Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
Dün, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır, , AA muhabirine AB, Vize, Dönem Başkanlığı ve Kıbrıs konularında açıklamada bulundu…
Açıklamanın Kıbrıs konulu bölümü şöyle:
"AB bölünmüş bir adayı, görmek istemeyerek üye yapmasıyla da başka bir yanlışın içine düştü. AB üyesi ülkelerden birisi ilk kez bölünmüş vaziyette. Bir devekuşu misali kafayı kuma gömüp bir gerçeği görmemekle bugünkü durumu ortaya çıkardılar. Bölünmüş bir adayı sanki adanın tamamının temsilciymiş gibi üye yapan AB, şimdi o adanın bölünmüş kısmının başkanlığı altına girerek büyük bir felaketle karşılaştı. AB'nin bu kadar ekonomik sorunu varken bölgede önemli olaylar cereyan ederken AB'nin başı AB'den ekonomik yardım istiyor. GKRY, 'Benim insan kapasitem yetmeyecek, başkanlığı Danimarka ile paylaşayım' diyor. Yaz aylarında Avrupa'nın büyük kısmı tatil yapar. GKRY'nin AB'ye vereceği zarar ya da ne kadar büyük bir cevher olduğu eylülde ortaya çıkacak. AB umarım bütün bu yanlışlıklardan ders alır."
Evet, Avrupa Birliği Güney Kıbrıs Rum Yönetimini üye yaptı…
Evet, üyeliğin gerçekleşmesinden sonra sanki pişman olmuşlar gibi, Kıbrıs’ı üye yapmakla hata yaptıklarını da açıkladılar. Ama yaptıklarını itiraf ettikleri bu yanlışlarını ve hatalarını düzeltmek için de hiçbir şey yapmadılar.
“Kıbrıs’ı üye yapmakla hata yaptık” diyerek Kıbrıs Türklerini bir kez daha aldatma ve yanıltma oyunu oynuyorlardı, yalan söylüyorlardı…
Üyelik öncesinde AB yetkililerinin “Kıbrıs’ın üyeliğinin çözüm getireceği” açıklamaları ile yine Kıbrıs Türklerini aldatıp baskı yapmaya çalışıyorlardı…
Bir anlaşma olsa da olmasa da Kıbrıs’ın AB’ye üye yapılacağını defalarca açıklayarak da Kıbrıs’ın bölünmüş haliyle üye yapılacağının bilincinde olduklarını kanıtlamışlardı…
AB Kıbrıs’ı üye yaparken de adanın tümünü üye yaptığını, Kuzey’in de AB toprağı olduğunu (Aslında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti topraklarının Rum Yönetiminin bir parçası ve Rum egemenliği altında olduğunu) açıkladı…
Çok açık bir gerçektir ki Avrupa birliği ne bir devekuşu misali kafayı kuma gömüp bir gerçeği görmemezlikten gelmiş. Ne de hata yapmıştır…
Avrupa Birliği, Kıbrıs’ın AB üyeliği sürecinde her hamlesini önceden planlamış her adımını bu plan uyarınca atmıştır…
Çünkü biliyorlardı ki,
Kıbrıs Türkleri her konuda masum ve haklıdır…
Kıbrıs Türkleri uluslar arası anlaşmalardan doğan, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kuruluş anlaşmalarında ve anayasasında var olan haklara sahiptir...
Ayni şekilde Türkiye de Kıbrıs üzerinde, ayni anlaşmaların verdiği haklara sahiptir…
Ve Avrupa Birliği’nin planı, Kıbrıs’ı üye yaparak Kıbrıs Türklerinin ve Türkiye’nin haklarını ortadan kaldırmaktı…
Eğer geçmişin değerlendirmesi doğru yapılmazsa gelecekte hem KKTC ve Kıbrıs Türkleri, hem de Türkiye ve Türk Halkı bu yanılgının zararını görecektir…
Özelde AB’nin, genelde emperyalizmin bu oyununa gelmemek gerek.
Emperyalizm KKTC üzerindeki planlarını ve oyunlarını hâlâ sürdürmektedir…
Aslında, ‘Bir devekuşu misali kafayı kuma gömüp gerçekleri görmemek”;
Emperyalizmin bu oyununa gelmektir,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tasfiye ederek Kıbrıs Türklerini Rumların sömürgesi yapma hedefinde olan Avrupa’ya teslim olarak önüne çanak tutup iane talep etmektir…
KKTC’yi, Kıbrıs Türklerinin egemenliğini, Bayraklarımızı ve self determinasyon hakkımızı tehlikeye atmaktır…
Kıbrıs Türklerini adadan yok etmeye yönelik bir propagandanın sloganı olan BARIŞ, ÇÖZÜM ve AB palavralarına inanmaktır…
Görevimiz, davamızı ve haklı gerçeklerimiz ile niye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yaşatmak ve tanıtmak zorunluluğunda olduğumuzu herkese açıkça anlatmaktır...
Kamil Özkaloğlu
28 Temmuz 2012