Yeniden Birleşmek’miş !!!

Seyyan Uzunoğlu

Onursal Üye
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
194
Tepkime puanı
0
Puanları
0
YENİDEN BİRLEŞMEK’miş !!!


Evet değerli okurlarım. Rumoğullarıyla ‘yeniden’ birleşmek! Eskiden birleşikmişiz gibi; ‘yeniden’ birleşmek koymuşlar adını şimdi de!!! Yahu bu insanlar ciddi mi? Biz Rumoğullarıyla birleşik miydik ki, şimdi birileri bizi zorla ayırmış (!) da bunlarla yeniden birleşmek için yırtınıyorlar? Nedir bu ‘yeniden birleşme’ muhabbeti? Yoksa bu gafiller beyin travması mı geçirmişler? Ödenmekte oldukları paralar karşılığı mı öyle demek zorundalar; görevleri bu mu yoksa? Bunlar hangi akla kulluk ediyorlar? Rumoğullarıyla birleşmenin ne anlama geleceğinden mi bihaber bunlar? Bu adada tekrar kan dökülmesini mi istiyorlar? Bu mu dertleri? Rahatlık, güvenlik bir taraflarına mı battı yoksa? Birleşmeyi bir yana bırak; komşuyken başımıza getirmedikleri kalmadı! Birleşince neler yaşanacağını, bu adayı tekrar kan gölüne çevirmek için fırsat kolladıklarını düşünebilen de mi kalmadı bunların aralarında? Bunların bitleri mi kanlandı, ne? Kendi özgür vatanında; kendi kaderini kendisi belirlerken; Anavatan Türkiye’nin ve Mehmetçik’in güvencesinde refah içinde yaşamakta iken; bizi tüketmeye çalışmış; bize soykırım uygulamış ve inanınız ki ilk fırsatta bunu yİnelemekten kaçınmayacak olan Rum-Yunan’ın azınlığı, ucuz işşisi; yaması kölesi; sille oğlanı olmayı istemek akıl harcı mıdır Allah aşkına şimdi?

İsimleri Türk ismi, Müslüman ismi olan bu insanlar bu vatandan; bizim soyumuzdan olabilirler mi? Bir insanın kendi ırkına, kendi kimliğine; içinde büyümüş olduğu gelenek, göreneklerine ve dinine; hatta ve hatta kendini besleyip büyütmüş ailesine bu kadar mı yabancılaşabilir, bu kadar mı mankurtlaştırılabilinir? Hayret bir şey doğrusu.

CTP Milletvekili adayı bir beyefendi(!)nin soysuzlupuna bir bakalım, örneğin. Adam, bir yandan hiç bir fırsatı da kaçırmadan üstelik; Güney’e geçip “İşgalden kurtulmak, halkın ve ülkenin yeniden birleşmesi” konulu atölye çalışmalarına da katılarak; tekrar vekillik için adaylığını koyduğu ve utanmadan halkından oy dilendiği KKTC’devletinin; ve hala ekmeğini yediği Türkiye’nin aleyhine konuşmak ve şiir bile okumak cüretini gösterebiliyor. Ve bu tür etkinliklere katılması da bu bayın ilk defası da değil üstelik. Şimdi adama sormazlar mı? Senin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin vekilliği ile ne ilgin, ne alakan olabilir? Niyetinin, devleti soymak, devleti içten çökertmek ve Rumoğulllarına yamalanmamız için Partin CTP ve ruhani lideri olan Talat’a arka çıkmaktan başka? Hal böyleyken, hangi yüzle gider de bu cumhuriyet’in halkından utanmadan bir de oy istersin???

Sevda mı Canan mı Öztoprak da giderayak – gidiyor değil mi? Ne ise.. Gitmek istemese bile; nasıl olsa yakında götürülecek – evet bu hanımın, Milli Eğitim Bakanlığının başına getirileli yapmış olduğu tahribatlar yetmemiş gibi; şimdi de okullarda “Yunanca derslere ağırlık vereceğiz” diyor. Alınız işte. Çocuklarımıza öncelikle kendi lisan ve dillerinin, kendi dinlerinin; kendi tarihlerinin; ve illaki de bu günlere nasıl geldiğimizi anlatan onurlu direnişimizi; kendi ulusal değerlerinin; kendi gelenek ve göreneklerinin öğretilmesiyle mükellef bu bayan; okul tarih kitaplarından yakın geçmiş tarihimizi ve dinimizi çıkardığından maada; şimdi de çocuklarımıza okullarda ‘ağırlıklı’ Yunanca öğretileceğinden bahsediyor gururla!!! Şimdi bunların Türk mü Rum mu olduklarından şüphelenmemek mümkün mü sizce?.Ben şahsen; ABD, AB vb fark etmez çünkü hepsi de aynı dokun soyudur; emperyalistler tarafından eğitilerek - bu hanımın kendi itirafı – evet, bence bu mesokertolar çoktan vaftizlenmiş; Hıristiyanlaştırılmış ve aramıza yerleştirilmişlerdir. Ancak halkı aldatabilmek ve görevlerini rahatça yürütebilmek için kasıtlı olarak isimlerini değiştirMemişler; o kadar! Baksanıza, kadın; çocuklarımızı Güney’e kaydırarak onların gavur geleneklerine göre eğitilmelerini garantilemek için kollejlerimizi bile kapattırmış; yüzlerce çocuğumuzun Güney’de okutulmalarına – hala Rum talebeler tarafından dövülmekte olmalarına rağmen hem de - ve kendileri gibi gavurlaştırılmalarına yol açmış! Ne yani, yalan mı?

