmeyin. Bakın Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi ne diyor bakınız: Borla çalışan araba üretildi, Türkiye kıskaçta. Arabayı bor madeniyle calışıtıracak patentli 600 proje varmış. Türkiye, dünya bor rezervinin yüzde 70`ine sahip ve uluslararası teröstler, Türkiye uyanmadan bu kaynağı ele geçirmeyi planlıyorlarmış.
Uyanın. Uyandığınızda belki ülkeniz satılmış olacak, ama yine de uyanın.