Yabancıların Yapamadığı Yıkımı ve Zararı…!

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
YABANCILARIN YAPAMADIĞI YIKIMI VE ZARARI…!

Anadolu toprakları üzerindeki Türk Ulus Devleti ve Doğu Akdenizin ortasında kökleşerek yükselmekte olan KKTC üzerinde yazılan senaryoları ve oynanan oyunları görmemek, anlamamak için ya ihanet şerbeti içmek, yada en azından sadakatsızlık, gaflet ve dalalet içinde bulunmak gerekir…

Evet; herşey o kadar açık oynanıyor, çizilen senaryolarda rol üstlenenler ar ve haya perdesini yırtıp paramparça ederek, kendilerinden öylesine geçmişler ki; ‘acaba’ demenin avansını bile tüketir olmuşlar…

Görünen odur ki; Kıbrıs Türk Halkını kıvamına getirmek, kendi öz kültüründen ve ulus köklerinden koparmak, hatta Türkiye’nin karşısına dikmek için buraya akıtılan paraların kimbilir belki de bin mislisi Türkiyedeki liberal ve demokrat maskesi takan kamu oyunca da çok iyi teşhis edilen işbirlikcilere akıtılıyor..

Emperyalizmin Türk Ulusu ve Kıbrıs Türk Halkı üzerinde oynadığı oyunlar, çizdiği senaryolar kuşkusuz çok yönlü..Acaba bu güç odaklarınca istenen ve amaçlanan; Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC’nin boynuna ip geçirmek. 20 Temmuz 1974’dün, Çanakkale’nin, Türk Kurtuluş savaşının ve kabul ve imza etmedikleri ‘LOZAN’nın rövanşını almak’mıdır ?

Aslında emperyalizm kendi çıkarlarının ve bölgedeki hesaplarının gereğini yapıyor..Amerikasından Avrupasına kadar, bu güç odaklarına çok da kızacak halimiz yok..Bu güçler, içimizden işbirlikciler, sözde sanatcılar, sözde kalemler, sözde aydınlar ve hatta politikacı eskilerinin, beynini ve ruhunu batı emperyalizmine teslim eden bethahlar bulmamış olsa, varlığımız ve geleceğimiz üzerimizde bu kadar rahat oynayabilirler miydi?

Düşünüyorum da; Ermeni Diasporası’nın; Ermeni işadamlarının finanse ettiği batılı kimi ülkelerdeki siyaset adamları ile Ermeni lobilerinin oy ve para desteklerinin esiri haline gelen Amerikan politikacılarının bütün çabalarına rağmen yapamadıklarını, başaramadıklarını, Türkiyedeki bir takım kendini bilmezlerin yapmaya kalkması, Türk Ulusunu soykırımcı ilan etmeğe yeltenmesinin kabul edilebilecek bir yanı olabilir mi? Bu bethahların; ‘Ermenilerden özür diliyoruz’ maskesi altında sergiledikleri gaflet ve hatta dalalet ötesi girişimlerin zamanlaması sizce bir raslantı olabilir mi?

Peki ya; Kıbrıs Türk soykırımından sabıkalı hakimiyetçi ve ırkcı Rum faşizminin; kendi suçlarını örtmek için herAllahın günü ‘Türk işgali’nden söz ettiği ve uluslar arası arenada Türkiye’yi sanık hatta suçlu sandalyesine oturtmaya çalıştığı bir dönemde; Atilla Olgaç adında sanatcı birinin ortaya çıkıp; ipe sapa gelmez güya ‘şov amaçlı’ hareketler ve ‘böbürlenmeler’le 19 yaşındaki bir Kıbrıslı Rum esiri ve hatta tam on kişiyi öldürdüğünü söylemesi bir raslantı olabilir mi? Peki ya; zamanlaması da raslantımıdır? Lütfen birileri çıkıp bize , Bay Olgaç’ın bu densizliğini savunmasın. Türk ulusu ve Kıbrıs Türk halkı adeta emperyalizmin vahşi sarmalında çırpınırken; Kıbrıs’taki egemen Türk varlığı emperyalizmin kurtlar sofrasında yenilip yutulmak istenilirken, göz göre göre böylesi bir saçmasapan şovmenliğe nasıl gülüp geçile bilir. Böylesi bir zamanlamayla ve böylesi bir densizliği olsa olsa bir yerlerde hazırlanmış olan iğrenç bir senaryonun ancak ödenekli oyuncusunun sergileyebileceği şüphesine düşmemek, mümkün mü? Acaba böylesine bir kaygı ve şüphe içinde olmak çok mu hayalcilik olur dersiniz? Şöhret olmak adına; Büyük bir Ulusun kahraman Ordusunu töhmet ve zan altına sokma vicdansızlı sergilemek kabul edilebilir mi? Ya, yıllarca ezilip elenmiş, türlü katliam ve soykırım girişimine uğratılmış bir halkın kaderiyle oynana bilir mi?

Ha az daha unutuyordum!Ya ‘GÜZ SANCISI’ filmi de, şimdi neden ansızın yine vizyona çıktı?..Filmin senaristleri ÜÇ DÖRT KEZ ZORLA GÖÇ ETTİRİLEN sürüm sürüm süründürülen, 11 yıl adeta açık hava hapishanesi yaşamı reva görülen, Kıbrıs Türkünün uğradığı haksızlığı neden gösterime getirmediler. Kıbrıs Türkü’ne reva görülen soykırım ve etnik temizleme hareketlerini neden dünya kamu oyuna hatırlatma gereği dahi duymadılar? Neden bu konuda bir film gerçekleştirilmedi? Neden sadece İstanbul’daki Rumların, haksızlığa uğradığını, yaşanan olaylar nedeniyle 15 bin Rumun Yunanistan’a göç etmek zorunda kaldığını filmleştirmeyi yeğlediler.Üstelik böylesine kritik bir süreçte gösterime getirmekten amaçlanan birşeyler olabilir mi dersiniz? Peki ya Rumelide yaşanan, Batı Trakyada, Girit’te; Kıbrısta Türklere karşı yapılan, Yunan ve Rum zulmü, katliamlar, soykırım eylemleri ve trajik göçlerden hiç mi haberiniz yok?..Rumun ve Yunanın yapamadığını yapmak, başaramadığını başarıp, Türkü yargı sandalyesine oturtmak, nasıl bir ruh halidir ve kimlerin amaçlarına hizmet edilmek isteniyor?

Evet; bütün bu emperyalist senaryolarda farkında olmadan yer alan yada bunu bilerek üstlenenler! Tarihin sizin gibiler hakkında düştüğü kaydın ne olduğunu herhalde biliyorsunuzdur! Biliniz ki Sizler de benzerleriniz gibi tarihin affetmeyen yargısından asla kurtulamayacaksınız!

Sizler, boşuna uğraşıyorsunuz! Üstlendiğiniz misyon ve vizyona koyduğunuz katkılarla bu ulusa ve bu halka vermekte olduğunuz zararların az olmadığını biliyor ve yaşıyoruz..Ama; tarih hep vatanını sevenlerin zaferiyle sonuçlanmıştır..

 
Üst