Vatanın ve halkının bölünmez bütünlüğünü koruma yemini vererek makama gelmiş KKTC’nin Cumhurbaşkanı’nın; yeminine tezat; başkanı olduğu devleti tasfiye edip; gavuroğullarıyla birleşmek sevdasıyla; sürekli yalan söyleyerek; sözde barış ve Federasyon adı altında halkını aldatarak cellatlarına teslim etme yoluna gidebiliyorsa; temsil ettiği halkının ne istediğini değil; Kıbrıs Türk halkının “SAHİBİ”ymiş gibi; bir diktatör, bir çiftlik ağası edasıyla: “Benim halkım iki devlet’ten yanadır; ama ben bunu istemiyorum! İktidara gelecek olanların da çizgileri benimkinden farklıysa; BANA UYMAK ZORUNDADIRLAR!” – Bak sen .. Ne ise !!! - diyebiliyor ve üstelik temsil ettiği devletin Anayasası’na aykırı hareket edebiliyorsa; ben de bu zatın gasp etmekte olduğu haklarım için savaşmalı ve kendi fikirlerimi özgürce ifade edebilmeliyim.Yok öyle demokrasiyi sadece kendi çıkarları için kullanmak! Demokrasi her ferdin hakkıdır. Ve burada ben de demokratik haklarımı kullanarak; KKTC; ONUN BUNUN ihtirası; sakat ideolojisi ve keyfiyle yıkılmak için değil; ebediyen yaşatılmak için kurulmuştur!!! Her karışında bir şehit yatan bu ata emaneti vatan toprakları; piyangodan çıkmadı! Bu vatan kan ve canlar pahasına alınmıştır! Ne demişti Ata’mız? Ata’mız: “Millet egemenliğini almıştır, ve isyan ederek almıştır. Alınmış egrmenlik hiç bir sebep ve suretle terk ve iade edilermrz; tevdi edilemez”

Herkes haddini bilsin !!! ÇÜNKÜ BU VATAN SAHİPSİZ DEĞİLDİR!!!...........
 

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Cevap: Yeniden Birleşmek’miş !!!

Yazınız için gerçekten teşekkürler. Çok beğendim. Birinci paragrafınızda kan dökmekten bahsetmişiniz. Türk milletinde hiç bir zaman yönetimde yalan, hilekarlık, entrika çevirme, komplo kurma gibi öğeler olmamıştır. Atalarımız hiç bir zaman yabancı ülke yönetimini elde etmek için saraya Türk gelini yollamamışlardır. Bütün dünya devletleri şunu çok iyi biliyorlardır. Anadoluda Türkler varoldukça savaş ile hiçbir çözüme varılamaz. Çünkü bu yüce ırk ayağında pabuç yokken taşla sopayla yedi düveli denize döktü. Şu anda ise yabancı devletlerin yapabilecekleri tek şey var. Araya nifak sokmak ve bazı makamları ele geçirip ne idüğü belirsiz insanları buralara yerleştirmek. Sonunda istenilen şekilde at koşturulabiliniyor. Derhal bu durumdan kurtulmamız gerekir. Kendini rum gibi hisseden de Ben Türküm diyende seçimlerde daha duyarlı ve dikkatli davranması gerekir.

Vatanın ve halkının bölünmez bütünlüğünü koruma yemini vererek makama gelmiş KKTC’nin Cumhurbaşkanı’nın; yeminine tezat; başkanı olduğu devleti tasfiye edip; gavuroğullarıyla birleşmek sevdasıyla; sürekli yalan söyleyerek; sözde barış ve Federasyon adı altında halkını aldatarak cellatlarına teslim etme yoluna gidebiliyorsa; temsil ettiği halkının ne istediğini değil; Kıbrıs Türk halkının “SAHİBİ”ymiş gibi; bir diktatör, bir çiftlik ağası edasıyla: “Benim halkım iki devlet’ten yanadır; ama ben bunu istemiyorum! İktidara gelecek olanların da çizgileri benimkinden farklıysa; BANA UYMAK ZORUNDADIRLAR!” diyenlere bir cevap verelim. Dediğiniz gibi bu vatan sahipsiz değil. Tekrar teşekkür ederim yazınız için.
 
Üst