Ve Kutadgu Bilig...
Afşin Selim11. yüzyılın başlarında Doğu Türkistan’ın Balasagun şehrinde dünyaya gelen Uygur Türk’ü Yusuf Has Hâcip tarafından, 1069’ta Karahanlı Hakanına sunulmak üzere yazılan Kutadgu Bilig(Mutluluk Bilgisi), Müslüman Türk kültürünün ilk yazılı eseridir. Eseri okuyan Karahanlı hükümdarı, Hâs Hâcib(Ulu? Hâcib) der, Balasagun’lu Yusuf’a... Hükümdara siyasi öğütlerde bulunan Kutadgu Bilig’te iş, ehline verilir. Kur’an’daki gibi: “Allah sizi, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor.” (4/58)
Kutadgu Bilig’teki yetkili etkilidir! Yönetilen, yönetici zulmüne maruz kalmaz. İstişare edilir. Yönetilenin söz hakkı kısıtlanmamıştır. Nitelikli devletin nitelikli insanları, düzenlerini adalet üzerine inşa etmişlerdir: “İşi adaletle yap, buna gayret et; hiç bir zaman zulüm etme; Allah’a kulluk et.”
Kutadgu Bilig’te, hem fani olan bu dünyada, hem de baki olan hesap gününde sahici mutluluğa erişebilmek söz konusudur... Kutadgu Bilig’teki Türk, yüksek bir ahlâki seviye edinerek, Türk’ün devlet ve cemiyet tecrübesini cihanşümul bir idrak ile muhataplarına iletmektedir. Türk’ün öncü Türk’ü, huzurlu bir cemiyet inşa etmekle vazifelendirilmiş tir. Kutadgu Bilig’e göre, öncü Türk ve cemiyet mensupları; hırsızlıktan, haksızlıktan, dedikodudan, acelecilikten, alkolden, kumardan, zorbalıktan, namussuzluktan kaçındığı müddetçe, mutluluğa eriştiren bilgi dosdoğru kavranmış olacaktır... Sonraki nesillere “iyi bir ad” bırakılacaktır.
Yöneticileri şahsiyetli olan bir cemiyetin, yönetilenleri de şahsiyetli olur! İki dünya saadeti gözetilerek yazılan eser; devlet, cemiyet ve insan idrakinin nasıl olması gerektiğini belirtmiştir. Bir siyasetname olarak Kutadgu Bilig’te insan, “diline ve gözüne sahip” bir bilgedir. “İnsana insanlığı nisbetinde mukabelede bulun” şiarının geçerli olduğu eserde, “kötüleri iyileştirmek, cefaya karşı vefa göstermek ve yanlışları bağışlamak”, mutluluğa giden yolun olmazsa olmazlarındandı r.
Kutadgu Bilig bir diğer adıyla da, “kutlu bilgi”dir: “Kutadgu Bilig adını koydum ki, okuyanı kutlandırsın.” Kut’un Türkçe sözlük karşılığı, “Devlet idaresindeki güç ve ilahi kaynaktan gelen rahmet” tir. Osmanlı’da bu, “yeryüzünün halifesi” anlamına gelen “Halife-i Rûy-i Zemin” olarak devam eder... Malûm olduğu üzere “kut” anlayışı eski Türklerin vazgeçilmezidir. “Kut” almak töreye riayet etmekle mümkündür. Töre nesilden nesile aktarılır... Türenir! “Kut” almanın, kutlamanın, kutlanmanın, mutlulukla olan sıkı münasebeti söz konusudur eserde. Türeyenler, törelerini müdafaa ederler. Türk için ne diyor Kül Tegin: “Devletler değişir, meziyetleri değişmez.” Hâl böyle iken, “Türklük, medeniyetleşmiş kültürlerdendir.”
Kutadgu Bilig okuyucusu, idealize edilen bir insan tipine muhataptır. Orada insan, cemiyetin remz şahsiyetidir. “Helâlin ancak adı kaldı onu gören yok; haram kapışıldı ona doyan yok” gibi sıkıntılı zamanların idealize edilmiş “özlenen ve beklenen” remz şahsiyeti... Remz şahsiyet, bir insanda bulunması gereken vasıflara sahiptir. Meselâ akıllıdır, çünkü akledenlerdendir. .. Nefsine hâkimdir. İtidallidir. Faziletlidir. Kanaatkârdır. Merhametlidir. Vicdanlıdır. Düşmanına dahi adaletle hükmeder... Zira bir varlık olarak insan, seçilerek yaratılmıştır. Diğer canlılardan, seçilmişliği sebebiyle nevi şahsına münhasır vasıfları mevcuttur. Fakat bu seçilmişlik, onun diğer canlılara zulmedebileceğ i hissini vermemelidir! Esasen, “en güzel surette” yaratıldığına iman eden insan, emanete hıyanet etmez...