Ya İstiklal, Ya Esaret!!!

Seyyan Uzunoğlu

Onursal Üye
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
194
Tepkime puanı
0
Puanları
0

YA İSTİKLAL, YA ESARET!!!



Evet değerli okurlarım. Benzetmek gibi olmasın ve bunu çok özür dileyerek yazıyorum. Ancak; artık çaresi tükenmiş; bu dünyadan göç etmesine gün kalmış bir hastanın; çok kısa bir süre için de olsa; mucizevi bir şekilde iyileşmesi, yattığı yerden doğrulup oturması, hatta kalkıp gezinmesi; acıkması, gülüp konuşması; yarınları için hayaller kurup planlar yapması; hayata sımsıkı sarılması olayı var ya; işte ona ‘Ölüm İyliği’ derler. Ancak o zavallı hasta; bu mucizevi iyileşmenin mutluluğu ile kurduğu planların, az sonra boşuna olacağını bilmeden çırpınıyor. Ancak Talat-CTP ve Birleşik Kıbrıs aşıklarının son çırpınışları, aslında çaresizlik içinde ne yapacaklarını şaşırarak gerek Sn. Soyer’in yalan-dolan olduğunu bile bile ENGEREK-on safsatasına sarılması; gerek Sn. Talat’ın: “Seçimden çıkacak yapının, Kıbrıs sorunu’na müdahalesi ahlak dışıdır” diyecek kadar kendini kaybetmesi, zıvanadan çıkması; demokrasiyi de, yasaları ve halkının iradesini de hiçe sayarak; bir usta bir memleket misali ’benim istediğim olacak, olmalı, bana uyulmalıdır’ ısararları... Bir cumhurbaşkanın partiler üstü, tarafsız olması gerekirken; hala ruhani lideri olduğu CTP’nin komisyonculuğuna soyunup halktan partisine –CTP- oy dilenmesi .. Son çare, son çırpınış “Seçimlerden hemen sonra AL-VER anlaşmaları başlıyacak...” havucuna baş vurması; Talat’ın da, partisi CTP’nin ve onlara arka çıkmakta olanların da ÖLÜM İYLİĞİ ÇIRPINIŞLARI; mucize falan değil; sonlarının geldiğine artık kanaat getirdiklerinden ve artık gideceklerine inandıklarından ama gitmek istemediklerindendir! Ne ise, bu çırpınışlarının da NAFİLE olduğunu çok yakında anlayacaklardır.

Talat-CTP ikilisinin, sözde barış, anlaşma, müzakere yalanlarıyla; AKEL ile, şimdi veya geçmişte kurmuş veya kurmakta oldukları kumpaslarla çaresizliğe, Rumoğullarına yama, köle ve nihayetinde tükenişe sürüklemekte oldukları Kıbrıs Türkü’nü gerçeklerle aydınlatmakta ve sürekli uyarmakta olan Yeni VOLKAN Gazetesi’nin gün ışığına çıkarmakta olduğu gerçeklerden gocunan ve pisliklerinin açığa vurulmasına tahammülü olmayan bu yağmacı; gavur sevdalı güruh, çaresizliğini bir çok yönlerle ortaya koymaktadır. Örneğin, çıkar peşinde, Alevi kardeşlerimizi kullanmak pahasına; CTP’ye “Alevilerin oylarını istediğim partiye yönlendiririm” simsarlığı ile para karşılığı bazı Alevi kardeşlerimizi istismar etmiş, kullanmış, çeşit kumpas kurmuş; fırsatçı ve ne idüğü tam olarak belirsiz ; CTP’den milletvekilliği adaylığına talip Özdemir Gül isimli bay, sözde Alevi diye arkasına aldığı beş-on CTP militanıyla VOLKAN Gazetesi’ni basacak, bugünkü varlığını borçlu olduğu Ulu Atatürk posterine, Türk Ulusu’nun onuru, Mehmetçiklerin kanı al bayraklarımıza yumurta atacak kadar zavallı, çaresiz ve kudurmuş! Bu bayın da çirkince kaba kuvvete baş vuruşu; çaresizlik içinde çırpınışı; çıkarlarını ve aday olduğu milletvekilliğini kurtarabilme ve Alevi kardeşlerimizle aramızı bozma ve CTP’ye oy kazandırma operasyonundan başka da değildi. Yazıklar ve ayıplar olsun başka şeyler yanında... Ancak Alevi kardeşlerimizin böyle birisinin oyununa gelmeyeceklerine inancım sonsuzdur..

Şimdi, bütün bunları ve burada sayamayacağımız ve ortada dönmekte olan daha birçok çirkin oyunları, Emperyal müdahalelerini göz önünde bulundurarak; eğri veya doğru otursak da; doğru düşünüp, doğru karar vermenin tam zamanı ve inanınız ki son şansımızdır. Çünkü “Ya İstklal, Ya esaret” deyimi aslında; kendi ata topraklarında; gerek Rum-Yunan’ın yayılmacılık hastalıkları; gerek ENOSİS, MEGALO İDEA sevdaları; gerekse; zaten Türk’e bayda atmaya üç kuruşluk peyi olan kalaleş İngiliz’in ‘İt iti ısırmaz’ veya ‘Haçlı Seferler’ anlayışı ve adadaki üs çıkarları yüzünden Rum’dan taraf olarak bize çektirmiş oldukları çileler yemiyormuş gibi; 1974 Mutlu Barış Harekatı ile kazanmış olduğumuz özgürlüğümüzü bize çok gören; rum ve Birleşik Kıbrıs sevdasıyla bize düşmanu aratmayacak haksızlıklar ve terör estiren Talat-CTP’ den kurtulmanın yolu 19 Nisan seçimleriyle açılmıştır.

Dünyadaki yerimizi almak, ille de gavura teslim olmaktan; Birleşik Kıbrıs (Elen) Cumhuriyeti Federasyonu safsatasıyla egemenliğimizden vaz geçmekten ve KKTC’ni tasfiye etmekten geçmediğini; İLLE DE bir anlaşma olacaksa; önce KKTC’nin tanıtılmasının şart olduğunu; şimdi tanımasalar da, eninde sonunda tanıyacaklarının inancıyla ÖNCE VATAN, önce KKTC ve EGEMENLİK diyerek; bizi gavura köle yapmak isteyen Talat-CTP’den kurtulmak ve ulusal çizgiden ayrılmayacak, yan çizmeyecek partiye MÜHÜR basmaktan ve seçim sandıklarından İSTİKLAL’i çıkarmaktan geçtiğidir... Çünkü artık bu, YA İSTİKLAL, YA ESARETTİR!

Unutmamalıyız ki bu SON şansımızdır ve her şeye rağmen bundan da alnımızın akıyla çıkmamız için gereken kudret, Ulu Önderimiz Atatürk’ün demiş olduğu gibi, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur!

Haydi, nice badireler atlatmış; Rum-Yunan’a ve sömürücü İngiliz’in topuna, tankına, tüfeğine karşı yumruğuyla karşı gelmiş, imkansızlıklara karşı direnmiş; mücadelenin en soylusunu vermiş kahraman Kıbrıs Türkü; haydi bir kez daha göster kendini. Haydi göreyim seni!
GAZAMIZ MÜBAREK OLSUN!.........
 
Üst